ANKARA (AA) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB Komisyonu'nun Kurumlararası İşbirliği ve İletişimden sorumlu Başkan Yardımcısı Margot Wallström onuruna çalışma yemeği verdi.
Ali Babacan yemekten önce yaptığı konuşmada, Wallström'ün görevine başladığından bu yana, Türkiye'nin reform sürecini yakından izlediğini belirterek, Wallström'e hitaben şunları kaydetti:
"16 Aralık 2006 tarihli Aftonbladet gazetesinde yayımlanan makalenizde, Türkiye'nin yapmış olduğu reformları ve bu reformlarda sağladığı ilerlemeden sonra özellikle kültürel konuların bazı AB ülkeleri tarafından ön plana çıkarıldığını ve Türkiye'nin AB'ye katacaklarını gayet güzel işlemiştiniz ve bu da AB'nin geleceği ile ilgili vizyonel yaklaşımınızın çok önemli bir örneği."
Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin gün geçtikçe, daha da boyutlu bir hal kazandığını belirten Babacan, özellikle Brüksel'e yaptığı son ziyarette, sekiz ayrı komiser ile Türkiye-AB ilişkilerini derinlemesine ele alma fırsatı bulduğunu söyledi.
Babacan, AB'nin 15 üye ülkeden 27 üye ülkeye genişlemesinin AB'ye ve üye ülkelere çok şey kattığını kaydederek, "Ancak bu genişlemenin özellikle siyasi ve ekonomik faydaları, AB ülkelerinin vatandaşlarına çok da iyi bir şekilde anlatılamadı" dedi.
Konuşmasında ayrıca, Türkiye'nin son dönemde yaptığı reformlara dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin AB sürecinde karşılaştığı güçlüklere karşın reform sürecini kararlılıkla sürdürdüğünü ve sürdüreceğini söyledi.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Wallström de Türkiye'ye ilk kez geldiğini belirterek, Türkiye'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olduğunu belirten Wallström, kadınlarla ilgili AB mevzuatında yapılanları yarınki temaslarında anlatacağını bildirdi.
Sivil toplum diyaloğunun hem AB, hem de Türkiye'de geliştirilmesinin önemini vurgulayan İsveçli komisyon yetkilisi, şunları söyledi:
"Birbirimizi yeterince tanımamaktan kaynaklanan bir korku var. Bunların ortadan kalkması için sivil toplum diyaloğu büyük önem taşıyor."
"Türkiye'nin AB üyeliği, hem Türkiye'ye, hem AB'ye, hem de tüm dünyaya yararlı olacaktır" diyen Wallström, bazı müzakere başlıklarının dondurulması kararının, Türk kamuoyu üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi bildiğini ancak, AB'nin kapılarının Türkiye'ye kapanmadığını, açık olduğunu belirtti.