Bacaklarda derinin hemen altındaki toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis hastalığı toplumun yüzde on beşi ve yirmisinde görülüyor. Varis hastalığının temelde genetik geçişli bir hastalık olduğunu belirten Antalya Anadolu Hastanesi Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Dolunay Odabaşı, varis tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu. Lazer tedavisi yöntemiyle hastalarının varislerden kurtulduğunu söyleyen Odabaşı, “Lazer tedavisini yüzeyel varisler yani örümcek varislerde kullanıyoruz. Lazer enerjisiyle bu varisleri tedavi edebiliyoruz. Ağrı, sızı ve acı olmuyor. Seans seans yapıyoruz. Tedavi süresi kısa. Her bir seansta yaklaşık 15-20 santimetre karelik bir alanı temizliyoruz. Yaygınlığına bağlı olarak on seans veya yirmi seans olabilir" diye konuştu.
GÜVENLİ BİR YÖNTEM
Etkin, efektif, güvenilir ve iyi bir yöntem olan lazer tedavisiyle çok etkili sonuçlar aldıklarına dikkat çeken Odabaşı, “Lazer tedavisi ile hastalarımızı varislerden kurtarıyoruz. Hastanemizde en çok bu tedavi yöntemini kullanıyoruz. Hastalarımız da biz de sonuçlardan çok memnunuz. Hastalar tarafından da çok fazla tercih ediliyor” dedi.
Tiplerine göre farklı tedavi yöntemlerinin de olduğunu söyleyen Odabaşı, lazer, ameliyat ve köpük yöntemi gibi birden fazla tedavi yöntemlerini uyguladıklarını da söyledi.
EN ÇOK KADINLARDA GÖRÜLÜYOR
Varisin en çok anne veya baba tarafında varisi olan hastalarda görüldüğünü aktaran Odabaşı, “Temelde genetik bir hastalıktır. Uzun süre ayakta durmayı gerektiren meslek gruplarında ve kadınlarda daha çok görülmektedir. Varis çorabı kullanmak çok önemlidir. Sıcak bölgelerde bunu kullanmak zor oluyor. Tedavi ettiğimiz hastalarda yeni varis oluşmasını engellemek için veya başlangıç safhasında olan varislerin ilerlememesi için en önemli tedavinin varis çorabı kullanmak olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte kilo kontrolü ve egzersiz çok önemli. Bu yüzden hastalarımıza spor yapmayı tavsiye ediyoruz” ifadelerinde bulundu.
Odabaşı, “Hastalarımız genelde varisler gözle görülür olduğu zaman tedaviye geliyor. Bu yüzden hastalarımıza ayaklarında ağrı, yorgunluk ve şişme gibi durumlarda mutlaka bir kalp damar cerrahına görülmeleri gerektiğini söylemek isterim. Aksi takdirde ilerleyen dönemlerde ayaklarda iyileşmeyen yaralar oluşuyor. Kanama durumunda ise kanamanın durdurulması çok zordur” dedi.
Kaynak: İHA