Fotoğraf makinesi, kamera, hesap makinesi, not defteri, radyo, müzik çalar, sözlük, takvim, saat... Hepsi de, ayrı ayrı taşımamıza gerek kalmadan, akıllı telefonlarımızın içerisinde. Peki, kolay erişimin bize sağlık açısından bir bedeli var mı?
Telefonlar radyofrekans (RF) sinyalleriyle çalışan cihazlardır. Akıllı olsun ya da olmasın bütün telefonların çalışma prensibinde RF dalgaları vardır. RF iyonize olmayan radyasyon sınıfına girer.
Radyasyon deyince herkesin aklına nükleer santraller ve atom bombası geliyor. Gayet normal çünkü dünya radyasyonun en büyük etkilerini onlar sayesinde öğrenmiş oldu. Ancak nükleer santraller ve atom bombalarındaki radyasyon iyonize radyasyondur. Radyasyonu bir ışın gibi düşünelim. İyonize radyasyon ışınları vücuttan geçtiğinde dokuları iyonlaştırıcı etkiye sahiptir. Bu sayede DNA hasarlarına veya çok yüksek enerjideyse direkt dokunun yanmasına neden olurlar.
RF dalgaları ise dokularda iyonlaştırıcı etki oluşturmadığı için iyonize olmayan radyasyon olarak adlandırılır. Şu an etrafınızda, hatta içinizden geçmekte olan binlerce RF dalgaları bulunuyor. Tespit etmenin en güzel yolu ise bir radyo.
Cep telefonları için bilmemiz gereken en önemli değer SAR (specific absorption rate) yani özgül emilim oranı. SAR, vücut tarafından soğurulan enerji miktarı olarak açıklanabilir. Vücudumuz RF dalgasına maruz kaldığında farklı dokular tarafından farklı miktarlarda enerji soğurulur. Avrupa'da 2 W/kg SAR değerine kadar olan telefonların satışına izin veriliyor. Bundan yüksek değere sahip olanların satışı ise yasak. Telefonun SAR değeri ne kadar düşükse sizin için o kadar iyi. Sahip olduğunuz telefonun SAR değerini modelinizle birlikte aratarak öğrenebilirsiniz. Bir telefon satın alırken de kamera, işlemci gibi özelliklerin yanında düşük SAR değerine sahip telefonları tercih etmeye özen göstermelisiniz.
Spor yaptığınızda yaktığınız enerjiden dolayı kaslarınızın ısınıp vücudunuzun terleme tepkisi gösterdiği gibi, dokularınız enerjiyi emdiği ya da soğurduğunda da belirli miktarlarda sıcaklık artışı görülür. Bu sıcaklık artışı hassas ve su miktarı fazla olan dokular için önemlidir. Beyin bu dokuların başında gelir.
Akıllı telefonun kanser yaptığına dair herhangi bir veri yer almıyor. Bunun sebeplerinden biri akıllı telefon kullanımının hayatımızda görece yeni olması. Uzun vadeli etkilerinin görülmesi için daha uzun yıllar kullanım gerekiyor.
Telefonunuzla uzun süre konuşmak ve önemli organlara yakın konumlandırmaktan kaçınmak beyin sağlığımızı korumak için akıllıca bir tercih olabilir. Telefonla konuşmak için kulaklık tercih edebilir, vücudunuzdan uzakta tutarak olası zararlı etkisini en düşük seviyede tutabilirsiniz.