DİYARBAKIR (AA) - BESTAMİ BODRUK - Diyarbakır'da, özgün görünüşe sahip volkanik bazalt taşı, emekli öğretmen Mahmut Nurettin Medyelioğulları'nın ellerinde değer kazanıyor.
Son faaliyetini 100 bin yıl önce gerçekleştirdiği tahmin edilen 1957 metre yüksekliğindeki Karacadağ'ın püskürttüğü lavların soğumasıyla oluşan 120 kilometrelik bazalt platodaki sert kayaçlar, yüzyıllarca bölge halkının yaşamının bir parçası oldu.
"Karacadağ'ın şehre armağanı" olarak nitelendirilen, dayanıklılığı sayesinde Diyarbakır Surları gibi çok sayıda yapının yüzlerce yıl ayakta kalabilmesini sağlayan bazalt taşı, kimi zaman da sanat eseri olarak değerlendiriliyor.
Şehrin kadim mimarisini yansıtan, bazalt taşlarıyla örülü Sur ilçesindeki bir evde dünyaya gelen Mahmut Nurettin Medyelioğulları da bazalt taşının büyüsüne kapılanlardan.
Yıllarca Fransızca öğretmenliği yapan Medyelioğulları, 2004 yılında emekli olduktan sonra bobinaj ustası babasından kalan 15 metrekarelik dükkanda bir çekiç ve bir iskarpela ile bazalt taşını şekillendiriyor.
Emektar usta, Karacadağ'ın eteklerinden topladığı, bazalt taşından büyük emek ve sabırla hazırladığı her biri sanat eserleri değerindeki Diyarbakır'ın öne çıkan yapılarını ve figürlerini yansıtan ürünlerini satmak yerine sergilemeyi tercih ediyor.
- "Bunları parayla pulla ölçemezsiniz"
Medyelioğulları, AA muhabirine yaptığı açıklamada, taş işlemeciliğine bazalta duyduğu hisleri üzerine başladığını belirterek, bu yola çıktığında "Ayda iki eser yapıp, satarım." diye düşündüğünü söyledi.
"Ancak o zahmeti, sıkıntıyı gördükten sonra bunlar satılmaz dedim. Bunları parayla pulla ölçemezsiniz, değer biçemezsiniz dedim, biriktirdim." diyen Medyelioğulları, bunun üzerine hazırladığı ürünleri satmamaya karar verdiğini belirtti.
Hazırladığı Diyarbakır'ın kadim kültürünü ve medeniyetini yansıtan ürünlerle zaman zaman sergi açtığını anlatan Medyelioğulları, "Ürünler sergilerde bayağı ilgi gördü." dedi.
Medyelioğulları, birçok duyguyu birlikte yaşadığını fakat en önemlisinin sabır olduğunu vurgulayarak, yaptığı işin inceliklerine ilişkin şunları söyledi:
"İlk kırdığım taşta şoke oldum. Yaptım bitirdim, en sonuna geldim, biraz daha rötuş yapayım dedim, taş çatladı ve kırıldı. İlk defa başıma gelen bir şeydi. O anki duygu anlatılamaz. Yapacak bir şey bulamadım ve hemen kalktım, dükkanı kapatıp, gittim. Ondan sonra alıştım. Bitene kadar kırılma ihtimali var diye işe başlıyorum. Kırılmazsa ne ala, kırılırsa da alışmış oldum artık."
- 300'ü aşkın eser hazırladı
Diyarbakır denilince akla ilk gelen şeylerden birinin bazalt taşı olduğunu vurgulayan Medyelioğulları, eserlerinde de genellikle Diyarbakır'ın öne çıkan yapılarını ve figürlerini ele aldığını dile getirdi.
Medyelioğulları, "Bu işin tozu, kiri var. O tozu belirli ölçüde yutmuş oluyorum. 300'ün üzerinde eser hazırladım. Makine ve elektrikli alet kullanmıyorum. Sadece çekiç ve el aletleri kullanıyorum. Onun için de bayağı zaman alıyor. Yaptığım her ürün bana ayrı keyif veriyor. Aynı şeyi tekrar yapmıyorum." diye konuştu.
Hayatının büyük bölümünü öğretmenlik yaparak geçirdiğini anlatan Medyelioğulları, şunları kaydetti:
"Öğretmenlik yaptığım için de 'Hocam insana yön vermek mi yoksa taşa şekil vermek mi kolay?' diye soranlar oluyor. Taş daha kolay diyorum. Çünkü taştan daha katı insanlar var. Bazalt dünyanın en sert taşlarından biri olmasına rağmen ona şekil vermek daha kolay." ifadelerini kullandı.
Medyelioğulları, taş ustalığının sabır gerektirdiğine işaret ederek, gençlere de sabırlı olmayı öğrenmelerini tavsiye etti.