Uzman isim, o bölgelerde binaların yıkılmasının en önemli sebebini açıkladı! "Ortak kaderi paylaştılar"

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerle büyük kayıplar yaşanan bölgelerde incelemelerini sürdürüyor. Beraberindeki heyetle bölgeyi karış karış dolaşarak gerekli envanteri toplayan Sözbilir, depremlerde meydana gelen yıkımda bazı ilçelerin 'ortak kaderi' paylaştığını söyleyerek, Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi ile Hatay’ın Antakya ilçesinde yıkılan binaların en büyük sebebini açıkladı.

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık depremlerin ardından incelemelerde bulunmak üzere deprem bölgesine giden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, beraberindeki heyetle birlikte bölgeyi karış karış dolaşarak gerekli envanteri topluyor.

"SIVILAŞMA TEHLİKESİNİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINABİLİR”

Yaşanan felaketi ‘son 100 yılın en büyük depremi’ olarak niteleyen Prof. Dr. Sözbilir, depremlerde meydana gelen yıkımda bazı ilçelerin ortak kaderi paylaştığını söyledi. Önemli bir kısmı sıvılaşma tehlikesi içeren zeminler üzerinde kurulu bulunan Adıyaman’ın Gölbaşı ve Hatay’ın Antakya ilçelerinde çok sayıda binanın, deprem sırasındaki sarsıntının şiddetine dayanamadığını ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, “Depremin ardından binalar düşeyden saptı ve zeminin içine gömüldü. Sıvılaşma tehlikesi, jeoloji ve jeofizik yöntemlerle belirlenebilir. Buna göre de sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli önlemler alınabilir” dedi.

Reklam
Reklam

“CAN VE MAL KAYBI KAÇINILMAZ OLUYOR”

Sıvılaşmanın siltli kum zeminlerde gelişen bir olay olduğunu belirten Sözbilir, “Böyle bir zeminde, 10 metreye kadar olan sığ derinliklerde yeraltı suyu var ise deprem sırasında taneler arasındaki gözenek suyu basıncı değiştiğinde, su içinde bulunduğu siltli kum ile birlikte yeryüzüne çıkıyor. Böylece binanın altındaki zeminde hacimsel azalma gerçekleştiğinden, zeminin taşıma gücü azalıyor ve bina zemin içine gömülmeye başlıyor, yan yatıyor, devrilebiliyor veya yıkılabiliyor. Binanın kendisi de iyi projelendirilmemişse, kötü işçilik ve kalitesiz malzeme ile inşa edilmiş ise can ve mal kaybı kaçınılmaz oluyor. İşte Antakya ve Gölbaşı ilçelerindeki yıkımların en önemli nedenlerinden biri de bu. Bu nedenle yerleşim alanlarımızı yeniden inşa ederken sıvılaşma tehlikesini ortadan kaldırmak zorundayız” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Sözbilir, inceleme için çektiği videolarda zemin sıvılaşması nedeniyle kullanılmaz hale gelen binaları görüntüledi. Binaların, zemine gömüldüğü görülen görüntülerde bazı araçların da zemin sıvılaşması nedeniyle binaların altına sıkıştığı görüldü. (İHA)

Anahtar Kelimeler: