Cesur Alemdaroğlu da, Cevdet Paşa da ikişer ikişer olmak üzere, şimdiden toplamda dört kişiyi yangından kurtardılar. Bolca at üzerinden kurtarma, idamdan kurtarma gibi sahneler de mevcut. Adamlarımız kahraman!
İki kahramanımız da düşman ailelerin yuvalarına sızıyor ve sofralarda ortamı gerim gerim geriyorlar! Hikayeler dinliyor, doğru hamleler için vakit kolluyorlar. Ajanlık!
Lakin ajanlıklarını gizlemek konusunda Cevdet Paşamız daha başarılıyken, Cesur Alemdaroğlu zaman zaman pot kırıyor.Bir asker ile bir değil tabi…
Vatanım Sensin'de Cevdet Paşamız aşık olduğu kadına rolü gereği kötü davranmak zorunda kalıyor. Biz seyircilerin kalbi paramparça oluyor tabi! Cesur ve Güzel'de ise esas adamımız aşık olmadığı Sühan'a çok yakın davranmak zorunda. Bizim ekranlar bu durumda alev alıyor! Vatanım Sensin'de esas adamımız Cevdet, esas amacı uğruna biricik aşkı Azize'den vazgeçme eşiğine gelecek gibi… Son bölümde "söz konusu vatansa, gerisi teferruattır" sözünü duyduk. Ne çektin be Azize!
İki dizinin de esas kadınları güçlü ve aktif! Azize Hanım hemşire olarak çalışıyor; eşinin ölümü, göç ve zulüm onu üzse de yıkamıyor. Çok metanetli, tek kelimeyle muhteşem bir kadın! Eşini ne kadar sevse de kendi inandıklarından ve düşüncelerinden vazgeçmiyor örneğin. Sühan ise başarılı bir iş kadını. Ciddi, kuralcı, akıllı bir kadın! Bu kısım bence Türk dizi tarihi için baya önemli. Zira yaz dizilerinde gördüğümüz "şapşal beceriksiz güzel kız - yakışıklı zengin erkek" klişesinden bıkmıştık. Televizyonların en çok izlenen dizilerindeki kadınlar böyle güçlü ve aktif olsunlar ki, bu dizileri izleyen halkımız da "kadınların çalışan, üreten, güçlü" oldukları gerçeğini artık kabullensinler yahu!
Cesur ve Güzel'de filizlenmek üzere bir aşk var! Karakterler genç, hayatlarının baharında ve heyecanlı insanlar… Bu da diziye tatlı bir hava veriyor elbette. Vatanım Sensin'de ise ölmek üzere olan bir aşk… Daha ilk bölümde nasıl büyük bir aşk yaşadıklarını seyirciye öyle bir yansıttılar ki; şimdilerde nasıl ayrı düştüklerini gördükçe ciğerimiz soluyor yahu! Bu seyirciyi üzüyor. Acil bir dönüşle araya tatlış aşk sahneleri katmaları lazım, zira zaten savaş ortamında geçen hikaye izleyiciyi iyice kasvete bürüyecek.
Boşanma eşiğinde olan Onur Saylak ve Tuba Büyüküstün çiftinin iki rakip dizide rol alması da olaya magazinsel bir boyut katıyor! İkisi de aynı dönemde dizilerde oynamak için evliliklerini tehlikeye attılar. Bu durumda iki projenin de, iki oyuncu için oldukça önemli olduğu bariz!
Cesur ve Güzel'de ise, tahminlerimize göre, esas adamımız Cesur aşık olduğu kadın için gerçek amacından vazgeçme eşiğine gelecek! Kendine çok güveniyordun Cesur Efendi!