Mutlu bir cinsel yaşamın karşılıklı güven, dürüstlük, açıklık, paylaşım ve saygı üzerine temellendirilmesi gerektiğini ifade eden psikiyatri uzmanı Dr. Ebru Soylu, uyarılarda bulundu.
Uzm. Dr. Ebru Soylu, “Çiftler birbirlerine karşı sorumlu davranmalı, herkesin bir mahremiyeti ve değeri olduğunu akıllarından çıkarmamalıdırlar” diye konuştu.
Hiç kimsenin hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamaya zorunlu olmadığının altını çizen Uzm. Dr. Ebru Soylu, “İstenmeyen gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalık kaygısı, kişilerin sağlıklı ve tatmin edici cinsellik yaşamasını engeller. Bu konudaki önlemlerin önceden alınması önemlidir. Varsa cinselliğe ilişkin yanlış inanışlar birlikte konuşularak ve paylaşılarak aşılmalıdır. Bir insanın başka bir insana cinsel yakınlık duyması, herkes için farklı davranışları içerebilir. Bu nedenle kişiler kendi aralarında sevdikleri, haz aldıkları ve istedikleri veya sevmedikleri cinsel davranışları konuşmalıdır” dedi.
Cinsel terapinin cinsel sorunlar konusunda eğitim almış deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından cinsel sorunları olan birey ya da çiftlere uygulanan bir tür kognitif davranış tedavisi olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Ebru Soylu, şunları söyledi:
“Cinsel tedaviler, psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır. Cinsel terapi bu konuda eğitim almış, deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanır. Cinsel terapiye başvuran kişinin cinsel eşi varsa tedaviye cinsel eşiyle birlikte başvurması önerilir. Çünkü bu, tedavi başarısını daha da artırmaktadır. Öncelikle her iki partnerle ayrı ayrı görüşülerek cinsel öykü ve cinsel sorun öyküsü alınır. Sorunun alanları belirlendikten sonra tedavi hedefleri çiftle beraber saptanır. Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlenir. Cinsel bölgelerin anatomisi ve fizyolojisi, cinsel yanıtların işleyişi, yanlış cinsel inanışlar, cinsellik kavramı anlatılır. Daha sonra çeşitli ev ödevleri verilerek cinsel terapi uygulanır.”
İnsan davranışı ve cinselliğinin bedensel, psikolojik, sosyal koşullardan etkilendiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ebru Soylu, “Cinsellik sadece cinsel organlarla sınırlı değildir. Cinsellikle ilgili duygular, düşünceler ve yerleşmiş inançlar vardır. Yerleşmiş inanışların çoğu zaman hatalı olabildiği bilinmektedir. Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin etkileşimleri etkili olabilir. Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de, oluşumunda rol oynayan etkenlere göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler birlikte incelenir” şeklinde konuştu.
Cinsel terapi ile tedavi edilebilen cinsel işlev bozukluklarının vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu, disparoni (kadında ağrılı cinsel ilişki) kadın ve erkekte cinsel istek bozukluğu, kadında uyarılma bozukluğu, kadın ve erkekte orgazm bozukluğu olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Ebru Soylu, şöyle devam etti:
“Ancak ülkemizde yaşanan cinsel sorunlara göz attığımızda, cinsel eğitimsizlikten kaynaklanan sorunlar, cinsel bilgi eksikliği, cinsel deneyimin yetersiz olması, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, yetiştiriliş biçimi nedeniyle sağlıklı bir bedene ve psikolojik yapıya sahip bireylerde ya da çiftlerde cinsel sorunlar sık görülmektedir. Bu sebeplerle meydana gelmiş olan cinsel sorunlar da birkaç seans danışmalık verilerek tedavi edilebilmektedir.”
Dünyada ve Türkiye’de yıllardır cinsel terapi ile vajinismus ve erken boşalma olgularının pek çoğunun başarıyla; cinsel isteksizlik, erkeklerin sertleşme bozukluğu ve kadınların uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi diğer cinsel işlev bozukluklarının da büyük ölçüde tedavi edildiğini işaret eden Uzm. Dr. Ebru Soylu, “Cinsel sorunun tipine ve sorunlu çifte göre değişiklikler olmakla birlikte, cinsel tedaviler ortalama olarak 8-12 seans sürer. Bazen kişiye göre bir iki görüşme ile kısa zamanda düzelen vakalar olabildiği gibi, tedavisinin bir iki yıl sürmesi gereken vakalar da olabilir” diyerek sözlerini noktaladı.