Bireysel kredi ve kredi kartı borçları yüzünden bir sürü insan yasal takibe alınmış durumda. 1 milyon vatandaşın bu durumda olduğu ortaya çıkarken, ekonomist Prof. Dr. Murat Ferman da bankalar tarafından yasal takibe girildiğinde ne olacağına dair bilgiler verdi.
TV 100'de gerçekleştirilen röportajda Prof. Dr. Ferman'ın konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Ateş düştüğü yeri yakar, hakikatten bu çerçevede yüzbinlerce ve hatta milyonlarca insan bu yasal takip kıskacı altında. Hoş bir deneyim olmadığını peşinen kabul etmemiz gerekiyor. Yasal takip meselesi aslında bankaların da girmek istemedikleri bir prosedür.
Günümüzde Türkiye'de tüketici borçlarının hacmi 5.3 trilyon lira. Bu az mı çok mu tartışmasına girmek bir anlam ifade etmez ama şunu vurgulamak lazım: Modern ekonomiler kredi ve borç üzerine çalışan ekonomilerdir. Bu 5.3 trilyon borcun alt kısımlarına bakmak bizim için önemli. Oradan risk faktörlerini görebiliriz. 5.3 trilyon liralık tüketici kredi borç hacminin 3.4 trilyon lirası yani neredeyse 3'te 2'sine tekabül ediyor bu oran, nakit kredi borçları olarak karşımıza çıkıyor.
Yani tahmin edildiği gibi kredi kartları en yüksek borç kalemini oluşturmuyor. Kredi kartı borçları neredeyse bunun yarısı kadar: 1.6 trilyon lira. Bir de kredili mevduat hesabı var. Son dönemde artan enflasyon ve yapılmayan veya az yapılan maaş zamları nedeniyle vatandaş kredili mevduat hesabına giriş yaptı. O da 315 milyar lira. Aslında nakit kredi borçları bu hesapta ön plana çıkıyor.
Aslında bankalar için kredi ve kredi kartı borçları bankalar için en sağlam borçlardır. Çünkü bunlar yasal olarak en zorlayıcı en sonuna kadar takip edici bir formatı yansıtırlar. Hem uygulamada hem takibatta bankaların en çok tercih ettikleri kredi kartı ve tüketici kredi borçlarıdır.
Öte yandan kredi kartları ve tüketici kredi borçlarındaki artışın doğru orantılı olarak büyümenin bir karşılığı olduğu da yanlış. Zira artan enflasyona göre geçen sene alınan et miktarı ile bu sene alınan et miktarında farklılık bulunmuyor.
Yasal takibe girildiğinde de sonuna kadar takip ediliyor. Yasal takipte olan 3.8 milyon kişinin 1.2 milyonu ilk 6 ayda ilave edilmiş. Buna bakarak şunu söyleyebiliriz. Yasal takibe düşen tüketicilerin sayısı artmış. Bunun sebebi olarak da enflasyona hakim olunamaması, ücret dağılımındaki adaletsizlikler ve özellikle ücretli kesimin bu konuda mağdur olması olarak gösterilebilir."