Uyku Apnesi sendromu

Uyku yaşam süremizin yaklaşık üçte birini geçirdiğimiz, fiziksel olarak dinlendiğimiz ve beyin fonksiyonlarımızın düzenlendiği aktif bir süreçtir. Uyku süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte etkin olabilmesi için en az 4 saatlik bir sürenin gerekli olduğu kabul görmektedir.

Asırlardır merak uyandıran bir konu olan uykuyla ilgili hastalıklardaki araştırmalar son 30-40 yıldır meyvelerini vermiş ve uykuyla ilgili 80'in üzerinde hastalık tanımlanmıştır.

Uyku sorunları içinde en çok rastlanan ve doktora başvurma nedeni olan "uykusuzluk"tur. Ancak horlama ve uykuda solunumun durması olarak tanımlanan 'apne sendromu', uykuyla uğraşan bilim adamlarınca ölüme götüren ciddi sonuçları nedeniyle daha çok önemsenmektedir.

Memorial Hastanesi Göğüs Hastalıkları hekimlerinden Dr. Ayfer Utkusavaş hastalığı yaşayan kadar yatak partnerinin de yaşam kalitesini ve verimini düşüren, hatta hastayı ölüme kadar götürebilen uyku apne sendromu ile ilgili şu bilgileri verdi.

Reklam
Reklam

Horlamanın neden olduğu en önemli hastalık, uykuda solunumun durması olarak tanımlanan 'uyku apne sendromu'dur. Bu hastalığın belirtileri sabahları baş ağrısıyla uyanma, yataktan kalkmak istememe, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, sosyal, ailevi, cinsel ve iş sorunlarıdır. Çok fazla bilinmeyen apne, trafik kazası riskini 7-8 kat artırıp, iş kazalarına neden olmakta ve toplumdan topluma değişmekle birlikte %1-4 sıklıkta görülmektedir. Şeker hastalığı sıklığının %3, astım sıklığının yaklaşık %5 olduğunu düşünürsek ne kadar önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuz biraz daha netleşebilir.

Apne sendromu olan kişide horlama, 3-4 kat daha fazla, çok kaba ve gürültülüdür. Bu kişilerde uyku, nefes durmalarıyla kesilir. Horlamanın yanı sıra nefes daralmaları, iç çekmeler, el kol hareketleriyle çırpınarak uyanmaya çalışma, sık ve uzun süreli solunum durmaları, sabah yorgun uyanmayla kendini gösterir. Gece boyunca bölünmüş uyku ve uykuda oksijen düşmeleri unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu ve tatminsiz uyku ile sonuçlanır. Tedavi edilmezse kalp büyümesi, ritim bozukluğu, hipertansiyon, iş kazaları, cinsel isteksizlik, uykuda ölüme neden olabilir. Uyku apne sendromlu hastaların %30-50'sinde hipertansiyon bulunurken nedeni bulunamayan hipertansiyonlu hastaların 5'te birinde uyku apne sendromu bulunmaktadır.

Reklam
Reklam

Uyku apne sendromu tanısı, klinik şüphe sonrasında yapılan değerlendirme sonucunda "polisomnografi"denilen tüm gece boyunca beyin aktivitesinin ve solunumsal olayların kaydedildiği "uyku testi" ile konur. Hafif olgularda kilo verme, üst havayolunun tıkayıcı anatomik engellerinden kurtulma (KBB operasyonları), ağız içi araç gibi tedaviler önerilmektedir.Ağır olguların tedavisi ise CPAP (sürekli pozitif basınçlı hava veren cihaz) adı verilen üst havayolunun açık kalmasını sağlayan cihaz ile yapılmaktadır. Tedaviye cevap dramatiktir; uyku kalitesi normale döner, horlama, nefes durmaları, gündüz uykululuk ortadan kalkar, insanlar normal yaşantılarına yeniden hem de en kısa zamanda dönmektedirler.

Anahtar Kelimeler: