Varis nedir öncelikle bunun bir tanımını yapalım. Daha sonra varis neden olur, ve belirtileri nelerdir buna bir bakalım. Varis, genellikle 50 yaşından sonra, kilolu kişilerde veya işi gereği gün içerisinde çok fazla ayakta duranlarda görülen toplardamarın deri altında genişlemesi ile ortaya çıkan ve ağrı, şişlik olarak kendini gösteren bir rahatsızlıktır.Hastalar, önlem almadıkları takdirde damarlarının yırtılmasına neden olabilirler. Bunun için varis tedavisi konusu oldukça dikkate alınmalı.
Kan dolaşımında bozukluk olan varis hastaları aynı zamanda diğer kardiyovasküler hastalıklarla ilgili de kontrol edilmelidir. Varis oluşumuna neden olan evreler gibi gelişimini engelleyen faktörlerin bilinmesi ile bu hastalıkla mücadele edilebiliriz.
Varis tedavisi için uzmanlar yaygın olarak geleneksel yöntemleri tercih ederler. Daha yoğun müdahalelerde bulunmadan önce doktor muhtemelen yaşam tarzında bazı değişiklikler yapılmasını talep eder.
Özellikle yoğun tempoda ve ayakta çalışan kişiler eğer imkan dahilindeyse yaşam tarzında değişikliğe giderek varis oluşumunu engelleyebilir ya da kötüleşmemesini sağlayabilir. Birinci derece varis olarak bilinen ve varis hastalığının ilk evresi olan kılcal damar varislerinde yaşam biçimini değiştirmek olumlu katkı sağlar.
Varis hastaları ayrıca dinlenirken ya da uyurken bacaklarını normal vücut pozisyonundan daha yüksekte tutarak semptomları azaltabilirler.
Varis hastalığı nasıl geçer sorusunun en yaygın bilinen yanıtlarından biri de kompres tedavisidir. Varis hastalığında doktor tarafından varis tedavisi için üretilmiş ve halk arasında varis çorabı olarak bilinen kompres ürünlerin kullanılması önerilebilir. Bu çoraplar bacaklara ihtiyaç duyulan basıncı sağlayarak kalbe doğru gerçekleşen kan akışını hızlandırıp kolaylaştırır. Ayrıca meydana gelen şişmeyi de dindirir. Farklı seviyelerde kompres uygulayan bu çoraplar eczanelerde ya da medikal ürünler satan dükkanlarda kolaylıkla bulunabilir.
Eğer yaşam tarzında değişiklik ve kompres çorapları işe yaramadıysa, varisler ağrıya ya da genel vücut sağlığında başka sorunlara sebep oluyorsa cerrahi müdahale söz konusu olabilir.
Damar bağlama ya da dikme yöntemi anestezi gerektiren bir cerrahi müdahaledir. Ameliyat sırasında cerrah hastalığın oluştuğu bölgeyi açarak hastalıklı damarları keserek vücuttan alır.
Doktorların varis ameliyatı yerine uygulamayı tercih ettiği ve hem daha kesin sonuçların alındığı hem de hastanın çok zorlanmadığı çeşitli tedavi yöntemleri de mevcuttur. Bunlar,
Bir tedavi yöntemine karar vermeden önce mutlaka doktorla iletişim halinde olunmalı, prosedürle birlikte gelen riskler hakkında bilgi alınmalıdır. Hastalığın tedavisinde uygulanacak yöntem, semptomlar, varislerin büyüklüğü ve yeri gibi donelere bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Şişkin damar hastalığı olarak da bilinen varis, damarların genişleyerek açılması sonucunda yüksek miktarda kanla dolması sonucunda meydana gelir. Varis oluşan damarlar çoğunlukla şişerek kabarır ve mavi mor arası ya da kırmızı renkte olurlar. Varis, eğer kontrol altına alınmaz ve tedavi edilmezse ağrıya neden olur. Kadınlarda daha yaygın olarak görülen varis, yetişkin nüfusun %25’inde mevcuttur. Çoğu vakada varis alt bacak diye tabir edilen baldır bölgesinde görülür.
Damarların işlevlerini yerine düzgün yerine getirememesi varise neden olur. Damarlarda, kanın ters yönde akmasını engelleyecek tek yönlü valfler bulunur. Bu valflerde sorun meydana geldiğinde kan, kalbe doğru yoluna devam etmek yerine damarlarda toplanmaya başlar ve damarlarda şişme meydana gelir. Hastalığın daha çok bacak damarlarında görünmesi, bu bölgedeki damarların kalbe en uzak yerde olmalarından ve yer çekiminin kanın yukarı doğru akmasını zorlaştırmasından kaynaklanır.
Varise neden olabilecek bazı sebepler,
Varis başlangıcı nasıl anlaşılır sorusunun temel yanıtı özellikle bacak bölgesindeki damarların rahatlıkla görünebilir hale gelmesidir. Ayrıca genişleyen damarlarda ağrı, şişme ve batma hissi de yaşanabilir. Bazı durumlarda şişmeye bağlı olarak damar renklerinde bozukluk meydana gelir. Çok nadir olarak belirginleşen damarlarda kanama ve yaralar oluşabilir.
Varisin üç çeşidi vardır. Bunlar, kılcal damar varisleri, retiküler varisleri ve büyük toplardamar varisleri. Kılcal damar varisleri, bu damarların çatlamaları sonucu oluşur. Gebelikte ve hormon kullanan genç kadınlarda görülen kılcal damar varisi, örümcek ağına benzeyen bir görünüme sahiptir. Retiküler varisi dediğimiz ise diz arkası ile ayak bileği çevresinde görülür. Büyük toplardamar varisi ise, bu rahatsızlığın bütün belirtilerini gösterir ve kabarık, yeşilimsi bir görünümü vardır. Büyük toplardamardaki yetmezlik sonucu oluşur.
Varis teşhisinde genel olarak gözlem yöntemi kullanılır. Doktor tarafından ayaktayken ya da otururken belirginleşen damarların durumuna bakılır.
Yaşam tarzı değiştirilse bile eğer cerrahi müdahale yapılmamışsa normal şartlar altında varis hastalığı zamanla daha kötü hale gelir. Göze hoş görünmemesi haricinde varis, uzun vadeli başka medikal sorunlara sebep olmaz. Bazı vakalarda varisli damarlar, bacaklarda açık yaralara, kan pıhtılaşmasına ya da kronik iltihaba sebep olabilir. Eğer bu belirtiler müdahale edilmez ve daha şiddetli hale gelirse damarların yırtılmasına sebep olabilir.
1. Lifli gıdalar tüketmek
Lif yönünden zengin besinler tüketmek düzenli bir boşaltım sistemi için önemlidir. Kabızlık rahatsızlıkları ortadan kaldıran lifli besinler rahat dışkılamayı sağlayarak bu bölgede bulunan damarlardaki kan akışının normal düzende devam etmesini sağlar.
2. Potasyum içeren gıdalar tüketmek
Vücutta su kaybına neden olan potasyum eksikliği, kanın yoğunluğunu artırarak damar valflerinin kan akışı sırasında zorlanmasına sebep olur. Yoğurt, badem, tavuk, somon gibi potasyum yönünden zengin gıdalar tüketmek vücuttaki potasyum eksikliğini gidererek kanın normal yoğunluğuna ulaşmasını sağlar.
3. Flavonoid içeren gıdalar tüketmek
Bitkilerde kırmızı, turuncu sarı gibi parlak renklerin oluşmasını sağlayan flavonoidin kardiyovasküler rahatsızlıklara iyi geldiği bilinmektedir. Flavonoid, kan dolaşımını rahatlatarak kan damarlarındaki basıncın düşmesini sağlar. Turunçgiller, ıspanak, soğan ve sarımsak flavonoid yönünden zengin gıdalar olarak kabul edilir.