Ankara -AA- Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, sınavların tehdit değil fırsat olarak algılanması gerektiğini belirterek, başarısızlık riskinin kaygıyı artıracağını ve kaygının da bir kısır döngü yaratarak kişinin performansını
kilitleyebileceğini bildirdi.
Yeşilyaprak, 10 Haziranda yapılacak Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) ve 17 Haziranda yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) öncesinde veli ve öğrencilere önerilerde bulundu.Milyonlarca evde sınava hazırlık süreci yaşandığına dikkat çeken Yeşilyaprak, bu sürecin öğrenci ve aile için gerginliğe yol açmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bu dönemin "patlamaya hazır bir gerginlik içinde yaşanması" halinde gencin kaygı düzeyinin yükseleceğine işaret
eden Yeşilyaprak, bu durumun da performansı olumsuz etkileme riskinin bulunduğunu belirtti.
AİLELER SAKİN VE SOĞUKKANLI OLMALI
Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, sınava hazırlık sürecinin özellikle de son günlerin, sakin ve soğukkanlı olmayı deneyerek atlatılması gerektiğini söyleyerek, ailelere şunları tavsiye etti:
"-Sınavı tüm sorunları çözecek ya da her şeyi mahvedecek bir olay olarak değerlendiriyorsanız sınavı bir tehdit olarak algılıyorsunuz demektir. Bu gerçekçi olmayan bir yaklaşımdır. Oysa sınav, çocuğunuzun bazı alternatiflere yönelik kendini denemesi için bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmesi sizin sınava doğru, gerçekçi ve sağlıklı
biçimde yaklaşmanıza bağlıdır.
-Sınav sonucu çocuğun kendini geliştirmesi konusunda, eksik ve yetersiz olduğu alanlara yönelik ipuçları sağlayacaktır. Sınav bir denemedir ve her deneme de kendimizi geliştirmede yeni fırsatlar sağlar.
-Pek çok anne-baba kendi beklentilerini çocukları yoluyla gerçekleştirmek ister. Çocuğunuzun ilgileri, ihtiyaçları, yetenek ve kapasitesini doğru değerlendirmeye çalışın. Onu tanıyın. Çocuğunuzu, kardeşleriyle ya da başkalarıyla kıyaslamayın.
-Sınavın ülkedeki eğitim olanaklarına bağlı olarak uygulanan bir "eleme" olduğunu hatırlayarak, "başarı" ya da "başarısızlığın" değişebilir olduğunu kabul edin.
-Çocuğunuzla konuşun. Sınava ilişkin alternatifleri birlikte tartışın, sonuçlar ne olursa olsun onu sevdiğinizi ve sevmeye devam edeceğinizi belirtin, samimi olun. Onu koşulsuz kabul edin. Sınavlar geçicidir ama sonuçları çocuğunuz ile ilişkilerinizi kalıcı olarak etkileyebilir."
-Öğrencinin önce kendine güvenmesi şart-
Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak öğrencilere de, sınavı yaşamlarındaki tek ve en önemli şey olarak görmemeleri tavsiyesinde bulundu. "Sınav tek ve son seçenek değil" diyen Yeşilyaprak öğrencilere şunları önerdi:
"-Sınavı bir amaç olarak değil, araç olarak görün. Sonuca değil, sürece odaklanın.
-Sınava hazırlık uzun süre, sürekli ve planlı çabayı gerektirir. Son birkaç haftada çaba harcamayla mucize yaratılmaz. Siz de uzun süredir bu hazırlığın içindeyseniz son günleri daha sakin ve dinlenerek geçirin. Son zamanda paniğe kapılıp gece gündüz çalışmanın yarardan çok zararı olabilir.
-Sınava yeterli hazırlandığınızı, elinizden geleni yaptığınızı düşünün. Ancak, mükemmeliyetçi olmayın. Gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koyun. Kendinize karşı dürüst olun, eksikliklerinizi fark edin ve gidermek için çaba harcayın.
-Sınavı kişiliğinizin değerlendirilmesi olarak algılamayın.
-Sınavdan önceki süreçte, öğrenim yaşamınız boyunca elde ettiğiniz başarıları düşünün, başarılı olduğunuz zamanları zihninizde canlandırın.
Bu görüntüleri belleğinizde canlı tutmak size moral verecektir.
-Olumlu düşünün, kontrolün sizde olduğunu anımsayın. 'Başarabilirim' diye tekrarlayın.
-Sınava ilişkin yönergeleri dikkatli okuyun, sınavın uygulanmasına yönelik gerekli bilgileri bildiğinizden emin olun.
-Kaygılarınızı ailenizle paylaşın. Onların sınavı kazanamadığınız zaman da sizi seveceklerine, değer vereceklerine güvenin."
Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, bu önerilere ek olarak, sınav öncesi ve sınav sonrası süreçte okullardaki rehberlik servislerinde görevli psikolojik danışmalardan hem öğrencilerin hem de velilerin yardım alınabileceğini hatırlattı.