Genellikle yazları bazen de düğün, bir davet ya da benzeri günlerin öncesinde birçok kişi farklı hazırlıklar içine girer. Kadın olsun erkek olsun bu hazırlıkların temelini genellikle daha zayıf, daha iyi, daha formda, daha narin ve daha çekici görünme istekleri oluşturuyor.
Bunda sorun yok elbette; eğer doğru zamanda bu hedefe ulaşmak için yola çıkılmışsa. Yani yaza, ya da hazırlanılan güne kısa bir süre kala vücudu beklenmedik şok uygulamalara maruz bırakmıyorsak.
İnsanlar bu değişim için 2 noktada vücutlarına şok uyguluyor; diyet ve renk değişimi. Bu uygulamalar sonrası belki istenen görüntüye ve kiloya ulaşılabilir. Ancak vücudun kısa sürede yaşadığı bu değişim kalp krizi riskine kadar uzanan ağır bir sağlık sorunu tablosu ortaya çıkarabilir.
ŞOK DİYETLER KALBİN DENGESİNİ BOZUYOR
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Murat Aksoy, özellikle yaz sürecinde uygulanan şok diyetlerin kalp sağlığı açısından riskler taşıdığının altını çiziyor:
“Hızla kilo vermek amacı ile yapılan şok diyetler başlangıçta kilo verme konusunda başarılı gibi görünse de ileride ortaya çıkaracağı artçı şoklarla riskleri beraberinde getiriyor. Uzun süreli açlık vücut için bir stres olabilir ve kalp üzerindeki stres yükü arttırabilir. Vücudun elektrolit dengesi bozulabileceğinden kalp ritmi problemlerine ve hatta kalp krizine neden olabilir. Açlığın yanında susuz da kalınıyorsa zaten sıcak olan ortamda su kaybı, halsizlik, tansiyon düşüklüğü ve baş dönmesine yol açabilir.”
Prof. Murat Aksoy, şok diyetlerin başka sağlık sorunlarına da yol açtığını ifade ediyor:
“Alınması gerekli besin maddelerinden hızla yoksun kalan kişilerde baş ağrısı ve konsantrasyon kaybı görülebilir. Hızlı kilo alımları ve vermeler vücudun metabolik dengesini bozarak, insülin direncinin gelişmesine ve ileride şeker hastalığına kadar giden bir yolun başlangıcı olabilir. Sadece sıvı ile yapılan diyetlerde aşırı sıvı yüklenmesine neden olarak vücudun dengesini bozabilir. Ve nihayetinde daha estetik görünmek için yapılan bir şok diyet gerekli vitamin ve minerallerin eksikliğine bağlı olarak saçların dökülmesine ve daha yorgun görünmenize fırsat verebilir.”
ŞOK RENK DEĞİŞİMİNİN SONUÇLARI AĞIR OLABİLİR
Güneş ışığı ile yanık bir ten birçok kişi için daha güzel ve daha çekici bir görüntü verir.
Güneş banyolarının genel sağlık açısından ne kadar değerli olduğunun altı defalarca çizildi. Özellikle bir çok kanser tipinden, metabolik hastalıklardan koruduğu için, kemik ve diş sağlığımızı iyileştirdiği için; güneş ışığı ile temas ederek D vitaminini depolamamız son derece önemli.
Prof. Murat Aksoy, güneş ışığı ile dünyamıza ulaşan ultraviyole A ve B dalgalarına uzun süre maruz kalmanın ciltte akut ve kronik etkilere neden olabileceğine dikkat çekti:
“Akut olarak kısa dönemde güneş yanıklarına ama kronik olarak artçı şok olarak değerlendirebileceğimiz cilt kanserlerine yol açabiliyor. Özellikle güzellik salonlarında ve artık neredeyse kuaför salonlarında bile bulunabilen bronzlaştırıcı aletlerle de bu risk var. Bu salonlara gidenlerin bu risklerin ne kadar farkında olduğu da büyük bir soru işareti. Bu nedenle bu uyarı önemli. Bronzlaşmak için güvenli yollar arasında cilde sürüldüğünde etkisini gösteren kremler var. Ancak şunu da eklemek gerek: bu kremlerin koruyucu etkisi yok. Hatta sürüldükten sonra ilk 24 saat içinde güneş ışınlarının olumsuz etkilerini daha da arttırıyor. Bu nedenle korunma konusunda daha dikkatli olmak gerekiyor. “