Sızıntının kaynağı bulunup yargılanacak
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Amerikan dışişlerine ait gizli iç yazışmalardan oluşan yüzbinlerce belgenin ifşa edilmesini uluslararası topluma yönelik bir saldırı olarak niteledi.
Clinton, belgelerin dünya kamuoyunda bomba etkisi yaratmasından yaklaşık 18 saat sonra yaptığı açıklamada, her ülkenin ortak kaygılar üzerinde başka ülkelerle açık ve özel diyalog kurmaya hakkı olduğunu söyledi.
Clinton Barack Obama yönetiminin kurmak için büyük çaba sarfettiği ilişkilerin bu sarsıntıyı atlatacağını söyledi.
Amerikan yönetimi belgeleri sızdıranlara karşı sert adımlar atıyor. Hillary Clinton bu kişilerden "bilgiyi çalan hırsızlar" olarak söz etti.
Haber sızdırma sitesi dünyanın her yerindeki temsilciliklerle Washington arasındaki haberleşmeyi yansıtan 250 bini aşkın belgeyi yavaş yavaş sitesine yüklüyor.
Belgelerden bazıları 1966'ya kadar geri gitse de çoğu son on yılı kapsıyor.
Daha yolun başı Bunların şimdiye dek sadece binde biri, yani 200'ü aşkını siteye girdi. Yayınla eş zamanlı olarak dünyanın önde gelen gazeteleri Guardian, The New York Times, Le Monde, El Pais ve Der Spiegel de bu belgelerdeki bilgileri okurlarına aktarıyor.
Eş zamanlı olarak yayınlanan belgeler dünya basınında da geniş yankı buldu.
Rapor ve yazışmalar güvenlik tehditleri konusunda açık ve dürüst değerlendirmelerin yanında dobra ifadeler ve bazı liderler hakkında pek olumlu olmayan görüşler de içeriyor.
Dünya liderleri hakkında görüşler için tıklayın
Türkiye hakkındaki ayrıntılar için tıklayın
Clinton ise akşam saatlerinde düzenlediği basın toplantısında diplomatların etkin olabilmek için gizliliğe ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Clinton'a göre bu sadece Amerikan yönetiminin dış politika çıkarlarına değil, uluslararası topluma ve tüm ortaklık ve ittifaklara da bir saldırı.
Beyaz Saray yönetimi son vaka ardından tüm devlet kurumlarının gizli belgelerin korunması prosedürlerini sıkılaştırması için talimat verdi.
Adalet Bakanı Eric Holder, konu hakkında soruşturmanın sürdüğünü sorumlu bulunanlar hakkında cezai işlem yapılacağını söyledi.
Sitenin kurucusu Julian Assange ise Amerikan makamlarının sorumluluklarının arkasında durmaktan kaçındığı eleştirisinde bulundu.
Açıklanan yazışmalar arasında Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin ABD'ye, İran'ın nükleer tesislerine karşı saldırı düzenleme telkininde bulunduğu bilgisi var.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad iddiaların Tahran'ın komşularıyla ilişkilerini etkilemeyeceğini söyledi.
Belgelerde ayrıca Pakistan'ın nükleer malzemelerinin yanlış ellere geçmesi konusunda duyulan endişeler dile getiriliyor.
Çin hükümetinin bilgisayar korsanlığı ile saldırılara başvurduğu ifade ediliyor; Rusya'nın demokrasiden uzak bir casus devleti haline geldiği eleştirisinde bulunuluyor.
Türkiye dosyası Davutoğlu için belgelerde 'olağanüstü tehlikeli' denmiş
Wikileaks sitesinin yayınladığı Amerikan yönetimine ait iç yazışmalarda, Türkiye'de hükümet ve bürokratlara çeşitli eleştiri ve suçlamalar yöneltiliyor.
Şimdilik sadece küçük bir bölümü yayınlanan yüzlerce yazışma içinde Ankara'daki büyükelçilikten ABD Dışişleri Bakanlığı'na 2004'ten itibaren geçilen çok sayıda rapor ve bilgi notu var.
Bunlar arasında Başbakan Erdoğan'ın İsviçre'de gizli hesapları bulunduğu, yetkililerin yolsuzluklara karıştığı, Doğan grubunun hedef alındığı gibi unsurlar yer alıyor. Ayrıca yer yer bazı yetkililere yönelik küçük düşürücü ya da aşağılayıcı ifadeler kullanılıyor.
ABD Büyükelçisi'nin Başbakan ve yakın çevresinden 'vizyonsuz', Egemen Bağış'tan 'yetersiz', Bülent Arınç'tan 'saldırı köpeği' diye söz etmesi, Ankara'daki elçilik yetkilileri ile hükümetin arasındaki ilişkilerin bundan böyle nasıl seyredeceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili ilk açıklamasında herhangi bir değerlendirme yapmadan önce Wikileaks'in tüm belgeleri yayınlamasını bekleyeceklerini söyledi.
Türkiye ile ilgili belgelerde Başbakan Erdoğan'ın güvenilir olmadığı yolunda ifadeler yer alıyor.
Ayrıca ABD'nin İran konusunda Türkiye'den daha sert tutum istediği anlaşılıyor.