Normalde, rastlantısal yaşanan bir uykuya dalma hareketidir. Çoğu durumda normal ve doğal bir fenomen olmasına rağmen hipnik sarsıntı, oldukça rahatsız edici ve hatta korkutucu bir deneyim olabilir.
Uyurken Düşer Gibi Olup Sıçramak Nasıl Gerçekleşir?
Kimi uzmanlar hipnik sarsıntıyı, uyku ile uyanıklık arasındaki savaştan kaçıp kurtulan hareketler olarak özetlerken; bazıları, vahşi hayvanlardan korunmak için ağaçların dallarında uyuyan primat atalarımızdan, genetik yoluyla bize geçen bir içgüdü olduğu şeklinde açıklamalar yapmaktadır. Uyanıkken boşluğa düşme hissi bile bize yabancı iken primat atalarımızı hatırlayabilmek mümkün değildir.
Bilimsel olarak açıklandığında şu aşamalarla karşılaşıyoruz:
- Uykuda bedenleriniz felç olur ve dış dünyadaki olaylardan habersiz olursunuz.
- Ama kas kontrolünüz bir şalter gibi birdenbire inmez.
- Beynin, gelen impulsları ayıran, bütün duyusal ve motor merkezler arasında bağlantılar kurup, veri iletişimini koordine eden nöron ve lif ağı olan "retiküler harekete geçirici sistem" olarak adlandırılan alanı, nefes alma gibi temel işlevlerimizi kontrol ederken, bize bir uyarı alıp almadığımızı söyler.
- Uykunun başlatılmasında ise hipotalamusta yer alan ventrolateral preoptik çekirdek rol alır.
-
Uykuya daldığınızda, retiküler aktivasyon sistemi vücudunuzun kontrolünü serbest bırakırken, venterolateral preoptik çekirdek görevi üstlenir. Bu süreç, dimerli elektrik anahtarının, ışığı yavaş yavaş kısması gibidir; ancak her zaman düzgün çalışmaz.
- Bazen artan uyandırıcı enerjinizin rastgele patlamaları, net olmayan nedenlerden dolayı sarsıntılı hareketler biçiminde ortaya çıkar.
- Uyku evrelerinin incelenmesi sırasında tespit edilen hızlı göz hareketlerinden anlaşıldığı üzere, bunların rüya gören beyninizle hiçbir ilgisi yoktur.
Hipnik Sarsıntının Olası Nedenleri Nelerdir?
**Hipnik sarsıntı motor aktiviteleriniz ile ilgili olduğundan, motor sisteminizi gece aktif tutacak herhangi bir şey bu deneyimi yaşama olasılığını artıracaktır.** Bazı küçük önlemler alarak rahatsızlık hissinden kurtulmayı deneyebilirsiniz.
1. Uyarıcılar
Gün boyu aldığınız tein, kafein ve benzeri uyarıcılar uykuya geç dalmanıza neden olacaktır. Özellikle akşam saatlerinde, **kafein ve tein içeren içecek tüketimini azaltmanız hipnik sarsıntı yaşamamanız açısından fayda sağlayacaktır.**
2. Ağır egzersizler
Gün içinde bedeninizi zorlayan ağır işler yapmanız veya spor antremanında kendinizi zorlamanız, hipnik sarsıntı yaşama ihtimalini güçlendirir.
3. Yoğun stres
İçinde bulunduğunuz dönemde boşanma, ölüm, iş kaybı gibi ağır bir kayıp veya sizi sıkıntı içinde bırakan çekişmelerden dolayı ortaya çıkan yoğun stres durumu varsa boşluğa düşme hissinin uykunuza eşlik etmesine çokça rastlanır.
4. Zihinsel yorgunluk
İş veya okul hayatınızın yoğun temposu da aynı şekilde uyku-uyanıklık geçişlerinizin sorunlu olmasına neden olabilir.
5. Uykusuzluk veya düzensiz uyku
Eğer hipnik sıçramalar sizi rahatsız edici düzeye geldiyse düzenli bir uyku - uyanıklık rutini oluşturmak çözüme yardımcı olabilir. Uykusuzluk, çok geç saatlere kadar uykusuz kalmak, bazen az bazen çok uyumak gibi bedeni zorlayan düzenlerin uyku akışında sorun yaratması normaldir.
6. Beslenme
Başka bir açı olarak beslenme yönünden konuya yaklaşacak olursak, magnezyum, kalsiyum ve demir eksikliğinin, kendiliğinden bir hipnik sarsıntı yaşama olasılığı doğurduğu da düşünülebilir.
7. Ortam
Bütün bunların yanında uykunuzun başlangıcında; uyku ortamınızın serin, karanlık ve sessiz olmasının, problemin sıklığının ve yoğunluğunun azaltılmasında yardımcı olabileceği ileri sürülmektedir.
Uykuda Boşluğa Düşme Hissinden Kurtulmak Mümkün mü?
Sebebi her ne olursa olsun, kesin olan, bu sıçrama hareketlerinin normal olduğudur. Aslında konu hakkında yeterli araştırma bulunmamakta, bu da konu hakkında kesin bir “tedavi” belirlemeyi imkansız kılmaktadır. Şu anda sadece, yaşlandıkça, yaşayacağımız hipnik sırların sayısının doğal olarak azalması gerektiği biliniyor. Burada göz önünde bulundurulması gereken asıl konu, hipnik sarsıntının size ya da partnerinize bir sorun yaratıp yaratmadığıdır. Eğer yaratıyorsa, o zaman bir uyku uzmanına görünmenin zamanı gelmiş demektir. Deneyiminiz uyku apnesine varan bir dizi uyku bozukluğuna varmadan sorunu çözmeye çalışmak en doğrusudur. Uzman bir nörolog ziyaret edilerek, Elektroensefalografi (EEG) yöntemi ile, göz hareketleri, EKG, EMG ve solunum kayıtlarının eş zamanlı incelenmesi sonucunda, tüm uyku evreleri kayıtlanarak uyku rahatsızlıklarınız incelenebilir.
## Uykuya Geçerken Yaşadığımız Diğer Anomaliler
Aynı evrede karşımıza çıkan küçük çaplı seğirmeler “miyoklonik sarsıntı”; görsel veya işitsel bir halüsinasyonla birlikte yaşanan sıçramalar da “hipnogogik sarsıntı” ismini alır.
### 1. İstem dışı kas hareketi
El, ayak, kol ve bacakta tik benzeri atma hareketlerinin uyku esnasında gözlemlenmesi sorunu miyoklonik sarsıntı adı verilen bir kas spazmının sonucudur. Hareket istemsizdir, durdurulamaz ya da kontrol edilemez. Tek veya bir grup kası içerebilir. Hareketler sürekli aynı uzuvda veya rastgele değişkenlerle kendini gösterebilir. **Miyoklonik sarsıntı genellikle, başlı başına bir sorun olmayıp, kendisinden çok altta yatan bir bozukluğun belirtisi olabileceği için önemlidir.** Kas seğirmesi ve ardından gevşeme şeklindeki miyoklonuslar nadiren zararlıdır. Bununla birlikte, bazı miyoklonus türleri, bir kişinin yemek yeme, konuşma ve yürüme kabiliyetine müdahale edecek kadar, tekrarlayan ve şok benzeri spazmlar yaşatabilir. Bu durumlarda bir nörologtan yardım almak yararlı olacaktır.
### 2. Patlayan kafa sendromu
Uykuya dalma esnasında görülen bir diğer rahatsız edici durum da patlayan kafa sendromudur. Uyanıklıktan uykuya geçerken birdenbire kafanızın içinde korkunç bir gürültü duyma ve bu patlama sesinin ardından bir ışık belirmesi şeklinde kendini gösteren “patlayan kafa sendromu”, bir algı yanılmasıdır. **Kesin olmamakla birlikte nedenleri; stres, aşırı yorgunluk, iç kulak rahatsızlıkları olabilir. Kadınların erkeklere oranla bu sendromu daha sık yaşadıkları görülmektedir.** Çok nadir olarak elli yaş üstü insanlarda da görülebilir. Birbirini kontrol eden uyanık ve yorgun zihin parçalarınızın oyunu ile, yanıp sönen ışıklar görme ve bu şekilde yüksek sesle patlama duymaya kadar varan halüsinasyonlar söz konusu olur. Bazı aşırı durumlarda bu problem, ciddi uykusuzluklara ve hatta uzaylı kaçırma iddialarına bile yol açmıştır. Psikolojik etkileri sarsıcı olabilmekle birlikte, genel olarak endişelenecek bir durum yoktur; bunlar sadece uykuya dalmanın rastlantısal göstergeleridir.
![Screenshot_56](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/12163224/640xauto.jpg)
### 3. Karabasan (uyku felci)
Uyku ve uyku ile uyanıklık arasındaki durumlardan en etkili ve korkutucu olanı da şüphesiz halk arasında karabasan olarak adlandırılan uyku felci durumudur. Uyku felci durumunda uyandığınızı düşünürsünüz ancak yataktan doğrulmak ya da hareket etmek mümkün olmaz. **Sanki biri sizi yatağınıza bağlamış, hatta üzerinize bastırmaktadır. Bu sendroma Afrika’da "sırtındaki şeytan", Türkiye’de ise "karabasan" denir.** Uyku, Non-REM ve REM uykuları şeklinde ikiye ayrılır. Gördüğünüz rüyalara bağlı olarak göz hareketlerinin etkin olduğu REM döneminde, vücuttaki tüm kaslar felçtir. O süre içinde bilinç oluşmadan uyanırsanız kendinizi kalkamaz durumda bulursunuz. Bu evrede beyin fonksiyonları uyanıklıktaki halinden daha fazladır. Bütün gün öğrenilenler ön bellekten alınıp arşivlenir, dosyalanır, tıpkı bir bilgisayardaki işletim sistemi gibi... Solunum düzensizdir, tüm organlar asgari enerji kullanırken beyin azami enerji kullanır. Fakat siz tam bu sırada uyanırsanız bilinciniz açık olmasına rağmen beyniniz uyku halindedir. Araştırmalara göre her dört kişiden birinin yaşadığı bu durum da, bu açıklamalar ışığında son derece normaldir.