TUĞÇENUR YILMAZ/ECENUR ÇOLAK - Uzmanlar, Ermenistan'da 10 yıllık Sarkisyan iktidarından sonra seçimi kazanan Nikol Paşinyan'ın dış politikada atacağı adımlar konusunda temkinli olmak gerektiği görüşünü savunuyor.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi İlyas Kemaloğlu, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever ve Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Başkanı Alev Kılıç, Ermenistan'da dün gerçekleştirilen seçimin sonuçları ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerine olası yansımalarına dair AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kemaloğlu, Ermenistan'daki "Kadife Devrim"in bir neticesi şeklinde yorumladığı seçim sonuçlarının, nisanda başlayan protestolara öncülük eden Paşinyan'ın, erken seçim vaadini gerçekleştirmesi bakımından önem taşıdığını vurguladı.
Erken seçimle Paşinyan ve "Benim Adımım" blokunun, parlamentodaki dengeleri kendi lehlerine değiştirdiğini hatırlatan Kemaloğlu, sandıktan çıkan en önemli sonucun, eski iktidar partisi Cumhuriyet Partisinin parlamento dışı kalması olduğunu söyledi.
Kemaloğlu, seçimlere katılımın yüzde 48,6'yla çok düşük olduğuna dikkati çekerek, bunun, Ermenistan halkının seçimlere verdiği "önemi" gösterdiğini söyledi.
Bu düşük katılımın, Paşinyan'ın aldığı yüksek oy oranına gölge düşürdüğüne işaret eden Kemaloğlu, "Paşinyan'ın yüzde 70 alması işini kolaylaştırmayacak. Parlamentoda Paşinyan'ın kendi taraftarlarının fazla olması önemli ama Ermenistan'ın ekonomi gibi önemli bir sorunu var." şeklinde konuştu.
Kemaloğlu, seçim sonrası Türkiye-Ermenistan ilişkilerini bekleyen sürece de değinerek, bu noktada, Paşinyan'ın, 'Türkiye ile müzakerelere ön koşulsuz açık olduğu' yönündeki ifadelerini hatırlattı.
Türkiye'nin, Azerbaycan'ın işgal edilen topraklarından çekilmemesi durumunda Ermenistan'la masaya oturmayacağını belirten Kemaloğlu, "Bu bağlamda çok da büyük bir beklenti içine girmiyorum." dedi.
Kemaloğlu, Paşinyan'ın, Türkiye konusundaki tutumunu, askeri ve ekonomik yönden hala bağlı olduğu Moskova'nın istediği yönde belirleyebileceğine dikkati çekerek, "Paşinyan her ne kadar dış politikada bütün ülkelerle eşit mesafede olacağını söylese de Rusya'ya bağlılıktan kurtulması zor. Dolayısıyla Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde Paşinyan'ın Moskova'dan bağımsız hareket edebileceğini zannetmiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
- "Paşinyan belirsiz bir aktör"
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Tanrısever de Paşinyan'ın partisi "Toplumsal Sözleşme" öncülüğündeki Benim Adımım ittifakının, yüzde 70 üzerinde bir destekle seçimi kazanmasının önem taşıdığını ancak bunun sürpriz olmadığını söyledi.
"Paşinyan, daha önce sokak gösterileri yoluyla iktidarı ele geçirdi, hükümeti kurdu ama burada bir meşruiyet sorunu var kendisi için. Şimdi seçime gidip kendisine bir meşruiyet alanı bulmaya çalıştı." diyen Tanrısever, Paşinyan'ın bu oranla hem iç hem de dış politikada farklı uygulamalara gidebileceğine işaret etti.
Tanrısever, "belirsiz bir söylem" kullanan Paşinyan'ın, Türkiye, Rusya, ABD ve Avrupa Birliği (AB) konularına da farklı söylemler getirdiğini belirterek, "Bunların ne kadarı söylemde kalacak ne kadarı eyleme dönecek şimdi görmek mümkün olacak. O çerçevede bu seçimler önemli. Paşinyan'ın gerçek politikasını, niçin ve nasıl iktidara geldiğini şimdi daha iyi anlayacağız." ifadelerini kullandı.
Paşinyan'ın daha önce iktidarda bulunan eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'dan daha esnek bir lider olduğuna dikkati çeken Tanrısever, bu noktada Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunu gündeme getirebileceğini dile getirdi.
Paşinyan'ın aldığı yüksek desteğin, Türkiye'nin arzuladığı bir normalleşmeyi öngörecek bir şey olmayabileceğini kaydeden Tanrısever, "Karadağ konusunda da Türkiye'yi rahatsız edecek uygulamaları olabilir. Paşinyan şu anda belirsiz bir aktör. Bundan sonra kartlarını açacak." değerlendirmesinde bulundu.
Tanrısever, Paşinyan'ın özellikle bahara kadar Türkiye ile normalleşme konusunda bir çıkışı olacağını ancak içeriğini şimdiden kestirmenin zor olduğunu vurguladı.
Bu konuda Paşinyan'ın atacağı adımın beklentinin altında kalacağı görüşünü savunan Tanrısever, "Çünkü arkasına aldığı gruplara bakınca bunlar arasında Türkiye'ye sempatiyle bakmayan çok sayıda kesim de var. Her ne kadar (Ermenistan'ın ilk Cumhurbaşkanı Levon) Ter Petrosyan çizgisini sürdüreceğinden dolayı iyimser bakan kişiler olsa da biraz daha temkinli olmak, öneriyi görmek daha önemli." dedi.
Tanrısever, Paşinyan'ın Türkiye'yle bir yakınlaşma içine girebileceğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Özellikle Rusya ile arasına biraz daha mesafe koyması beklenebilir. Bu da Türkiye'ye biraz yakınlaşmaya yönelecek demek. Ancak bunu somut ve Türkiye'yi tatmin eder bir yaklaşımla mı yapar yoksa özellikle Batılı ülkeleri arkasına alıp Türkiye üzerine baskı kurarak ve Türkiye'nin temel beklentilerini karşılamadan mı yapacak onu somut öneride görmek lazım."
Tanrısever, bunlar göz önünde bulundurulduğunda, yüksek bir oranla iktidara gelse de Paşinyan konusunda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi özelinde temkinli bir iyimserliğe sahip olmakta fayda olacağını sözlerine ekledi.
- "Türkiye'yle ilişkilerde daha uzlaşıcı olacağı ümidini taşıyoruz"
AVİM Başkanı Kılıç ise Paşinyan'ın sandıktan bu kadar güçlü çıkışına ilişkin, "Bu, sonuç olarak yirmi yıllık bir tek parti rejiminin, yani (Robert) Koçaryan'la başlayan (Serj) Sarkisyan'la devam eden, Rusya yanlısı bir partinin iktidarının sona ermesi anlamına geliyordu." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkede ilk kez düzenlenen erken seçimle Paşinyan'ın halk gücüne dayanarak iktidarını pekiştirmeye çalıştığını dile getiren Kılıç, "Aldığımız ilk haberlere göre, aynen belediye seçimlerinde olduğu gibi ezici bir çoğunlukla Paşinyan bu seçimlerin de galibi oldu. Artık mecliste de mutlak çoğunluğu elde ediyor. Paşinyan, bundan sonra artık Ermenistan'da sadece sokağın desteğiyle değil aynı zamanda meclisin de desteğiyle icraatını yapabilecek." dedi.
Kılıç, Türkiye'yle ilişkiler konusunda ne yapacağı hakkında bir şey söylemek için erken olduğunu ifade ederek, Paşinyan'a, "Ermenistan’ı satıyor", "Karabağ konusunda taviz verecek", "Dış politikayı değiştirecek, Rusya'dan uzaklaşacak" gibi eleştiriler yöneltildiğini de hatırlattı.
Paşinyan’ın ise bunların aksini savunduğunu aktaran Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Paşinyan elbette ki bir denge aramak ihtiyacında. Rusya'dan kolay kolay kopamaz ama Rusya'yla ilişkilerini Batı'yla ilişkileriyle dengelemek, hatta Batı'ya öncelik vermek arzusunda olduğunu da geçmiş konuşmalarından biliyoruz. Ama bunu, bugünden yarına değil, zaman içinde, kademeli, aşamalı olarak yapılacak bir hareket diye görüyorum. Türkiye ile olan ilişkiler konusunda da şunu söylemek mümkün; her halükarda son yirmi yıldır iktidarda bulunan hükümetlerden daha kötü olmayacaktır. Biz daha yapıcı, daha uzlaşıcı olacağı ümidini taşıyoruz."