İSTANBUL (ANKA) - Uzman psikologlar, yarın çalacak olan ilk ders zili öncesinde öğrenci velilerini ve eğitimcilerini uyardı.
Uyarıda, "Altını ıslatma, ağlama krizi, kendine ve arkadaşlarına zarar verme durumu olmadığı sürece veliye okula çağırmayın. Veliler, "çocuğum ağlıyor" diye çocuğu okuldan eve götürmeye kalkışmamalı. İlk kez okula başlayacak çocuğu okluda kalmaya heveslendirmek için eğitimcilerin, "Gel benim asistanım ol, seni grup lideri yapalım gibi çocuğa kendisini önemli hissetmesini sağlayacak sorumluluklar verilmeli." denildi.
2009 - 2010 eğitim ve öğretim yılı 24 Eylül'de başlarken, Psikolog Dr. Linda Fraim, ANKA'nın sorularını yanıtladı. Fraim, tüm öğrenciler, veliler ve eğitimciler için önemli mesajları verdi. İlkokula yeni başlayan çocukların okulda ağlama nedeninin okul korkusundan kaynaklandığını söyleyen Fraim, bu sorunun yaşanmaması için velilerin okul öncesinde çocuklarına, okulun nasıl bir yer olduğunu anlatması gerektiğini belirtti. Fraim, "Okullar açılmadan bir gün önce çocuğun öğretmenleri ile ısınma günü yapılmalı. Yurt dışında bu yapılıyor. Çünkü çocuklarda okul korkusu başladığı zaman bu akademik boyutlara ulaşabiliyor" dedi.
-ÇOCUK CESARETLENDİRİLEREK OKULA HEVESİ ARTIRILMALI-
Kayıt sonrası ilk kez okula gidecek çocuklarda okul korkusu başlayıp, ağlamaya başladığı taktirde velilerin neler yapması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Fraim, "Veli arkasını döndüğü anda çocuk okula hazır değilse ağlamaya başlar. Çünkü okul onun için yabancı biryer ve kimseyi tanımıyor. Bu durumda öğretmen veli yardımıyla çocuk dikkati farklı yönlere çekilmeli. Bu yaşa göre değişiyor. 3-6 yaş arasındaysa çocuk ilgisi oyun oynayarak, resim yaparak farklı yönlere çekilebilir. Eğer bu da sonuç vermiyorsa rehberlik servisinden bir uzman çağırılmalı ve çocuğun ağlama sebepleri öğrenilmeye çalışılmalı" dedi. Okulda ağlayan çocuğun eve götürülmesinin ise doğru bir davranış olmadığını savunan Fraim, "Çocuk altına kaçırma, arkadaşlarına ve kendine zarar verme, ağlama krizine girme gibi ciddi sorun yaşamadığı sürece eve götürülmesi doğru değil. Bu çocuğa ödül olur. Ağladım eve gidiyorum gibi" dedi. Eğitimcilerin, çocukları cesaretlendirerek, okula hevesini artırabileceğini söyleyen Fraim, "Öğretmenlerin yaptığı küçük oyunlar vardır. Gel sen benim asistanım ol, grup lideri ol gibi. Bu tür küçük oyunlar, çocuğun okula ilgisini, hevesini artırır" dedi.
-AİLENİN AŞIRI İLGİSİ VE BASKISI OKULA İLGİSİZLİK NEDENİ-
Ailelerin çocuğa aşırı ilgisi ya da çok ilgisiz kalmasının okula ilgisini azaltabileceği uyarısında da bulunan Fraim, "Aile, çocuk için okul alışverişine çıkıyor. Çocuğun her istediği alınıyor. Çocuğun her istediği alındığı zaman da bir önemi kalmıyor. Okula gitme zamanı geldiğinde eğer okul ortamı ona cazip gelmiyorsa, birinci senaryo olarak ilgisi başka şeylere yönelecektir. İkinci senaryoda çocuğun bir şekilde dikkat çekmek için başka şeylere yönelmesi, okuldan ilgisiz kalmasına sebep olacaktır. Bu da ok işaretlerini aileye yönlendiriyor. Bu durumda aileye bakmak gerekiyor. Aile çocuğa çok ilgili mi, çok ilgisiz mi diye. Çünkü evde anne-baba çocuğa herşeyi veriyor. Okulda bu olmadığı zaman ilgisiz kalabiliyor" dedi.
-SORUMLULUK DUYGUSU ÖĞRETİN, AİLE ÇOCUĞUN EV ÖDEVLERİNİ YAPMASIN-
Velilerin, çocuğa sorumluluk duygusu vermesinin hem akademik başarı, hem sosyal gelişimi, hem de duyarlılık bilincinin gelişimini tetikleyeceğinin altını çizen Fraim, "Bazı veliler kızacak ama o sorumluluğu evde aşılamakta gerekiyor. Bu sorumluluğu verirken de dozunda ödül ve cezanın da olması gerekiyor. Mesela oyuncaklarını toplarsa, ödevlerini yaparsa, play station oynayabileceği, tv seyredebileceği, dışarı çıkabileceği gibi" dedi. Ailelerin çocuğun derslerini yapmasını da eleştiren Fraim, "Aile ödevi yapıyor. Çocuk tv izliyor. Bu olmaz. Bu çocuğun sorumluluk duygusunu köreltir" dedi.
ANKA