Uzmanından "bebeğinizin ağlama nöbetlerini gözlemleyin" uyarısı

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzman Dr. Gülnara Heydarova: - "Günde üç saat, haftada üç gün ve en az üç haftadır devam eden ağlama ve huzursuzluk atakları infantil kolik olarak adlandırılır. Bebek üç aylık olduğunda infantil kolik ağlamaları kendiliğinden kaybolur. Genellikle bebeklerde infantil kolik ağlamaları akşam veya gece olur"

İSTANBUL (AA) - Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzman Dr. Gülnara Heydarova, "Bebeğinizin ağlama nöbetlerini gözlemleyin. Günde üç saat, haftada üç gün ve en az üç haftadır devam eden ağlama ve huzursuzluk atakları varsa bebeğiniz infantil kolik olabilir." ifadelerini kullandı.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Gülnara Heydarova, "Bebeğiniz kolik ise probiyotik ve prebiyotik içeren besinler ile bağırsak florasını düzenleyebilir ve doğru masaj ile bebeğinizi rahatlatabilirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

İnfantil kolik sağlıklı ve normal büyüyen infantlarda görülen durdurulamayan ağlama ve huzursuzlukla karakterize bir durum olduğunu aktaran Heydarova, kolik bebeklerde ağlama ataklarının uzun sürdüğünü ve bebeklerin kolaylıkla sakinleştirilemediğini ifade etti.

Heydarova, "Günde üç saat, haftada üç gün ve en az üç haftadır devam eden ağlama ve huzursuzluk atakları infantil kolik olarak adlandırılır. Bebek üç aylık olduğunda infantil kolik ağlamaları kendiliğinden kaybolur. Genellikle bebeklerde infantil kolik ağlamaları akşam veya gece olur.

İnfantil kolik, iyi gelişen sağlıklı bebeklerde, daha çok akşam saatlerinde görülen, ataklar halinde ortaya çıkan, etyolojisi tam olarak aydınlatılamamış, bacaklarını karına çekme, yumruklarını sıkma, karında sertleşme, gaz çıkarma ile birlikte olan, tüm çabalara karşın durdurulması zor, aşırı ağlama ile karakterize bir sendromdur." açıklamasında bulundu.

Son dönemlerde alternatif tedavi yöntemlerinden, infantil kolik tedavisinde spinal masajın daha sık önerildiği bilgisini veren Heydarova, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

"Spinal kord boyunca spesifik şekilde yapılan masajla somotovisseral refleksi etkilemekte, gastarointestinal motiliteyi ve içeriğinin hareketlerini arttırarak bebeğin rahatlamasını sağlıyor.

İnfantil kolik tedavisinde, probiyotiklerin veya prebiyotiklerin kullanımı bağırsak florasının düzenlenmesi, özellikle allerjenlere karşı duyarlılığı etkilemektedir. Probiyotiklerin veya prebiyotiklerin diyete eklenmesi, bağırsak mikroflorasının düzenlenmesini ve bağırsak hareketlerini de düzenleyebileceği nedeniyle güvenle kullanılmakta ve en fazla önerilen tedavi yöntemlerindendir."

- "İnfantil kolik üzerine araştırmalar yapılmasına rağmen kesin nedenleri bulunmuyor"

Heydarova, infantil kolik üzerine araştırmalar yapılmasına rağmen kesin nedenlerinin bulunmadığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yalnızca birkaç neden üzerinde duruluyor. İlk olarak Gastrointestial nedenler kolonda gaz yapımının arttığı ve özellikle beslenme sırasında (emme zamanı) yutulan havanın bağırsak duvarında gerilmeye neden olarak koliğe (sancıya) neden olduğu ileri sürülmüştür. Psikososyal faktörlerde ise anne-bebek ilişkisinin, aile ve sosyal ortamın infantil kolik üzerinde etkisi görülür.

Reklam
Reklam

İmmatür merkezi sinir sistemi, kolikli bebeklerin sinir sistemlerinin daha hassas olduğu ve hafif bir uyaranın, ciddi ağlama periyodlarına neden olabileceği ileri sürülmüştür. Her bebeğin kliniği farklı olduğu için koliğin kesin nedeni bilinemediği, standart bir protokolün oluşturulamaması nedeniyle birçok seçenek uygulanmış ancak halen etkili bir tedavi biçimi bulunamamıştır."

Ebeveynlerin ev içinde bebeklerin ağlama atakları ile karşılaştığında farklı yöntemler geliştirebildiğini aktaran Heydarova, şu ifadeleri kullandı:

"Örneğin kucağa alma, emzik verme, arabaya binmiş gibi sallama, yanında elektrik süpürgesi veya saç kurutma makinesi çalıştırma, beşikte sallama, araba ile gezdirme, bebeğin yanında yatma, bebeğe yapılan uyaranların azaltılması gibi yöntemler çok sık kullanılıyor. Fakat bunların ağlama süresi veya atak sayısı üzerinde olumlu etkisinin olduğu gösterilmiyor.

Öncelikle aileler bu durumun 3 ila 4 ay dolduktan sonra kendiliğinden geçeceğini, bunun mutlak bir hastalık olmadığı, prognozunun iyi olduğunu, bebeğin gelişiminin normal olarak devam edeceğini ve bebeğe karşı daha sakin ve nazik yaklaşmaları gerektiği unutmamalıdırlar. Gerekirse ailelere beslenme ve bebek bakımı hakkında destek almaları önerilir. Bebeklere, ilaç tedavisi, davranışsal tedavi ve diğer çeşitli tedavi seçenekleri öneriliyor."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz