Uzmanlar, şarbon mikrobuna karşı uyarıyor

Uzmanlar, şarbon hastalığının gittikçe azalan bir hastalık olmakla beraber dünyanın bazı geri kalmış bölgelerinde hala görülmeye devam ettiğini bildirerek, Türkiye'de ise bu hastalığın bölgesel bir çizgide, özellikle doğu illerinde hala görülmeye devam ettiğini kaydetti.

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve ayrıca Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sırrı Kılıç, şarbon hastalığının halk arasında "çoban çıbanı" ve "kara kabarcık" olarak bilindiğini kaydederek, hastalığın enfekte hayvanlardan insanlara bulaşan hayvansal kökenli bir hastalık olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sırrı Kılıç, "Türkiye'de şarbon, endemik (bölgesel) bir hastalık olup, genellikle enfekte hayvanlardan insanlara direkt temas sonucu bulaşmaktadır. Hastalıklı hayvanların kesilmesi, derinin yüzülmesi veya yaralı deriye direkt temasla deri şarbonu; hasta hayvan etlerinin işlenmesi, yenilmesi veya bu hayvanların yünlerinde, kıllarında bulunan ya da leşlerinden toprağa saçılan sporların solunması sonucu da iç organ şarbonu gelişmektedir. Deri şarbonundan ölüm oranı yüzde 5'in altındayken, iç organ şarbonunda ise bu oran yüzde 95, yüzde 100 oranlarına ulaşmaktadır" dedi.

Reklam
Reklam

Şarbonun yurt içi bildirimi zorunlu bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kılıç, şarbon hastalığının yayılmasına karşı mikrobun görüldüğü bölgelerde sıkı tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi. Kılıç, "Şarbondan ölen hayvanlar yakılarak imha edilmelidir. Şarbon görülen bölgeye belirli bir süre hayvan giriş ve çıkışları yasaklanır. Şarbonun endemik olduğu bölgede risk altında olanlar aşılanmalıdır. Hastaların izolasyonu gerekli değildir. Tek doz antibiyotik tedavisinden sonra bulaşıcılık riski kalmaz. Hastaların yaralarında bulunan kabuklar zorla kaldırılmaya çalışılmamalı, düşen kabuklar da yakılmamalıdır" bilgisini verdi.

Prof. Dr. Sırrı Kılıç, şarbon hastalığının diğer yandan bir meslek hastalığı şeklinde de görülebildiğini belirterek, hastalığın veterinerler, kasaplar, çobanlar ve yün eğiricileri için risk oluşturduğunu kaydetti.