Van'da depremzede silahlandı!

Van’da hırsızlara karşı sopalı, tabancalı nöbet!

Van’da hırsızlara karşı sopalı, tabancalı nöbet! Şimdiye kadar Türkiye’nin hiçbir şehrinde sokaklarda tek başıma otomobille gezmeye korkmadım. İstanbul’da girmediğim sokak yok gibidir. Anadolu’nun birçok kentine de tek başıma otomobille seyahat etmişliğim vardır. Ama önceki gece ilk kez bir kentte, bir otomobilde tek başıma olmaktan korktum.

Van’da son bir ayda her şey değişmiş. Yarın Van-Erciş depremi olalı tam bir ay olacak. Ben de bu nedenle yeniden bölgedeyim. Ama karşılaştığım manzara bir ay öncekinin daha da kötüsü. İkinci deprem Van’ı çok daha fena vurmuş. Ve ne ilginçtir ki Erciş’te gördüğümüz fotoğrafın aynısı var. Yine kentin en zenginlerinin oturduğu, en lüks ve en yeni apartmanların bulunduğu bölgesinde hasar çok büyük.

Reklam
Reklam

Önceki gece uçaktan iner inmez otomobile atladığım gibi kenti dolaşmak ve hasarı yerinde görmek istedim. Ve ilginç bir değişime tanık oldum. Hava yeni yeni kararıyordu. Keskin bir soğuk esinti insanın iliklerine işlerken insanlar ellerinde ekmekleri, bulgurları acele adımlarla bir an evvel kendilerini çadırlarına atmaya çalışıyorlardı.

Kentin her yerine dağılmış olan mini çadırkentlerin bir bir ışıkları yanmaya, iptidai bacalarından dumanlar tütmeye başlarken daha önce hiç görmediğim bir değişime tanık olacağımın farkında değildim... Havanın kararmasıyla bir anda tüm hareket durdu. Caddelerde bir iki polis aracından başka araç ve birkaç apartman görevlisinden başka insan kalmadı.

SAKİN SESSİZLİK İlk başlarda bu sessizlik ve sakinlik ürpertici değildi. Ta ki silah sesleri başlayıncaya kadar... Birden elli metre karşımdaki bir adam, elindeki silahı gökyüzüne kaldırıp havaya ateş etmeye başladı. Yüreğim ağzımda atıyordu. Derken arka mahallelerden ona yanıtlar gecikmedi. Bir tür haberleşme gibiydi. İlk anda adamın niyetini anlayamadığım için gerçekten ne yapacağımı bilemedim. Dizlerim titrer halde önünden geçmek zorunda kaldım. Beni görünce gülümsedi adam. Ben de ona gülümsedim. Demek ki saldırgan gibi değildi. Açtım otomobilin penceresini. Selamlaşma faslının ardından neden havaya ateş ettiğini anlattı. Meğerse bu güvenliği sağlamak ve binaların yanına yağmacı-hırsız tayfasını yaklaştırmamak için alınmış bir önlemmiş. Neredeyse her yarım saatte bir havaya ateş ederek dosta düşmana varlığını haberdar ediyormuş. Biz konuşurken yeni bir silah atma dalgası başladı. Adam bana dönüp, “Bacım, kız başına dolaşma buralarda, Allah muhafaza tatsız şeyler olur” deyince hemen gazeteye AHT Genel Müdürü Ramazan Kurnaz’a telefon edip bölgedeki muhabirlerimizden destek istedim. Yarım saat sonra Van muhabirimiz Cemal Aşan ile birlikteydik. Ve o da bu havaya ateş açma olayından orada haberdar oldu.

Reklam
Reklam

BAŞKA BİR KENT Tam dört saat Van sokaklarında dolaştık. İki depremin vurduğu Van’da gece adeta başka bir kent kuruluyor. İklim değişiyor bir anda. Bir afet filminin görüntülerini çağrıştırıyor. Ama hiçbir film, gecenin hissettirdiklerini tam olarak yansıtamaz. O yalnızlık, çaresizlik ve terk edilmişlik duygusunu anlatmaya kelime bulmak zor. Sokakların arasında silah seslerini takip ederek geziyoruz. Arada bir polis devriyeleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu silah atma işinden onlar da mutsuz. İnsanların silahlarını toplamaya çalışıyorlar. 2 Nisan Caddesi’nden uzaklaşıp daha tenha semtlere gitmeye başlayınca ıssızlık daha da artıyor. Artık elektrikler de kesik dolaştığı mız yerlerde. Çok yaşlı bir bakkal amca tüplü ışıldağını yakmış, dükkânındaki yoğurdu, peyniri çalınmasın diye korumaya çalışıyor. Az ötede aradığımız görüntüyü buluyoruz. Havaya ateş eden biri var. Cemal çekmek için makinesine davranıyor, pili bitmiş. O fotoğrafı çekmek bana nasip oluyor. Sonra yanına gidip konuşuyoruz ateş eden abiyle.

Reklam
Reklam

SİGARALARI ÇALINMIŞ Çok dertli. İki gün önce dükkânından dokuz bin liralık sigara vs. çalınmış. Kalanları korumak için çabalıyor. Başka kentlerden yağmaya gelenleri engellemek için polis canla başla çabalıyor. Dün VanErciş karayoluna barikat kurdular ve gelenlerin silahlarına el koyuyorlar, araçlarını inceliyorlar. Van’da gün ağarırken gece yaşananlar bir süreliğine şehri terk ediyor. Ama ne yazık ki sokakları okula giden gülüşen çocuk sesleri doldurmuyor. Onun yerine çadırlardan yükselen minik öksürük sesleri var. Van üşüyor, bir kent ayakta kalmaya çalışıyor...

12 SAAT NÖBETİN BEDELİ 23 LİRA 2 Nisan Caddesi üzerinde bir kalabalığa denk geliyoruz. Amacımız havaya ateş edenleri fotoğraflamak. Ancak bu kalabalık grupta silah yok. Ellerinde sopalarla, yaktıkları ateşin çevresinde hırsız bekliyorlar.

Kimi yıkılan işyerinin enkazına bakıp iç geçiriyor, kimi giremediği yarı yıkılmış evine bakıp sıcak yatağını, yuvasını özlüyor.

Reklam
Reklam

İçlerindeki en renkli sima Fevzi Amca. Fevzi Amca, arkada gördüğünüz büyük apartmanın kapıcısıymış. Şimdi hasar yüksek olup içindekiler çadırlara taşınınca bekçilik görevine transfer olmuş. Günde 23 liraya akşam sekizden sabah sekize nöbet tutuyormuş.

En büyük sıkıntısı ise ne soğuk ne de çadırda yaşamak. Onun en kızdığı şey, bölge esnafından bazılarının fırsatçılığı. “Metresi 2 lira olan laylon bir gecede 15 lira olur heç?” diye kızgınlığını dile getiriyor. Arkadaşları da onun kadar kızgın.

Van merkezde açık kalmış birkaç lokantada bir kap yemeğin 5 liradan 15 liraya çıkmasına, ekmek fiyatının artmasına tepkililer. Bir de ne ilginç ki çadır bulamamaktan, yardımların kendilerine ulaşmamasından... Zaten yalan söylemedikleri, yaşadıkları inşaat artıklarından yapılmış derme çatma çadırlardan belli.

Üstelik bu insanlar ücra bir köyde değil Van’ın göbeğindeler!

"**BİR AYDIR YIKANMADIM"** Oktay Yıldırım gencecik bir resim öğretmeni. Ama o da “Ataması yapılamayan öğretmenler” kulübünün bir üyesi.

Reklam
Reklam

“Bir aydır yıkanmadım ama biz iyi kötü idare ediyoruz, en büyük sıkıntıyı kadınlar ve çocuklar çekiyor.

Kadınlar hijyenik sorunlarını çözmekte çok zorlanıyorlar.

Mahallemize portatif tuvalet dün kuruldu, onun da içine sıvılarını koymamışlar açamadılar” diyor. ‘Bir aydır yıkanmadım!’

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz