M.Ö 5000 yıllarına dayanan üzümün faydaları saymakla bitmiyor. Oldukça fazla türü olan üzümün çekirdeğinin de tam bir şifa deposu olduğunu biliyor muydunuz? 1947 yılında keşfedilen üzüm çekirdeği Avrupa'da ilaç olarak satılıyor. Ülkemizde oldukça bol olan üzüm çekirdeğinin faydaları şaşkınlık verici boyutta. Mucizevi çekirdek kan damarlarını onarırken, kalp krizi riski en aza indirir. İşte yüksek tansiyonu da düşüren üzüm çekirdeğinin faydaları...
Üzüm çekirdeğinin faydaları hakkında bilgiler veren aktar Abdullah Yakar, "Üzüm çekirdeğinin en önemli etkilerinin başında kan damarlarının güçlendirilmesi ve onarımı üzerinedir. Kalp ve damar üzerine çok olumlu etkileri mevcuttur. Fransa doymuş yağ oranı tüketiminin en yüksek olduğu ülkelerin başında gelir. Doymuş yağlar kalp ve damar sağlığı açısından arzu edilmeyen bir yağ çeşididir. Buna rağmen Fransa doymuş yağ oranı yüksek besinlerle beslenmelerine karşın kalp-damar hastalığı düşük olan ülkelerin başında yer alır. Yapılan araştırmalarda Fransa'da bol miktarda üzüm, üzüm çekirdeği ve bunların yan ürünlerinden kullanıldığı tespit edilmiştir" ifadelerine yer verdi.
Aktar Abdullah Yakar, "Üzüm çekirdeğinin içerdiği antioksidan maddelerden dolayı kan yağının ve kolesterolünde ve kan damarlarındaki yağ birikimine engel olduğu belirlenmiştir. Bu sebeple üzüm çekirdeği hasarlı ve zayıf kan damarlarının güçlendirilmesinde çok etkili bir bitkidir. Yine kırmızı ve siyah üzümün kabuk kısmında bulunan bir madde kanseri önlemede ve kalp krizi riskini azaltmaktadır. Üzüm çekirdeği bağırsak metabolizmasını hızlandırır, vücudu hastalıklara karşı korur, yağların erimesini sağlar. Cildi temizler, cildin taze ve genç kalmasına yardımcı olur. Alerji ve kireçlenmelere karşı faydalıdır. İltihaplanmayı önler, yüksek tansiyonu düşürür. Tıkanmış bağırsakları açar. Romatizma ve mafsal iltihaplanmaları önler. Kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Kolesterolün damarlarda birikmesine engel olur. Bu yüzden damar tıkanıklığına engel olur. Siyah üzüm çekirdeği çok etkili bir kan yapıcıdır" sözlerini kaydetti.
Üzüm çekirdeğinin çok ciddi bir kan sulandırıcı etkiye sahip olduğunu kaydeden Abdullah Yakar, varis tedavisine de yardımcı olduğunu dile getirdi. Yakar, "Vücudumuzun her bölgesi kılcal damarlarla beslendiği düşünülürse, üzüm çekirdeğinin faydası daha iyi anlaşılmış olur. Kan damarlarının zayıflaması, incelmesi gibi durumlarda kanın rahat dolaşamamasından dolayı ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Çünkü vücudun her hücresine oksijen kanla gitmektedir. Yine kılcal damarın çatlaması ciddi sağlık problemlerine sebebiyet verebilir. Yani vücudumuzun sağlıklı olması sağlıklı bir dolaşım sistemine bağlıdır. Bunun için üzüm çekirdeği birebirdir. Çünkü üzüm çekirdeği zayıflamış kan damarlarını güçlendirir. Bundan dolayı ödemden dolayı şişmiş bacaklara da çok faydası olur. Üzüm çekirdeğinin diğer bir faydası da gözler üzerinedir. Yine kılcal damarları güçlendirmesinden dolayı tansiyonun dengelenmesinde üzüm çekirdeğinin çok faydası vardır" şeklinde konuştu. Aktar Abdullah Yakar, "Cildin yaşlanmasını geciktirir. Üzüm çekirdeği bağ dokularını güçlendirerek cilt sarkmalarının önüne geçer. Damar sağlığını korumak için güzde 10 gr. üzüm çekirdeği yeterlidir. Üzüm çekirdeğini normal dozda kullanmamızda herhangi bir yan etki saptanmamıştır. Yani kan damarlarını korumada, cilt kırışıklıklarında, cildi cansız ve solgun olanlar, cinsel yaşantısında kendisini yetersiz görenler, kalple ilgili sıkıntısı olanlar, görmede sıkıntısı olanlar, şişlik ve ödemlerde, yüksek tansiyonda, kolayca kanama riski olanlarda, şeker hastalarında, varis ve hemoroit sorunu olanlar üzüm çekirdeği kullanabilirler" dedi.
üzüm çekirdeği bilinen en güçlü antioksidan... Yapılan bazı testlerde, E vitamininden 50 kat daha güçlü olduğu ortaya çıkmış. İlk Fransa'da keşfedildi Üzüm çekirdeği 40 yıldır Avrupa'da, özellikle üzüm bağlarının çokluğu ile bilinen Fransa'da etkili bir biçimde kullanılıyor.
Üzüm çekirdeği 1947 yılında Bordeaux Üniversitesi'nden emekli tıp profesörü, Fransız Kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiş.
Çekirdek ilk olarak hamileliğinden dolayı aşırı ödemi olan fakültenin dekanının eşine, dekan tarafından verilmiş.
Masquelier o günü şöyle anlatıyor;
"Kadın, şişmiş bacakları ile o kadar yorgun görünüyordu ki, güçlükle yürüyebiliyordu. Yüzünden, çektiği acıları okumak mümkündü.
Ne yapabilirim de bu kadının acılarını dindirebilirim diye düşündüm.
Sonra dekanın eşine çekirdek verdiğini gördüm.
Dekanın eşi 48 saat içinde iyileşti. O halde, ben üzüm çekirdeğinde özel bir şeyler olabileceğini düşündüm.
"1950'de üzüm çekirdeği Resivit olarak bilinen ve Fransa'da satılan ilk damar koruyucu ilaç olmuş.
Doktor Masquelier ve meslektaşları, üzüm çekirdeğinin varis üzerindeki etkisini doğrulayan dokuz deney yapmışlar. Bununla birlikte çekirdek, göz kamaşması, gece körlüğü, maküler dejenerasyon gibi göz sorunlarının, arterit, saman nezlesi, alerji ve burun kanamalarını tedavisinde de kullanılmış.
"Eğer düzenli olarak üzüm çekirdeği alırsanız, damar duvarlarınız güçlenecektir." diyor Dr. Masquelier. Diş eti kanayanlar kullanmalı. Peki üzüm çekirdeğine ihtiyacınız olup olmadığını nasıl öğreneceksiniz? Doktor Masquelier'in konu ile ilgili görüşleri şu şekilde:
"Sabahleyin dişlerinizi fırçalarsınız ve diş etlerinizin kanadığını görürsünüz. Ya da göz korneasında bir kan lekesi fark edersiniz. Veya geceleri kendinizi yorgun hissedersiniz, baldırlarınız şişer, ödem olduğunu fark edersiniz. Bu durumda damar zayıflığından muzdaripsinizdir ve üzüm çekirdeği tüm bu patolojik mekanizmalarla mücadele eder.
"1995 yılında İtalya'da yapılan bir araştırmada 150 miligramlık üzüm çekirdeğinin ağrıyı, yanma karıncalanma hissini ve atardamarların şişme derecesini azaltmada, yaygın olarak kullanılan bir eczacılık ilacından daha hızlı ve üzün sureli etkili olduğu bulunmuş. 1985 yılında da Fransa'da 92 hasta üzerinde yapılan kur kontrollü deney, 28 gün boyunca 300 miligram üzüm çekirdeği almanın, ağrıyı, karıncalanma geceleyin giren bacak kramplarını ve şişkinliği yüzde 50'den daha fazla azalttığını göstermiş. Üzüm çekirdeğini diğer bir faydası ise gözlere... Gece görüşünde önemli olan parlak ısıların neden olduğu göz kamaşmasını geçirmeye yardımcı oluyor.
Yine Fransa'da 100 denek üzerinde yapılan iki ayrı araştırmada 5 hafta boyunca günde 200 miligram üzüm çekirdeği almanın parlak ısılara maruz kaldıktan sonra görme keskinliğine yeniden kavuşma durumunu artırdığı ortaya çıkmış. Ayrıca testlerde üzüm çekirdeği ürünün bir bilgisayar ekrani karşısında çalışmanın neden olduğu göz gerilimini geçirdiği ve miyop kişilerde retinanın işlevini ve duyarlılığını düzelttiği görülmüş.
Üzüm çekirdeğinin tansiyonu ve onun sonuçlarını düzenlemeye yardımcı olabileceği de belirtiliyor. Araştırmaların gösterdiğine göre, yüksek tansiyonlu insanlar genellikle çok geçirgen olan, zayıf kılcal damarlara sahipler. Bu da onların kılcal damar kanaması geçirme ve göz retinasındaki kan damarlarının yırtılma olasılıklarını artırıyor. Dr. Miklos Gabor'un yaptığı araştırmada üzüm çekirdeği yüksek tansiyonlu deneklerde kılcal damarları güçlendirmiş.
Anti-Aging etkisi Üzüm çekirdeği damarları yenilediği için ayrıca anti-aging etkisine sahip. Yenilenen damarlar yaşlılığı geciktiriyor. Böylelikle cildinizdeki yaşlanma belirtileri azalıyor. Uluslararası sertifikalı Organik Üzüm Çekirdeği Ekstraktinin içerdiği Proantosiyanidin, bilinen en güçlü etkisi antioksidant. Üzüm çekirdeğinin antioksidant etkisi vitamin E'den 50, vitamin C'den 20 kat daha fazla.
Antioksidantlar, vucudumuzdaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s . ile alınan zararlı maddeleri etkisiz hale getiriyor.
Uzmanlara göre vücudun antioksidant üretimi 25 yaşından sonra yavaşlamaktadır. Bu yavaşlamanın yol açtığı deformasyonları yok etmek için bilinen en kuvvetli antioksidant ise organik üzüm çekirdeği ekstraktıdı olduğu belirtiliyor.
Çekirdek, bağ dokularını güçlendirerek cilt sarkmasına engel oluyor. Cildin elastik, yumuşak ve düzgün olmasını sağlıyor. Üzüm çekirdeğinde tavsiye edilen miktar günde 150 ile 300 miligram.
Damar sağlığını korumak için gerekli doz ise günde 5-10 gram. Üzüm çekirdeğinin insanlar üzerinde her hangi bir yan etkisi görülmemiş.
Prof. Peter Rohdewald tarafından laboratuar fareleri, Hint domuzları ve köpekler üzerinde yapılan araştırmada doğal çekirdeğin, toksik, mutajenik, karsinojenik olmadığı tespit edilmiş.
Kimler kullanmalı?
* Kan damarlarının yardıma ihtiyaç duyduğunu düşünenler.
* Cildindeki kırışıklıklar günden güne fazlalaşanlar
* Cildi cansız ve solgun görünenler
* Cinsel yaşantısında kendini yetersiz hissedenler
* Kalple ilgili sorunları olanlar
* Ani kalp krizi riski olanlar
* Görme gücünde yaşlanmaya bağlı bozulma olanlar
* Şişlikler ve ödem alerjilerinde
* Yüksek tansiyonda
* Kolayca kanama ve morarma eğilimi olanlar
* Daha önce kanamaya bağlı felç geçirenler
* Şeker hastalığı olanlar
* Varis ve hemoroit gibi soruları olanlar
Sunu belirtmek gerekiyor ki; yukarıda bahsettiğimiz faydaların birçoğu çekirdeğin damarları onarıcı özelliğinden kaynaklanıyor. Çünkü damarlar, insan bedenini ayakta tutan ana mekanizmalar. Onların bozukluğu insan bünyesinde birçok hastalığa neden oluyor. Damarları onaran çekirdek, böylelikle diğer hastalıkların iyileşmesinde de önemli bir etkiye sahip oluyor.