Memorial Diyarbakır Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Dursun, reflüye neden olan faktörler ve reflüden korunmak için alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Baharatlı, yağlı gıdalar, çikolata, alkol veya taze sıkılmış meyve suları tüketildiğinde bu şikayetlerin daha belirgin hale geldiğinin uyarısında bulunan Memorial Diyarbakır Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Dursun, mideden boğaza doğru yayılan ve daha ziyade yemekten sonra oluşan yanma, reflünün en sık görülen belirtisi olduğunu söyledi. Mide içeriğinin ağza gelmesi, yutma güçlüğü görülen diğer önemli belirtiler olduğunu aktaran Doç. Dr. Dursun, "Ağrılı yutkunma, geğirti, hıçkırık, bulantı ve kusma ise daha ender ortaya çıkar. Reflü, yemek borusu, mide ve bağırsak sistemi dışındaki sistemlerde de belirtilere yol açabilir. En sık görülenler göğüs ağrısı, astım benzeri bulgular, boğaz ağrısı, ses kısıklığı, kronik öksürük ve diş çürükleridir" dedi.
ÜLSERE NEDEN OLABİLİR
Doç. Dr. Dursun, klasik reflü belirtilerinin hastanın reflüolma tanısını kuvvetlendirdiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Daha rasyonel bulguların, endoskopik incelemeyle ve 24 saat süreyle yemek borusuna gelen mide asidinin bir cihaz yardımıyla ölçülmesi ile reflü olup olmadığı belirlenebilmektedir. Reflüye bağlı olarak kanama, ülser, yemek borusunda delinme veya darlık gelişebilmektedir. Reflünün halk arasındaki en korkulan komplikasyonu kanser gelişimidir. Barrettözofagus denilen hücresel bir dönüşüm buna zemin hazırlamaktadır. Barrettözofagus’un sıklığı reflülü hastalarda yüzde 3-20 arasında değişmektedir. Barrettözofaguslu hastalardan yıllık kanser gelişme sıklığı ise yüzde 0,5 dolayındadır. Dolayısıyla kanser çok sık rastlanan bir durum değildir. Ama unutulmaması gereken bir problemdir."
Bazı hastaların da taze sıkılmış meyve sularından, baharatlı yemeklerden, salçalı ürünlerden, kahve, çay ve gazlı içeceklerden rahatsızlık yaşadığını ifade eden Dursun, "Bu hastaların, kendisine rahatsızlık veren besinleri çok az tüketmesi ya da bunlardan uzak durması önerilir. Obezite de reflüye sebep olabilir. Yaşam stilinde değişiklik her reflü hastasına önerilmektedir. Bunun yanında; yatak başının yükseltilmesi, sıkı ve dar elbiselerden kaçınılması, kilo kontrolünün sağlanması, yemekten hemen sonra ve 3 saat içinde uyunmaması önerilmektedir. Diyet değişikliğine gidilmeli, porsiyon hacimleri azaltılmalı, yağlı yemeklerden sakınılmalı, çikolata tüketimi azaltılmalıdır. Reflünün tedavisinde en çok asit baskılayıcı ilaçlar ve doku koruyucular kullanılmaktadır. Endoskopik tedavilerde başarı henüz arzulanan düzeyde değildir. Cerrahi tedavi önemsenen bir seçenektir ve başarı oranı yüksektir" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz