Uzmanlardan talasemi uyarısı

Denizli Devlet Hastanesi Hematoloji Bölümü'nden Doç. Dr. S. Sami Kartı, anne ve babanın talasemi (Akdeniz Anemisi) olması halinde hasta bebek doğma oranının daha fazla olduğunu söyledi. Kan, kemik iliği ve lenf bezi kaynaklı tüm hastalıkların hematolojinin alanına girdiğini belirten Doç. Dr. S. Sami Kartı, demir eksikliğine bağlı aneminin toplumun önemli bir sorunu olduğunu söyledi.

Hastalığın özellikle doğurganlık yaşındaki bayanlarda sık görüldüğünü, halsizlik, çabuk yorulma, baş dönmesi gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Kartı, "Bayanlarda sebep çoğunlukla adetlere bağlı kronik kan kaybı. Erkeklerde ve 40 yaşın üstünde demir eksikliği bulunan tüm hastalarda ise, mide, bağırsak sistemi mutlaka tetkik edilmelidir. Bu sayede alt bölümlerde yatabilecek tümör ve ülserler bulunabilir" dedi. B12 vitamin eksikliğinin de kansızlık yapan bir durum olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kırtı, "Erken tanı konamazsa, anemi yanında bir takım kalıcı nörolojik sorunlar ortaya çıkabilir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Talasemi taşıyıcılarının tespit edilmesinin toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından çok büyük önem taşıdığını kaydeden Doç. Dr. Kartı,"Bölgemizin önemli bir sağlık sorunu da talasemidir. Talasemi ailesel bir kan hastalığıdır. Her iki ebeveynin de taşıyıcı olması durumunda hasta bebeklerin doğma olasılığı yüksektir. Bu çocuklar ilk yıldan itibaren kan transfüzyonu ihtiyacı gösterirler ve erken yaşlarda kaybedilirler. Bu tür hastaların hem kendi yaşam kaliteleri kötü olmakta, hem de ailede ciddi psikolojik sorunlar yaşanmaktadır" şeklinde konuştu.

"AİLEYE GENETİK DANIŞMANLIK VERMEK HASTA ÇOCUĞUN DOĞUMUNU ENGELLER"

Talasemi taşıyıcılığının bir hastalık olmadığını ve taşıyıcılarda önemli bir sağlık sorunu görülmediğini kaydeden Kartı, "Önemli olan bu taşıyıcıların tespit edilip, eşlerinde de taşıyıcılık olup olmadığının araştırılmasıdır. Her iki ebeveyn taşıyıcı olduğunda, aileye genetik danışmanlık vermek hasta çocuğun doğumunu engeller" dedi. Kıbrıs'ta talasemi taşıyıcılığının yüzde 15 civarında olduğunu, verilen eğitim ve alınan kanuni tedbirlerle bu rakamın son yıllarda yok denecek kadar azaldığını vurgulayan Kartı, "Yapılacak tam kan sayımlarında şüphelenilen kişilerin ek bir testle talasemi taşıyıcısı olup olmadığı belirlenebilir. Bundan sonra da taşıyıcılığın soyağacı çıkarılarak, taşıyıcı ve diğer taşıyıcı akrabalarına genetik danışmanlık verilerek hasta çocukların doğmasının önüne geçilebilir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"BUNLARDA KALITSAL VE EDİNSEL OLABİLİR"

Kemik iliği ve lenf bezlerinden kaynaklanan kanser türlerinin tamamen tedavi edilebildiğine işaret eden Doç. Dr. Kartı, diğer kanser türlerinin aksine bu tür kanserlerin verilen kemoterapi ilaçlarına çabuk yanıt verdiğini söyledi. Hematoloji alanına giren diğer bir hastalık grubunun da kanama bozuklukları olduğunu belirten Doç. Dr. Kartı, "Bunlarda kalıtsal ve edinsel olabilir. Halk arasında da bilinen en sık kanama hastalığı hemofilidir. İlaç teknolojisindeki gelişmelerle şu anda rekombinan tekniklerle üretilen faktörler sayesinde bu hastalar daha iyi bir yaşam sürmektedirler" dedi.

Diş eti kanamaları, tekrarlayan burun kanamaları veya ciltte kolay morarma oluşan hastaların en kısa sürede hematoloji polikliniğine başvurması gerektiğini belirten Kartı, "Boyunda, koltuk altında ve kasıkta ele gelen şişlik fark eden kişiler de mutlaka hematolojik açıdan kontrol edilmelidir" açıklamasını yaptı.

Kaynak: İHA

Anahtar Kelimeler: