Sanica Boru Elazığspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, zamanında Sepp Piontek'in yardımcılığı teklifini kabul etmediğini ve bu sayede bu teklifi kabul eden Fatih Terim'in önünü kendisinin açarak Türkiye'nin önemli bir antrenör kazandığını söyledi.
VURAL: "TERİM'İN ÖNÜNÜ BEN AÇTIM"
Soru cevap kısmında bir öğrencinin "Sizi ne zaman Milli Takım'da göreceğiz " sorusu üzerine Yılmaz Vural, Bursaspor'u çalıştırırken 1989 senesinde dönemin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik'den bir telefon aldığını açıkladı.
Erzik'in kendisine telefonda "Evlat biz yarın Milli Takım hocasını açıklayacağız, Milli Takım'da çalışmayı düşünür müsün " dediğini, İstanbul'a çağrıldığını ve çok heyecanlandığını aktaran Vural, takımının maçı olduğu için bir gün sonra İstanbul'a gittiğini ve o zaman da Alman Sepp Piontek'in teknik direktör olarak açıklandığını duyduğunu söyledi.
Yılmaz Vural, kendisine Piontek'in yardımcısı olması konusunda teklif geldiğini ancak kendisinin A Milli Takım'da Türk antrenörlere görev verilmesinden yana olduğunu söyleyip kabul etmediğini belirten Vural, "Dolayısıyla ben Türk antrenörlüğü ile ilgili söylemlerde çok bulunuyorum. Onlara 'Ne olur beni bağışlayın ben yabancı bir arkadaşın yardımcısı olamam' dedim. Sonra Fatih Terim kardeşim kabul etti. İyi ki kabul etmemişim ben. Türkiye, benim onun önünü açmam nedeniyle çok büyük bir antrenör kazandı" diye konuştu.
VURAL: "DİSKOTEKTE FEDAİLİK YAPTIM"
Yılmaz Vural, Türkiye'de spor akademisinden mezun olduktan sonra Almanya'nın Köln kentinde de akademi bitirdiğini ancak Köln'deki akademiye gidene kadar bir yıl boyunca inşaatlarda çalıştığını, 'diskoteklerde fedailik' yaptığını kaydetti.
Dünyada 7 bin 300 teknik direktör olduğunu, kendisinin yönettiği maçlar itibariyle bu sıralamada 34. olduğunu açıklayan Vural, "Kendi kenar yönetiminizi iyi yaparsanız hedeflerinize de varmanız mümkün olur. Ne yaparsanız yapın, sizi bir yere getirecek insanları bulmanız lazım. Dünyanın en iyi eğitimlerini yapsanız bile insan ilişkileri çok önemli. Şimdi bir iş boyutu var bir de insan boyutu var. Onda da çok becerikli olmanız lazım. Benim becerim ne oldu Ergun Gürsoy diye Türkiye'de Galatasaray takımının çok üst seviyede yöneticiliğini yapmış bir beyefendi ile tanışmam, kendimi ona anlatabilmem, onunla ilişki kurabilmem. Benim bu işe girmemde çok önemli bir rol oynamıştır" diye konuştu.
Kenar yönetiminin de oyuncuyla karşılıklı olarak karakter alışverişi olduğunu, sevinç, kızgınlık, üzüntü hareketlerinin oyuncu tarafından izlendiğini ve zaman zaman da kendisinin bu hareketlerde aşırıya kaçtığını dile getiren Vural, maç sonrası ise kaybettikleri taktirde oyunculara en ufak bir siteminin olmadığını, hepsine 'geçmiş olsun' dileklerini ilettiğini vurguladı.
SERDAR GÜRLER: YILMAZ HOCA YÖNETMİYOR, OYNUYOR
Bordo-beyazlı takımın oyuncusu Serdar Gürler ise, ligde sıkıntı yaşadıktan sonra bugünkü konumlarına geldiklerini, taraftarların desteğiyle çıkışlarını sürdürmek istediklerini söyledi.
Panel yöneticisi Arslan'ın "Fransa ile Türkiye arasındaki farkı anlatır mısın " sorusu üzerine Gürler, "Fark Yılmaz hoca. Bence bütün dünya liglerde Yılmaz hoca gibi hoca olsa bütün ligler daha çok takip edilir. Bütün Avrupa artık Türkiye'yi biliyor. Yılmaz hoca bize maçı yönetmiyor, bizimle maçı oynuyor. Yılmaz hoca bize gol atıyor" cevabını verdi.
Bu cevap üzerine Vural'ın oyuncusuna dönerek, "Şimdi yerini tam garanti etti yani" demesi gülüşmelere neden oldu.