Kalp sağlığını korumak hayati önem taşıyor. Yenilen zararlı yiyecekler, stres, yaş gibi faktörler kalp sağlığını riske atarak kalp krizi riskini artırıyor. Tükettiğimiz gıdaların içerisinde bulunan gizli şeker, sodyum ve tuz oranları çeşitli hastalıkların oluşmasına neden oluyor. Sıklıkla yediğimiz ve içeriğine dikkat etmediğimiz birçok yiyecek kalp krizinin oluşmasında önemli rol oynuyor.
Lezzetli olmasına rağmen peynir doymuş yağın en büyük katkı maddesidir. Bu yağ türü, midede kendini depolar ve kardiyovasküler sistemine zarar verir. Ayrıca süzme peynirin güvenli olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Sadece bir fincan süzme peynir 700 miligram tuz taşıyabilir.
Daha fazla sebze yemenin genel sağlığımızı iyileştirmeye yardımcı olacağını düşünebiliriz ama bu konuda artı parantez olarak taze sebzeler diye eklemeliyiz. Bu kuralın istisnası ise bir kutudan çıkan sebzelerdir. Onlar vitaminler ile paketlenmiş olabilir ama lezzetini koruması için içerisine çok miktarda sodyum depolanmıştır. Bu yüzden “düşük sodyum” yazan teneke kutularını tercih edin ve yemekten önce sebzeleri yıkadığınızdan mutlaka emin olun.
Günlük yemeklerin çoğunda kullandığımız bir başka konserve ise domates sosudur. Koyu kırmızı kıvamdaki bir kutu sos, 830 miligramlık sodyum içerir. Konserve sebzelerde olduğu gibi alternatif olarak “düşük sodyumlu” eklenen cam kavanoz sosları tercih etmelisiniz. Yarım fincan porsiyon başına 350 miligramdan az sodyumla işaretlenmiş konserveleri tavsiye ediyoruz.
Marketin yine en sağlıksız bölümüne geldik. Bu reyonun en sağlıklı seçenekleri bile 700 miligram sodyum içermektedir. Evet çok lezzetli olabilir ama bütün organlarımızı kireçlemeye değer mi diye düşünmeliyiz. Bunların vereceği zararı minimuma indirmek için porsiyon başına 500 mg'dan daha az sodyum içeren yiyecekleri tercih etmelisiniz.
Türkler kahveyi çok severle, ama çoğumuz geleneksel olarak bolca tüketiyoruz. Fakat kahvesini kremalı tüketmeyi sevenler için tehlike kapıda. Çünkü kremalı kahveler aşırı derecede şeker ve trans yağ içeriyor.
Kaçınılması gereken bir başka bariz yiyecek ise herkesin bayılarak yediği margarindir. Bu besin, kalbinizi neredeyse birden durdurabilecek zarara sahiptir. Bu yüzden bir an önce margarini hayatınızdan çıkarın.
Farkında değiliz ama kan basıncını ve kalp sağlığını düzenlerken kullandığımız her yemeğe hatta her sosa dikkat etmeliyiz. Bu soslar üzerindeki yeniden ölçeklendirme, tansiyonun düşmesine sebep olabilir.
Tipik olarak çorba pişirirken ekstra bir lezzet dozu için ekstra bulyon küplerine ihtiyaç duyarız. Ne yazık ki, bütün bulyon küpleri, sodyum ve kimyasal olarak monosodyum glutamat (MSG) gibi tatlandırıcılardır. MSG sadece iştahı arttırmaz aynı zamanda vücudumuza yağ depolayan hormon insülini pompalamasını sağlar. Bunu yapacağınıza kemik ve eti suda kaynatın. Ardından bu suyu buz paketlerine koyup dondurucuya atın. Her yemekte doğal olarak kullanabilirsiniz.
Tadına çıldırdığımız pastırma ve sucuk da kalbimizi mahvediyor. Bu lezzetli yiyecekler aşırı derecede nitrat içermektedir.
Çoğu kepekli tahıllar, kalp hastalığımızın olma riskini yaklaşık yüzde 20 oranında azaltabilirken rafine beyaz pirinç de durum tam tersidir. Kalp krizi riskini arttıran beyaz pirinç tüketimini sınırlandırarak daha fazla bulgur tüketmenizi öneriyoruz.
Kalbe zarar veren yiyeceklerin sonuncusu ise kızarmış tavuktur. Türkiye'de tüm zamanların en sevilen lezzetlerinden biri olan kızarmış tavuğu herkesin dikkatli bir şekilde tüketmesini öneriyoruz. Çünkü bu yiyecek oldukça yüksek kolesterol oranına sahiptir. Bu da kalbimiz için hiç de iyi değildir.