WSJ: “Türkiye’ye neler oluyor?”

“Erdoğan tarzı, daha agresif ve radikal hale gelecek mi? Bu olasılık konusunda kaygılanmamak ise delilik olur”

NEW YORK(ANKA) – Türkiye’nin iç ve dış politika gelişmeleri, yurt dışında dikkat çekmeyi sürdürüyor. Wall Street Journal’ın dış politika uzmanı köşe yazarı Bret Stevens, “Türkiye’ye neler oluyor?” sorusuna yanıt aradığı yorumunda AKP'nin, “Türk dış politikasının geleneksel çevre çizgilerini dramatik bir biçimde yeniden şekillendirdiği”ni belirtirken dış politikadaki değişikliklerin Türkiye’nin iç siyasi düzenlemelerdeki “devrim”i yansıttığını öne sürdü.

ABD’nin en çok satan gazetesi The Wall Street Journal’ın dış politika uzmanı köşe yazarı Bret Stevens, Türkiye uzmanı tarihçi Prof. Bernard Lewis’in değerlendirmesiyle start verdiği, “Türkiye’ye neler oluyor?” başlıklı yorumunda şöyle dedi:

Reklam
Reklam

“Geçen hafta Bernard Lewis’e, Türkiye’nin nereye gittiği konusunda ne düşündüğünü sordum. Ortadoğu tarihçileri dekanı, on yıl içerisinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan laik cumhuriyetin, İran İslam Cumhuriyeti’ne daha çok benzeyebileceğini söyledi, İran kendini laik bir cumhuriyete dönüştürürken bile.”

Stephens, AKP'nin, “Türk dış politikasının geleneksel çevre çizgilerini dramatik bir biçimde yeniden şekillendirdiği”ni belirtirken İsrail ile stratejik ortaklığı günlerinin sona erdiğini, Başbakan Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Esad ile “mükemmel” ilişkileri olduğunu, İsrail’i Gazze’de “vahşet” uygulamakla suçladığını, Hamas ile “diplomatik hat” açtığını, Sudan’ın “soykırımcı” yönetimiyle iyi ilişkileri bulunduğunu, İran’a yaptırımlara karşı çıktığını, Ermenistan ile bağları iyileştirme çabalarını “sabote” ettiğini yazdı.

-“ORDU HÜKÜMETİN SALDIRISININ ALTINDA”

“Dış politikadaki değişikliklerin Türkiye’nin iç siyasi düzenlemelerindeki devam eden devrimi yansıttığı”nı öne süren Stephens, bu çerçevede “Türk laikliğinin direği olan ordunun, Erdoğan’ın İslami eğilimli hükümetinin saldırısı altında bulunduğu”nu, düzinelerce subayın darbe komplosu gerçekçesiyle gözaltına alındığını, anayasa reform paketinin referandumda onaylanması halinde hükümetin, “laikliğin diğer bir direği olan yüksek yargı organlarını kendi adamlarıyla dolduracağı”nı savunurken Doğan Yayın’a yönelik vergi cezasına da dikkat çekti.

Reklam
Reklam

Bret Stephens, ABD Başkanı Barak Obama’nın Müslümanlara el uzatmasına karşın ABD konusunda olumlu görüşleri olan Türklerin oranının yüzde 14 civarında bulunduğuna da işaret ettikten sonra “Bütün bunlar Prof. Lewis’in verdiği alarmı haklı çıkarttığı gibi görülüyor. O halde, bazı laikler ve klasik liberaller dahil, neden o kadar sayıda Türk, Sayın Erdoğan’ın yaptığı değişiklikler konusunda oldukça rahat gibi görünüyor?" sorusuna da yanıt aradı.

-LİBERALLERİN HÜKÜMETE DESTEĞİNDE “EKONOMİK DÖNÜŞÜM” FAKTÖRÜ-

Bu bağlamda liberallerin, İran devriminin öncüleri arasında da yer aldıklarını anımsatarak Türkiye vakasında "kendi kendilerini yanılttıklarının düşünmenin pek inandırıcı olmadığını" belirten Stephens, Türkiye’nin AKP’nin serbest piyasa yanlısı yönetimi döneminde sağlanan ekonomik dönüşünün çok daha inandırıcı bir faktör olduğunu kaydetti.

Goldman Sachs’a dayanarak Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 7 büyümesinin beklendiği, ülkedeki ekonomik dönüşümden “en çok yararlananlar arasında AKP’nin siyasi tabanı”nın bulunduğu görüşünün savunulduğu yoruma şöyle devam edildi:

Reklam
Reklam

“Bu yeni sınıfın üyelerinin kızlarını üniversitelere göndermek istiyor ve onlara türban kullanmaya izin verilmesinde ısrar ediyorlar. Aynı zamanda, ülkenin laikliğini, demokrasisi ve refahı pahasına savunan seçilmemiş görevliler, yargıçlar ve bürokratların ‘derin devleti’ değil, kendilerinin seçtiği hükümet tarafından yönetilmekte de israr ediyorlar.”

Stephens, bunun paradoksal sonucu olarak ülkenin zenginleşir ve bazı yönleriyle daha demokratik hale gelirken, Batılı niteliklerinin bazılarının erosyona uğradığını, bunun da Batı’yı rahatsız edeceğini öne sürdü.

-“EN CİDDİ SORU BUNUN NEREYE KADAR GİDECEĞİDİR”-

“En ciddi soru, bunun nereye kadar gideceğidir” diyen Stephens, Erdoğan’ın, bazı iç konularındaki davranışlarının giderek Rus lideri Vladimir Putin’in tarzına benzediğini de öne sürdü. Stephens, yazısına son verirken de “Daha önemlisi, İslamiyet’teki Erdoğan tarzı, sosyal ve siyasi ihtirasları konusunda göreli mütevazi olmayı sürdürecek mi yada daha agresif ve radikal hale gelecek mi? Bunun yanıtının bilindiğini iddia etmek yanlış olur. Bu olasılık konusunda kaygılanmamak ise, delilik olur” dedi.(ANKA)

Reklam
Reklam