Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, yaptığı açıklamada, ayak başparmağına kadar gönderilen kanın, kullanımı sonrasında iki yolla akciğerlere geri döndüğünü söyledi. Kanın asıl takip etmesi gereken yolun, temiz kan damarları yanında, bacağın derinlerinde, kemik yanında seyreden kirli kan damarı yolu olduğunu belirten Küçükarslan, bu yolun ayakta uzun süre kalma, travmalar, cerrahi hasarlar, hormonal ilaçlar, sigara gibi faktörlerle bozulabileceğine dikkati çekti.
Varis nasıl oluşur?
Küçükarslan, bu faktörlerin kanın akciğerlere geri dönüşü sırasında damar içi geri kaçışını önleyen damar içi cepçiklerinin hasarlanmasına sebep olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu iç kirli kan damarı yetersizliğinde, bozukluklarında, çalışmasını istemediğiniz cilde yakın olan kirli kan damarları ve hemen cilt altında seyreden ince kılcal damar yolunun çalışmasına sebep olur. Artık varis hastalığı oluşmuştur. Örümcek ağı damar görüntüsünden kalın damar yapıları şeklinde bir yelpazede görürüz bu hastalığı."
Yürüyüş çok önemli
Kirli kan damarlarındaki kanın akciğere geri dönüşünün bacak kaslarının çalışmasıyla gerçekleşeceğini dile getiren Küçükarslan, "Yol yürüme egsersizleri derin ven damarlarının içerisinde kan göllenmesini engeller. Damarın tonusunun sağlıklı olmasını iç cepçiklerinin sağlıklı bir yapıda olmasını temin eder. Bu damarların sağlıklı kalması için yürümeyi ihmal etmeyiniz. Yürünebilecek mesafeleri mutlaka yürüyerek kat ediniz" dedi.
Sıcak sudan uzak durun!
Prof. Dr. Küçükarslan, kirli kan damarlarının sıcakta genişlemeye yatkın olduklarını vurgulayarak, " Sıcak bu damarları genişletip, damar duvarı yapısını gevşetir, kanın damar içinde göllenmesine sebep olur. Sıcak havalarda sık sık kasıktan itibaren soğuk suyla bacaklarınıza duş yaptırınız. Bol bol havuza ve denize giriniz" diye konuştu.
Oturarak iş yapanların, uzun süre ayakta hareketsiz kalarak işlerini gerçekleştirenlerin ayak bilekleri diz ve kalça eklemlerini hareket ettirerek bacak baldır kaslarını hareket ettirerek kan dolaşımına yardımcı olmaları gerektiğini belirten Küçükarslan, özellikle hanımların da yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmaları gerektiğini kaydetti.