Küçük tarafından Karadayı'ya hitaben yazılan 19.01.2009 tarihli mektupta şu ifadeler yer aldı:
"Sayın Komutanım, gazetedeki beyanınızı okudum. Ben 1996 yılında Jandarma Genel Komutanlığı kadrosundan sınır subayı olarak terfi ettim ve tuğgeneral oldum. 2000 yılında emekli oldum. Siz emekli oluncaya kadar emrinizde çalıştım. Bu vatana kanı ile canı ile hizmet veren şerefli, onurlu, gururlu Jandarma Tuğgeneral Veli Küçük'üm. Sürçü lisan olarak kabul ediyorum, 'o adam' değilim. Saygılarımla arz ederim."
" Sahtecilik, dolandırıcılık ve çıkar amaçlı örgüt kurmak suçlarından hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan; geçmişi, kişiliği ve güvenilirliği kamuoyunun malumu olan Tuncay Güney isimli müfterinin, şahsım da dahil olmak üzere bir çok değerli TSK mensubunun ismini kullanarak açıkça TSK'yı hedef alan maksatlı iftiraları mahkeme huzurunda gerek şahsım, gerekse olayda adı geçen diğer sanıklar tarafından cevaplanmış ve yalanlanmıştır. buna rağmen bu iftiraların TSK'nın en yüksek makamında yer almış bir eski genelkurmay başkanı tarafından ciddiye alınarak hakkımda bu şekilde bir beyanda bulunulması son derece üzüntü vericidir. 86 yıllık Atatürk cumhuriyeti hiç bu kadar büyük bir tehdit ve tehlike altında olmamıştır. Bu dönemde her Türk vatandaşı cesaret ve kararlılığından ödün vermeksizin bu tehdit ve komplolara karşı durmak ve cumhuriyete sahip çıkmak görev ve sorumluluğundadır. Ancak bu görev sorumluluk en başta Atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği TSK ve onun şerefli mensuplarına düşmektedir. Bu komplo karşısında korkmak kişisel kaygı ve saiklerle tepkisiz kalmak dolaylı olarak destek vermek ve komplo sahipleriyle aynı tarafta olmakla eş değerdir. Dönem bireysel endişeleri aşarak vatanı ve cumhuriyetin çıkarlarını gözetmek dönemidir.