Van İçin Hayal Kurma Vakti

er semtten havalanan beyaz güvercinler

Süsüdür masmavi göklerimizin,

Van o Van'dır

Herkesten iyi biliriz hayal kurmayı,

Herkesten iyi biliriz,

Kardeş gibi yaşamayı.

Sözlü edebiyatın yaygın olduğu eski zamanlarda yaşayan insanlar hayal kurmak için yeterince zaman ve enerji bulabiliyorlardı.

Çağdaş kent insanı kendisinden önceki kuşaklarla kıyaslandığında çok daha hareketli bir hayatı olduğu görülür. Özellikle kentlerde gününün önemli bir bölümünü gündelik koşuşturmalarda tüketir. Tarım toplumu ile sanayi toplumu arasında, gelişmemişlikle gelişmişlik arasında sıkışmış olan bölgemizde insanımızın dinlenmeye ve temel gereksinimlerini karşılamaya harcadığı zaman dışındaki vaktinin hatırı sayılır bir dilimi televizyon başında geçer. Haberler, diziler, filmler, spor ve eğlence programları onu fazlasıyla meşgul eder.

Gençler başta olmak üzere toplumun önemli bir kesimi bilgisayarlarla tanışmıştır ve hızla büyüyüp cep telefonlarında da tahtını kurmuş olan İnternet'le haşır neşir durumdadır.

Günümüz insanının dikkati, bütün bu nedenlerden dolayı fazlasıyla dağınıktır. Hiç birimiz bunca çekici yanları olan hazır durumdaki görsel, işitsel ürünle onları bize ulaştıran araçları kaldırıp bir kenara koyamayız.

Öyle olunca da onca işin, meşgalenin arasında hayal kurmaya vaktimiz kalmaz. Vakti olanlarımız da kendileri ile başbaşa kalmaya zaman bulamadıkları için bu konuda önceki vakti bol kuşaklar kadar başarılı olamazlar.

Elbette bütün yukarıda söylenenlerden insanların hayal dünyalarının kapılarının günümüzde kilitlenmiş olduğu kimsenin hayal kurmadığı anlamı çıkarılmamalı. Farklı düşünceler olmasaydı bugün kullanmakta olduğumuz bunca çağdaş ürün, yaşamın her alanında bunca çeşitlilik olmazdı.

Yaşadığımız şehir Van son zamanlarda önemli, hızlı değişimler yaşıyor. İnsanların düşüncelerini harekete geçirici, düşlerini uyarıcı değişimler yaşıyor.

Deprem felaketinin çeşitli ve farklı türden etkileri hem şehrin fiziki yapılarında hem insanların dünyalarında yüzlerce iziyle, etkisiyle hala varlığını sürdürüyor.

Kısa bir zaman diliminde yıkılan, zarar gören, onarılan, onarılmakta olan çok sayıda şey ortaya çıktı.

Van’ımızda on beş bine yakın yeni bina yapıldı. Geçmişte şehir merkezinde yaşamış olanlarla yakın zamanlarda şehre göç etmiş insanlar oralarda yaşamaya başladılar. Depremin kopardığı komşular farklı düzenler kurarken, yeni yerleşim yerlerine taşınanlar farklı yüzlerle karşılaştılar, kendilerini yeni sosyal bağ ve bağlantılar içinde buldular.

Şehir merkezindeki çarşıya evlerinden yaya gelip gidenler, yeni evlerine artık dolmuşlarla, otobüslerle taşınmaya başladılar. Kırsalda yaşarken müstakil köy evlerini, tandır evlerini ve ahırlarını terk edip şehre gelen ailelerin bir kısmı da önlerine açılan yolları değerlendirip eski evlerine göre oldukça konforlu duran TOKİ binalarında apartman hayatına terfi ettiler.

Şehir için yeni imar planı çıktı. Kimileri için yeni fırsatlar doğdu, kimilerinin eskiden beri sürdürdükleri kara düzenler bir parça kullanılamaz hale geldi.

Kimi okulların, hastanelerin, başka resmi kurumların yerleri değişti.

Bölgeyi ilgilendiren önemli siyasal gelişmeler var. Başarılı olmalarını umduğumuz ama sonuçlarını zaman içinde göreceğimiz hamleler var. Her grup ve düşünceden insanlar arasında bunları kabul edenler, alkışlayanlarla bekleyelim görelim diyenler, umutsuz ve kararsız olanlar var.

Şimdi arzu ederseniz bütün bu değişim ve gelişmelerin olduğu dönemde, her gün yenilenen, değişen koşullar altında oturup birlikte yeni ve güzel şeyler düşünelim.

Bu şehri nasıl güzelleştirebiliriz, barışı, kardeşliği, hoşgörüyü, huzuru nasıl egemen kılabiliriz sorularına yanıtlar arayıp yapıcı çözümler üretelim.

Neleri atmamız, neleri tutmamız gerektiğini yeniden düşünelim. Neleri tüm gücümüzle alkışlayıp destekleyeceğimize, nelere karşı durup direneceğimize karar verelim.

Nelerin bizi sevindireceğini, nelerin bizi inciteceğini kestirmeye çalışalım.

Şimdi bizler için güzel hayaller kurmanın tam vakti. Gelin hayaller kuralım.

Güzellikler de çirkinlikle gibi bir hayal, bir düşünce ile başlıyorsa bizi en güzel hayallere götürecek düşüncelere kapı aralayıp yol verelim. Güzel olacağını düşündüğümüz şeyleri birbirimizle paylaşıp çoğaltalım. Endişeleri, çekinceleri, korkuları olan insanlarla konuşup hem durumun kılcal damarlarına daha etkili bir şekilde nüfuz edelim hem de bu süreçte önümüze çıkabilecek, güzel şeylerin yolunu tıkayabilecek olası sorunlarla nasıl baş edileceğini düşünüp çözümler üretmeye çalışalım.

Gelişmeyi, kalkınmayı, kardeşliği geliştirecek projelerimizi etkili, yetkili yerlere ulaştıralım, hayata geçirilmesine katkı sağlayalım. Göremediğimiz, eksik bildiğimiz şeylerle ilgili geri bildirimleri değerlendirip daha sağlıklı öneriler yapalım ya da hatalı olduğu ortaya çıkan taleplerimizden vazgeçelim.

Barışın, kardeşliğin, hoşgörünün anahtarı olan, dinimizin de önemle yapmamızı istediği selamı yayalım. Sadece kendi sınıfımızdan, partimizden, derneğimizden olanlarla yakınlarımızı, dostlarımızı, komşularımızı değil tanıdık olsun olmasın herkesi selamlayalım.

Biz bu şehirde, bu bölgede ve her yerde, birlikte yaşamak durumundaki, sevgiyi, hoşgörüyü, kardeşliği savunan ve güzel hayaller kurmaya başlayan insanların tam karşısında, her zaman tamamen tersi yönde düşünen, tersi gerçekleşsin, barış, huzur olmasın diye eylemler yapma peşinde olan kişilerin, güçlerin, çıkar çevrelerinin bulunacağını asla gözden ırak tutmayalım.

Onların bir kısmının uzlaşılmaz kimseler, kurumlar, devletler olduklarını iyi bilelim. Onların çıkarlarının bizim çatışmalarımıza, gerginliklerimize ve bölünmelerimize, yani dökülecek kanlarımızla gözyaşlarımıza bağlı olduğunu görüp amaçlarına ulaşmalarına hizmet edecek bilinen yolları tıkayalım, yapıları etkisiz kılalım.

Hayallerimiz Van için olsun. Geçmiş süreçte kırılmış, dökülmüş, kullanılamaz hale gelmiş yapıların, yüreklerin, değerlerin yeniden yapılandırılmasına ve onarılmasına yönelik olsun.

Hayallerimiz bütün yurttaşlara sosyal sınıfları, etnik kökenleri ne olursa olsun hizmet edecek yolların, parkların, yapıların ortaya çıkartılması üzerine olsun. Duruma göre devletimizin de desteği ile bunları gerçekleştirecek kurumların eşgüdüm içinde çalışmaları için olsun.

Hayallerimiz işsizliğin bitmesi, her eve ekmek girmesini sağlayacak çalışma alanlarının açılması, çalışma koşullarının insana yakışır düzeylere çıkarılması, hem emekçilerin hem işverenlerin işgücü piyasasında aradığını bulur hale gelmesi üzerine olsun.

Hayallerimiz şehrimizin turizm potansiyelinin seksenli yıllarda yakaladığı ivmenin üzerine çıkarılmasını sağlamakla ilgili olsun. Bu alanda yerli ve yabancı turistleri önemli tarihi ve doğal değerleri bulunan bölgemize çekmek, onları memnun ederken bacasız fabrika konumundaki sektörden bölge halkının en üst düzeyde yararlanmasını sağlamak üzerine olsun. Bölge ile bağlantısı olan ve yurt dışında, özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan hemşehrilerimiz başta olmak üzere sektördeki firmalar ile devletimizin de değerli katkılarının sağlanması ve değerlendirilmesi üzerine olsun.

Van Gölümüzün ulaşımda, günü birlik turistik hareketlerde daha yoğun bir şekilde değerlendirildiği, yaz ve kış turizmine yönelik işletmelerin birbiri ardına hizmete girdiği bir süreçle ilgili olsun.

Artık büyükşehir olan ilimizdeki toplu taşımacılığın kısa zamanda sorunlarından arınması, sektördeki personelin eğitimle iletişim becerilerinin geliştirilmesi, kimi genç yaştaki, sık sık tansiyonu yükselten taşıt muavinlerinin eğitilmesi, araçların kapasitelerinin belirlenip izlenmesi suretiyle insanların konserve gibi taşınmaktan kurtarılması, daha çağdaş bir toplu taşıma bilincinin oluşturulması, bu alanda gerekiyorsa alternatif araçların devreye sokulması düzenli ve sürekli denetimle yasaların sektör çalışanlarının ve yolcuların rahatsız olmalarını engelleyecek şekilde tavizsiz uygulanması üzerine olsun.

Şehirlerin olmazsa olmazı durumundaki belediyelerimizin her durumda öncelikli olarak toplum çıkarını gözeten, şeffaf, hizmet alanlar anlamında eşitlik ilkesinden ödün vermeyen, şeffaflığın elden bırakılmadığı, imar planı uygulamalarında, işyeri ve bina ruhsatları başta olmak üzere yetki ve sorumluluk alanlarındaki tüm konularda yurttaşlara eşit davranılan, şu ya da bu nedenle pozitif ya da negatif ayrımcılık yapılmayan; doğru ve etkili projelerin birbiri ardına hayata geçtiği güçlü yapılarla çalışmasını sağlamak üzerine olsun.

Yeni binaların kat sayıları, caddeye yakınlık ve uzaklıkları anlamında geçmişte ve pek çok başka yerde yaşanmış olduğu gibi şehir planlarının kimi müdahalelerle bozulmaması, park ve bahçelerin, cadde ve yolların özenle korunup arttırılması üzerine olsun.

İlgili kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının toplumun orta ve alt tabakasını teşkil eden kalabalık kitleler için kurslar, eğitim programları yapmaları, hayalsiz insanlara hayal, işsiz insanlara iş kapılarını aralamaları üzerine olsun.

Kadın üzerindeki her türlü baskının yok olması, kadın cinayetlerinin son bulması, kadın ve çocuk istismarının önlenmesi, okul çağındaki çocukların sokaklardan okullara çekilmesi üzerine olsun.

Farklı alt kültürlerden, etnik yapılardan gelen insanların ortak işler kurarak, kız verip alarak kaynaşmaları; farklılıklarla birlik anlayışını zedelememesi tam aksine güçlenmesi üzerine olsun.

Ortaya çıkması muhtemel her türlü hazımsızlığın, karın ağrısının tez zamanda, el birliği ile iyileştirilmesi üzerine olsun.

Biz güzel görüp güzel düşünelim. El uzatıp selam verelim. Yapalım üzerimize düşeni.

Yapalım ve Yunus sabrıyla bekleyelim.

“Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.”

*

Baharın, yeniden canlanmanın, bolluk ve bereketin bayramı sayılarak dünyanın pek çok yerinde kutlanan Nevruz Bayramınızı kutlar, bütün kalbimle tüm insanlığa barış, hoşgörü ve huzur getirmesini temenni ederim.

22.03.2013 02:13