Uzmanlardan +1 kromozomlu bireyler için öneri

Down sendromu bireylerin kronik hastalıklara yatkınlığı sebebiyle düzenli sağlık kontrolünden geçmeleri gerektiğine değinen uzmanlar, doğru bir eğitim ile özel bireylerin tam bağımsız hayat yaşamalarının sağlanabileceğine dikkat çektiler.Trizomi 21 ya da mongolizm olarak da adlandırılan Down sendromu, vücut hücrelerindeki kromozom sayısının anormal olması sonucu ortaya çıkan genetik bir anormallik olarak biliniyor.

Down sendromu bireylerin kronik hastalıklara yatkınlığı sebebiyle düzenli sağlık kontrolünden geçmeleri gerektiğine değinen uzmanlar, doğru bir eğitim ile özel bireylerin tam bağımsız hayat yaşamalarının sağlanabileceğine dikkat çektiler.
Trizomi 21 ya da mongolizm olarak da adlandırılan Down sendromu, vücut hücrelerindeki kromozom sayısının anormal olması sonucu ortaya çıkan genetik bir anormallik olarak biliniyor. Down sendromlu olan çocuklarda ise 21 numaralı kromozom normal bireylere göre 1 adet fazla bulunuyor. Artı 1 kromozomun ortaya çıkaracağı farklılıklara değinen uzmanlar, dowm sendromlu bireyleri sahip ailelere uyarılarda bulundu. Özel bireylerin kronik rahatsızlıklara daha yatkın olmaları sebebiyle düzenli sağlık kontrolüne gitmeleri gerektiğine değinen uzmanlar, özel bireylerin doğru bir eğitim verilmesi halinde ise tam bağımsız bir şekilde hayatlarını idame ettirebileceklerini belirttiler.
Artı bir farkın nasıl fark edebileceğine değinen ve Down sendromlu bireylerin yaşamları için önerilerde bulunan Abdioğlu, “Down sendromlularda görülen bazı fiziksel özellikler çekik küçük gözler, basık burun, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmak, kalın ense, avuç içindeki tek çizgi, ayak baş parmağının diğer parmaklardan daha açık olmasıdır. Bu özelliklerin hepsi veya birkaçı görülebilir. Down sendromuna sahip bebekler genel olarak yaşıtlarından daha yavaş büyürler. Bu nedenle sağlıklı gelişim için desteğe ihtiyaç duyarlar. Doğru yaklaşım ve uygun eğitimleri aldıklarında pek çok alanda büyük başarılara da imza atarlar” dedi.
“Gelişim basamaklarını kendi hızlarında tamamlar”
Özel bireylerin hastalıklara karşı daha kontrollü bir hayatlarının olması gerektiğine değinen Abdioğlu, “Down sendromuna sahip bireylerde kronik rahatsızlıklara yatkınlık da diğer bireylere göre oldukça fazladır. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolüne gitmeleri gerekmektedir Farklı derecelerde olmakla birlikte kas gevşekliği (hipotoni) nedeniyle fizyoterapi desteğine ihtiyaç duyarlar. Ailelerin bebeğin doğduğu andan itibaren fizyoterapist ile görüşerek bilgi almaları gerekmektedir. Erken dönemde başlanan fizyoterapi desteği ile çocuklar gelişim basamaklarını kendi hızlarında tamamlar” diye konuştu.
“Kendi ayaklarının üzerinde hayatlarını sürdürebilmektedirler”
Down sendromlu bireylerin doğru bir eğitimle eğitim hayatlarında başarılı olabileceklerinin altını çizen Merkezi Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi Nur Kevser Abdioğlu, “Tüm bireyler gibi down sendromlu bireylerde farklı zekâ seviyesine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler. Önemli olan ve dikkat edilmesi gereken nokta çocuktaki kapasitenin erken dönemde fark edilmesi ve uygun eğitime mümkün olan en erken dönemde başlanmasıdır. Aileler çocukları için eğitim planlaması yaparken fizyoterapist, özel eğitim uzmanı, gelişimini takip edecek bir çocuk gelişimi uzmanı ile çalışmaya özen göstermelidir. Ayrıca çocukların bilgileri çevre uyaranlarına maruz kalarak öğrendikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle oyun grupları da down sendromlu çocukların gelişimi için oldukça önemlidir. Eskiden okuyamayacağı düşünülen down sendromlu bireyler günümüzde lise hatta üniversite dahi okuyabilmektedirler. Yeter ki doğru eğitimi alabilsinler. Bu çocuklar artık farklı diller öğrenebilmekte, çalışabilmekte, tam bağımsız ya da yarı bağımsız olarak kendi ayaklarının üzerinde hayatlarını sürdürebilmektedirler. Ailelerin önceliği çocuklarına kendi ayakları üzerinde durabilecek yetileri kazandırmak olmalıdır” şeklinde konuştu.
Ailenin yaklaşımı çok önemli
Son olarak Down sendromlu çocukların gelişiminde aile yaklaşımının önemine değinen Abdioğlu, “Aileler evde çocuklarına farklı deneyimler yaşatmalılar ve fırsat tanımalıdırlar. Bebek çeşitli sertlikte, tüylü, tüysüz örtüler, hışırtılı kağıtlar üzerine yatırılarak, derisinin bu farklı düzeylerden çeşitli uyarılar alması sağlanmalıdır. Cildini okşayarak, gıdıklayarak, üfleyerek, bebeğin annenin yüzüne, saçına, giysilerine ve kendi bedeninin çeşitli yerlerine dokunmasına yardımcı olunarak farklı uyarılar alması sağlanmalıdır. Kol ve bacaklarını az hareket ettiriyorsa, hareketler pasif olarak, en iyisi de banyo sonrası ve güneşlenme sırasında yaptırılmalıdır. Bu hareketler şarkı söyleyerek ritmik bir şekilde yaptırılırsa bebekler olaya daha çok katılırlar. Bebeğe banyo yaptırırken, suyun içinde kol ve bacaklarını hareket ettirmesi teşvik edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz