"Uzun vadeli finansmana gerek var"

ANKARA (İHA) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) İkinci Başkanı ve Başkan Vekili Doç. Dr. Turhan Erol, kamunun büyük altyapı projelerinin gerçekleştirilebilmesi için uzun vadeli finansmana gereksinim duyduğunu bildirdi.

SPK tarafından "Kamu Altyapı Yatırımlarının Sermaye Piyasaları Aracılığı ile Finansmanı" konulu 7. Arama Konferansı, Bilkent Otel'de başladı. Konferansın açık konuşmasını yapan SPK İkinci Başkanı ve Başkan Vekili Erol, kurul olarak temel yaklaşımlarının, şirketlerin finansman ihtiyacı ile yatırımcı menfaatlerinin korunması arasında bir hassas denge kurmak olduğunu söyledi. "Bizim ince ayarımız bu noktada yoğunlaşmaktadır" diyen Erol, "Bu çerçevede, özelde yabancı yatırımcıların genelde ise tüm sermaye piyasası yatırımcılarının halka kapalı şirketlerden ziyade halka açık şirketlere yatırım yapmaya daha sıcak yaklaştıkları aşikardır" dedi.
Kamunun büyük altyapı projelerinin gerçekleştirilebilmesi için uzun vadeli finansmana gereksinimi olduğunu ifade eden Erol, sabit sermaye yatırımlarının sektörler itibariyle dağılımına bakıldığında kamu sektörünün, başta ulaştırma olmak üzere enerji ve eğitim alanlarında; özel sektörün ise imalat, ulaştırma ve konut alanlarında ağırlıklı olduğunu kaydetti. Ulaştırma alt yapı yatırımlarının kamunun tüm alt yapı yatırımları içinde son 5 yıllık ortalamada yüzde 37'lik bir paya sahip olduğuna işaret eden Erol, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

"Gelişmekte olan ülkelerde devletlerin altyapıya ayırdıkları kaynaklara baktığımızda altyapı yatırımlarının dörtte üçünün kamu kaynaklarıyla yapılmakta olduğu, bunun için ayrılan payların ise gayri safi yurt içi hasılalarının yüzde 2 ile yüzde 4'ü arasında bir seviyede olduğunu görmekteyiz. Gelişmiş ülkelerde ise belediye tahvilleri ile finansmanın yaygınlaşmakta olduğu görülmektedir. Örnek verecek olursak Amerika'da çok yaygın olarak görülmekte olan bu ihraçların 2006 yılı itibariyle toplamı 178 milyar doları bulmaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu mahalli idarelere ihraççı tanımı içerisinde yer vermekte olup, bu kuruluşlara sermaye piyasası araçlarının ihracı konusunda imkan sağlanmıştır." Erol, artan finansman ihtiyacının, altyapı yatırımlarının geleneksel yöntemler dışında finanse edilmesini zorunlu kıldığını belirtti. Pek çok ülkede kamu alt yapı yatırımlarının mali piyasalar içinde daha çok sermaye piyasası araçlarıyla finansmanı yoluna gidildiğini hatırlatan Erol, bu çerçevede, sermaye piyasası araçlarının kullanıldığı finansal araçların tasarımının temel olarak iki model üzerine inşa edildiğini bildirdi. Birinci modelin gelirlerin menkul kıymetleştirilmesine dayanan mekanizma olduğunu ve bunun bir örneğinin 1980'li yıllarda oldukça çok kullanılmış olan Gelir Ortaklığı Senetleri oluşturduğunu vurgulayan Erol, şöyle devam etti: "İkinci model ise ortaklığa dayalı modeldir. Bu modelin esası ise altyapı tesislerinin bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı veya Gayrimenkul Yatırım Fonu'na dönüştürülerek menkul kıymetlerinin halka arz edilmesidir. Birinci model kapsamındaki Gelir Ortaklığı Senetleri (GOS'lar), arkasında düzenli bir nakit akışı bulunması nedeniyle yatırımcı için cazip bir yatırım aracı oluşturmaktadır. GOS'ların mülkiyet devrini içermemesi, bu alanda karşılaşılabilecek hukuki sorunları en aza indirmektedir. Ancak, söz konusu yatırım araçlarının ülkemizdeki uygulaması sermaye piyasası mekanizması dışında gerçekleşmiştir. Bir başka deyişle, bu senetler halka arz edilip ikinci el piyasası oluşturulmamıştır. Likidite zorlukları ve fiyat/getiri oranlarının piyasa koşullarında oluşmaması bu menkul kıymetlerin sürekli ihracını önlemiştir. Geçmiş deneyimler ülkemizde bu tür araçların iyi tasarlandığında uzun vadeli finansman için kullanılabileceğini göstermektedir."

Reklam
Reklam