Varis, toplardamarların deri altında mavi renkte, şiş ve kıvrımlı olarak gözükmesidir. Cilt altındaki toplardamar genişlemesi olan varis, toplumun yüzde 10 ila 20'sinde görülmektedir. Varis görünümü estetik açıdan hastayı rahatsız etmektedir ve ileride ağrılara neden olmaktadır. Varisin ilerlemesi bacaklarda şişlik ve enfeksiyona neden olabilmektedir. Kadınlarda daha fazla görülen varisin zararlı hayat alışkanlıkları ve ilerleyen yaş nedeniyle oluşma riski artmaktadır. Genel Cerrahi-Meme-Tiroid ve Onkolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş varis hakkında bilgi verdi.
Varis toplardamar kapakçığındaki yetmezlik sonucu oluşur. Kapaktaki yetmezlik sonucu kan geriye doğru göllenir, bu damar içi basıncını artırarak damarlarda genişlemeye neden olur ve zamanla damarlar şiş kıvrımlar şeklinde görünür. Varis oluşumunu artıran faktörler;
-Gebelik,
-Şişmanlık,
-Kronik kabızlık,
-Uzun süre ayakta kalmak,
-Bazı mesleki durumlar,
-Doğum kontrol hapları,
-Hormon tedavileri,
-Yaşlılık,
-Genetik faktörlerdir.
-Bacaklarda kılcal damarların oluşması,
-Bacaklarda mavi mor şişlikler,
-Uzun süre ayakta kalmayla bacaklarda ağrı ve şişlik oluşması,
-Bacaklarda uyuşukluk,
-Cilt altında iyileşmeyen uzun süren kanamalar,
-Özellikle diz altı, ayak bileği bölgesinde yetmezliğe bağlı kaşıntı, ciltte kuruluk ve yara oluşumu.
Toplardamarlardaki kapak yetmezliği varislerin farklı boyutlarda oluşmasına yol açtığından ötürü varisleri çeşitlendirmek mümkündür.
-Kılcal damar varisleri : Çapları 1-2 mm. olup deride kabarıklığa yol açmayan kırmızı mor renkte küçük damarsal ağlardır.
-Retiküler varisler : Daha çok diz arkası ve ayak bileğinde kendini gösteren deriden kabarık, mavi renkli ve çapları 3-4 mm. olan damarsal yapılardır.
-Büyük toplardamar varisleri : Bacaktaki büyük toplardamarın trasesi boyunca gelişen, kıvrımlı, deriden kabarık, çapları 3-4 mm.den büyük, ayakta kalmayla belirginleşen, bacakları yukarı kaldırmakla kaybolan, mavi yeşilimsi görülen damarsal yapılardır.
Fizik muayene ile tanı koymak mümkündür. Ancak mutlaka her iki bacağın damarlarını, içindeki kan akımını gösteren, bacaklardaki derin toplardamarlar hakkında da bilgi ve görünüm veren 'doppler ultrason' adı verilen tetkikin yapılması gerekir. Bu tetkik ile damar yapılarındaki kapakçıkların hakkında da bilgi sahibi olmak mümkündür.
Geleneksel olan en iyi yöntem, uygunluk durumunda varisli damarın çıkarılmasıdır. Ancak günümüzde cerrahi ile aynı başarı oranını yakalayan cerrahi olmayan yöntemler son derece başarılı uygulanmaktadır. Bunların başında 'skleroterapi' ve halk arasında 'köpük tedavisi' denilen yöntemler gelir. Bu tedavilerde çok ince iğnelerle varisli damarın içine sklerozan madde verilerek, damar iç yüzeyinde hasar yaratılır ve damar duvarlarının birbirine yapışması sağlanır. Yapışan damarlar zamanla yok olur. Seans ortalama 15-20 dk. sürer, ağrısızdır. Seans sonu hastalara varis çorabı giydirilir.
Bir diğer yöntemde köpük yöntemidir. Bunda sklerozan madde hava ile karıştırılarak köpük haline getirilir ve damar içinde daha fazla alana ulaşması sağlanır. Bu yöntemlerle varisli damarların % 80' ini tedavi etmek mümkündür. Küçük damarlar 3-6 hafta arasında daha büyükleri de 3 aylık bir dönemde yok olurlar.
Bir diğer tedavi yöntemi de lazer yöntemidir. Bu yöntem ile damar içine bir tel yerleştirilip damar lazer ışınıyla veya radyofrekans dalgalarıyla yakılır.
-Fazla kiloların verilmesi,
-Uzun süre ayakta ya da oturarak hareketsiz kalmamak. Böyle bir durumda mutlaka bacakları uzanarak bir müddet yukarı kaldırmak gerekir.
-Özellikle hamilelikte düzenli varis çorabı giyilmesi,
-Düzenli egzersiz ve yürüyüş yapmak, uzun süre bacak bacak üzerine atıp oturmamak.
-Sıcak su ve kaplıcalar varislerin oluşumunu artırır.
-Uzun yolculuklarda varis çorabı giyilmesi faydalı olacaktır.