Almanya'nın önceki Cumhurbaşkanı Christian Wullf'a 'Tarsus Fahri Hemşerilik Beratı', düzenlenen törenle Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından verildi.Belediye meclis toplantı salonunda gerçekleşen 'Tarsus Fahri Hemşerilik Beratı' töreni açılış müziği ile başladı.Daha sonra Tarsus Belediyesi Avrupa Fahri Temsilcisi Gazeteci Yazar Mehmet Canbolat, açılış konuşması yaptı.Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Almanya'nın önceki Cumhurbaşkanı Christian Wullf'un ülkesi Almanya'da göreve geldiği ilk günlerde, artık o toprakları da yurt edinmiş Türk toplumuna ve soydaşlarına gösterdiği özel ilgisini ve cumhurbaşkanı olarak, Almanya'da yaşayan Müslüman kesimle diyalogunu unutmadığını söyledi.Farklı dinler arasında, ayrışma yerine kaynaşmanın, yakınlaşmanın, iletişimin, diyalogun gelişmesi yönündeki samimi açıklamalarını unutmadığını söyleyen Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, "Anımsanacaktır, Almanya 12 yıl öncesinde başlamak üzere, 2012 yılına dek 10 hunharca cinayete sahne oldu. 8'i Türk, 1 Yunan vatandaşı ve 1 Alman genç bayan polis, yani tam 10 masum can, aşırı sağcı terör çetesi tarafından katledildi. Olayların sıradan bir cinayet değil, ırkçı terör olduğu ortaya çıkınca cinayetler yüzünden mağdur aileleri sahiplenen, Türk aileleri bir gün Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırlayan Cumhurbaşkanı Sayın Christian Wullf'tur. Kanımca barış ideal hedeftir. Ancak erişimi çoğu zaman kolay değildir. Zorludur. Çünkü günümüzde barışa ulaşmak ve dünyada barışı egemen kılmak için, toplumlar kadar bireylerin de karşısındaki anlamaya gereksinimi vardır. Yani diyalog kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bunu sağlayamadığınız sürece, her nerede iseniz, orada, bulunduğunuz mekanda, yolda, şehirde, ülkede, komşu coğrafyada ve dünyada barışı tesis etmek zor olur" dedi.Christian Wulff'un, Almanya'da Türk toplumu ile kurduğu yakın diyalog ve Müslümanların da Almanya'nın ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade eden Kocamaz, "Farklı toplumların bir arada barış içinde yaşamasına katkı sunacak boyutta önemsediğimiz bu kararlı devlet adamı duruşu, günümüzde maalesef pek yaygın değildir. Toplumlar, öncü isimlerin kararlı adımları, söylemleri ve uygulamaları ile değişim yetisini kazanmaya başlar. Bu bağlamda Sayın Wulff'u kendi ülkesinde bir algı değişikliğini sağlaması ve en azından yeni bir algının oluşması yönünde farklı bir ışık olmasından ötürü kutluyor ve her şeyden önce bu insani sorumluluktan ötürü kendisine teşekkür ediyorum. Diyaloga, karşısındakini anlamaya yanaşan ve buna inanan insanların güçbirliği yapıp, barış için daha güçlü bir cephe oluşturabileceği umuduyla Sayın Chritian Wullf'a güzel kentimiz Tarsus'un 'Fahri Hemşerilik Beratı'nı ve şehrimizin anahtarını kendisine takdim etmek, emanet etmekten onur duyuyorum" diye konuştu.WULFF: "ÜÇ SEMAVİ DİNİN KESİŞTİĞİ TARSUS, DÜNYA İÇİN ÖNEMLİ BİR ŞEHİR"Almanya'nın önceki Cumhurbaşkanı Christian Wullf, üç semavi dinin buluştuğu ve yollarının kesiştiği Tarsus'un dünya için önemli bir şehir olduğunu söyledi.Dünyada yaşanan savaşların önüne dini kanaat önderlerinin geçebileceğine işaret eden Wullf, "Tarsus'a yaptığım ilk ziyaret sırasında bu kente tekrar geleceğimi, ziyaretimde bana sıcak bir ilgi gösteren Tarsusluları, biraz daha yakından tanımayı arzu ettiğimi kendisine söylemiştim. Ancak bunu söylerken, bir gün bu kentin fahri hemşerisi olacağımı bilmiyordum. Ama gerçekten çok güzel bir jest bu. Fahri hemşerilik unvanını memnuniyetle kabul ettim. Bunun sebebi, sadece bu kentin insanlarının konuksever olması değil, aynı zamanda Tarsus dünyamız için özel bir şehirdir. Çünkü, Tarsus Aziz Paulus'un, Senpol'ün doğum yeridir. O şahsiyet, sadece ilk kilisenin kurucusu değil, aynı zamanda bu inancın, dünyaya yayılmasını sağlayan isimdir. Ancak Tarsus, Müslüman alemi için de büyük önem taşır. Çünkü, ilk Müslümanlardan ve İslam dünyasında saygınlığı olan Bilal-i Habeşi'nin makamı da buradadır. Bunun yanı sıra, mezarı Tarsus'ta bulunan Danyal Peygamber de, Musevi dünyası için kutsal bir isimdir" dedi.Tarsus'un bu bağlamda, üç semavi dinin buluştuğu, yollarının kesiştiği önemli bir nokta olduğunu vurgulayan Wullf, şöyle devam etti:"Yani, farklı inançların birbirine ne kadar yakın olduğunu, olabileceğini ve olması gerektiğini gözlerimizin önüne seriyor. Aslında öylesine köklü ortak yönlerimiz var ki Müslümanlar gibi, Museviler de Hristiyanlar da, dünyayı ve insanlığı yaratan bir Tanrı'ya inanıyor. Bizim yaptığımız, yaradılışa dikkat etmek ve korumaktadır. Bize yüklenen görev insanlık onurunu korumak, kollamaktır. Fakat farklı dinlere inanmış olanlar arasında yine de birçok tartışma nedeni var. Biliyorsunuz Paulus, inancı uğruna yaşamını yitirdi. Dünyamızın bugün birçok bölgesinde hala inançları uğruna yaşamını yitiren insan var. Hatta çok tarihi derinliğe inmeye gerek yok; yakın bir tarihte ülkemizde Almanların peşini bırakmıyor ve birkaç kuşak insanımız bunun acısını duyumsayacaktır. Ülkemiz topraklarında böyle bir acının bir daha yaşanmaması için üzerinde önemli bir sorumluluk olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle Alman Anayasa'nın 4. maddesinin 1. fıkrasında; 'İnanç ve vicdan özgürlüğü ile dünyaya siyası bakış hürriyetine dokunulamaz' ifadesi vardır. Kimin kime, neye inanıp inanmadığına bakılmaksızın bu dokunulmazlık, hiçbir ayrım olmadan herkes için geçerlidir. İnançlarından ötürü hiç kimsenin dışlanması söz konusu olamaz. Bu temel önemlidir. Ancak, insanlara sadece hoşgörüyle yaklaşmaktan ve onları dışlamamaktan da öte şeyleri arzu ediyorum ben. Sadece kendi ülkemde değil, tüm dünyada farklı inançların birbirleriyle diyalog kurabilmesini, farklı dinler arasında üretken bir düşünce alışverişi yaşanmasını istiyorum. Bunu başarmanın yolu da ciddi bir yaklaşımdan, karşısındakine saygıdan ve dünyayı elbet bir de onun penceresinden görebilmekten geçer. Bunun nasıl olabileceğini Tarsuslular gösteriyor. Örneğin onlar başka bir inançtan olsalar bile, Paulus'u kutsal inançlı bir bilge olarak tanıyor. Yani Paulus'un yaşamının son zamanlarında, kendisine sorulduğunda Tarsuslu olma kökenini gururla hatırlatmasına işaret ediyor."Almanya'da uzun yıllardır camilerde 'Açık Kapı Günleri' düzenlendiğini ve çok sayıda Hristiyan'ın da böylesi bir günde camileri ziyaret edip, Müslümanlar üzerine geniş bilgi edinebildiğini anlatan Wullf, "Ayrıca ben Almanya Cumhurbaşkanı olarak Berlin'de bir camide düzenlenen iftar programına katılmıştım. Bu arada ülkemizde yerleşik önemli oranda Müslüman yurttaşımız kendi üslubu ve istediği boyutta Noel'i de kutluyor. Almanya'da Cumhurbaşkanlığı dönemimde 'Birlik Bayramında' yaptığım bir konuşmamda 'İslamiyet artık Almanya'nın bir parçasıdır' demiş ve ardından Ankara'ya geldiğimde 'Hristiyanlık da Türkiye'ye aittir' ifadesini kullanmıştım. Dünyada yaşanan savaşların önüne dini kanaat önderleri geçebilirler. Çünkü onlar büyük sorumluluk taşır. Dinler arasında barış tesis edilmedikçe, uluslar arasındaki savaşlar da bitmez. İşte bu barışın üzerine din adamlarının çabası gerekir. İşte bu gerçek, tarafların rekabet duygularını, sen ben algısını bir köşeye koyup, karşılıklı önyargıları yıkmak ve güveni inşa etmek için geçerlidir. Böylesi bir yaklaşım ile dinler insanlar arasında bir kavga sebebi değil, birbirini tanıma, anlama ve yakınlaşması yönünde iyi bir fırsat olur. Çünkü insanlık onuru, bu yakınlaşmanın odağındadır" diye konuştu.Yapılan konuşmaların ardından Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Almanya'nın önceki Cumhurbaşkanı Christian Wullf'a, 'Tarsus Fahri Hemşerilik Beratı'nı, kolyesini ve anahtarını takdim etti.Bu tören sonrasında klasik müzik eşliğinde kokteyl kısmına geçildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz