Memorial Diyarbakır Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erkan Dalbaşı, safra kesesi taşlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, “Karnın sağ üst tarafında hissedilen ağrılar, safra kesesi taşının habercisi olabileceğinden hiç vakit kaybetmeden uzman hekime başvurulması gerekir, çünkü safra kesesi taşları ciddi hastalıkların habercisi olabilir” dedi.
Safra taşlarının orta yaşlı, beyaz tenli, obez ve çok doğum yapmış bayanlarda daha sık görüldüğünü dile getiren Op. Dr. Erkan Dalbaşı, toplumun genelinde ise 60 yaş üzerinin üçte birinin safra kesesinde taş veya çamur görüldüğünü kaydetti. Hemolitik anemi, karaciğer sirozu, şeker hastalığı ve safra yollarında doğumsal çeşitlilik olanlarda taş görülme sıklığı artacağını söyleyen Dr. Dalbaşı, safra kesesinde taş olan hastaların yüzde 30-40 oranında hastalığın belirtilerinin görüldüğünü bildirdi. Bu hastalarda en çok safra kesesinin, safra taşlarını atma çabası görüldüğünü açıklayan Dr. Dalbaşı, sistik kanalın taşla tıkanması sonucu ani başlayan, şiddeti giderek artan 3-6 saat sonra yavaş yavaş azalan ağrılar görüldüğünü kaydetti. Atak sonrası epigastrik bölgede ve karın sağ üst yanında ağrı devam ederek; buna bulantı hissi, kusma da eşlik ettiğinde tıkanıklığın safra kesesi duvarı iltihabına yol açabileceğini söyleyen Dr. Dalbaşı, “Safra kesesi taşlarının görülme sıklığı toplumdan topluma, diyet alışkanlığına ve genetik yatkınlığa bağlı olarak değişiklik göstermekle beraber sık rastlanılan bir hastalıktır. Özellikle kadınlarda ileri yaşlarda sıklığı artmaktadır. Safra taşı ile safra kesesi kanseri de kısmen ilişkilidir. Safra taşı olan hastaların ortalama yüzde 5'inde safra kesesi kanseri görülebilmektedir. Safra kesesi taşları ana safra kanalına düşerek orada tıkanıklık yapar ve bu tıkanma sarılık, kolanjit atakları ve pankreas iltihabı gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açar. Safra yollarında sık sık tıkanma ya da uzun süren tıkanmalar veya iltihaplar olursa bir karaciğer hastalığı olan siroza dönüşebilir. Bundan dolayı karaciğer yetmezliği belirtileri vücutta şişmeler, karın şişliği, kanamalar görülebilir” dedi.
Belirtilere yol açmadan seyreden safra taşlarının tedavisinde farklı görüşler olmakla birlikte diyabetli ve tıbbi takibini düzenli yaptıramayacak hastalarda cerrahi girişimle safra kesesinin alınmasının önerildiğini belirten Dr. Dalbaşı, günümüzde safra kesesi taşlarının tedavisinin laparoskopik yöntemle rahatlıkla yapıldığını söyledi. Karın bölgesinden girilen 3 veya 4 portla akut kolesistit halinde bile laparoskopik safra kesesi ameliyatı yapılıp genellikle bir gün sonra hastaların taburcu edildiğini açıklayan Dalbaşı, ayrıca göbekten girilen tek portla sils yöntemiyle hiç iz kalmadan da safra kesesi ameliyatının yapıldığını kaydetti. Dr. Dalbaşı, “Ameliyat sonrası dönemde hasta diyetine özen göstermelidir. Özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmalıdır. Bazı yağı fazla olan balıklar dışında balık tüketimi uygun olup, balığın zeytinyağında kızartılması önerilir. Sindirimi zor olan yağda kızarmış yiyeceklerin azaltılması ya da kısıtlanması yararlıdır. Yemek pişirirken sıvı yağlar, besinlere hayvansal yağlardan daha az geçtiğinden tercih edilmesi daha uygundur. Taze sebze ve meyve yenilmelidir. Hasta da kabızlık oluşuyorsa posalı yiyecekleri tercih etmelidir. Hastanın bol sıvı tüketmesi de gerekir” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz