Usulüne uygun hazırlanmayan mangalda pişirilmiş gıdalarda birçok kanserojen madde oluştuğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Sibel Bölek, "Mangalda gıdaları pişirme işlemine başlamadan önce mutlaka ateşin tamamen köz haline gelmesi beklenmelidir. Aksi halde dumanda bulunan kanserojen maddelerin mangalda pişirilen gıdalara yapışması söz konusudur." değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca mangaldaki kömür tozlarının da gıdanın üzerine sinerek mide, yemek borusu kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne neden olabildiğine işaret eden Bölek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Alevle yakarak pişirme işlemi de son derece yanlış olup gıdalar ateşe çok yaklaştırılmamalı, mangal alevi ile gıda arasında en az 15 santimetrelik bir boşluk bırakılmalıdır. Etler sıklıkla çevrilerek pişirilmeli, kararan yanan kısımlar kesilip atılmalı, kesinlikle tüketilmemelidir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, mangalda pişirilecek etlerin mümkün olduğunca yağsız kısımlardan seçilmesidir. Böylelikle ateşe damlayan yağ ile çıkan dumandan kaynaklanan kanserojen maddelerin minimize edilmesi mümkün olabilir. Ayrıca etlerin biberiye, zerdeçal, nane, karabiber ile marine edilmesinin de son derece yararlı etkilerinin olduğu bilimsel araştırmalarla da ortaya konmuştur."
"Mangal ızgarası her kullanımdan sonra mutlaka temizlenmeli"
Sibel Bölek, mangalın yanında söğüş salata, soğan, sarımsak, ayrıca taze meyve sebzelerden antioksidanlarca zengin olanların tüketilmesinin de mangaldan kaynaklı zararlı etkilerin vücutta bertaraf edilmesinde faydalı olacağını ifade etti.
Mangalın temizliğinin titizlikle yapılmasının da zararlı etkileri önlemek açısından önemli bir unsur olduğuna dikkati çeken Bölek, "Mangalın ızgarası her kullanımdan sonra mutlaka temizlenerek oluşmuş kanserojen maddelerin bir sonraki kullanıma aktarılması engellenmelidir. Kullanım öncesi mangalı bir miktar yağlamak da kanserojen maddelerin pişirilecek gıdalara yapışmasını önlemede etkilidir." uyarısında bulundu.