WWF Türkiye'den "yunus popülasyonu" açıklaması

WWF Türkiye, "yunus popülasyonunun normalin çok üzerine çıktığı için balıkçılığı tehdit etmeye başladığı" yönündeki açıklamaların bilimsel gerçeklerle bağdaşmadığını bildirdi

İSTANBUL (AA) - Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), "yunus popülasyonunun normalin çok üzerine çıktığı için balıkçılığı tehdit etmeye başladığı" şeklindeki açıklamaların bilimsel gerçeklerle bağdaşmadığını açıkladı.

WWF Türkiye'den yapılan açıklamada, bir akademisyen tarafından yapılan, "yunus popülasyonunun normalin çok üzerine çıktığı için balıkçılığı tehdit etmeye başladığı", "yetişkin bir yunusun günde 70 kilo hamsi yediği ve kontrollü bir şekilde avlanmaları gerektiği" şeklindeki açıklamaların bilimsel gerçeklerle bağdaşmadığı ve üzüntü verici olduğu belirtildi.

Reklam
Reklam

Yunusların birçok türünün tehlike altında olduğu aktarılan açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

"Türkiye'de, bazıları nadir olmak üzere beş yunus türü görülür. Bunlar, Mutur, Afalina, Tırtak, Çizgili yunus ve Grampus'tur. Yunus sayısının ülkemiz sularında arttığına dair açıklamalar, bilimsel veriye dayanmadığı gibi geçmişten bugüne ve bugünden geleceğe dair popülasyon eğilimleri de bilinmemektedir. Bir yunusun günde 70 kilo hamsi tükettiği iddiası ise gerçek dışıdır. Türüne göre değişmekle birlikte bir yunus bir günde kendi ağırlığının ortalama yüzde 2 ila 5'i kadar balık avlar. Ancak yeterli balık bulduğu takdirde, Mutur için yaklaşık 1 kilogram, Tırtak için 3 kilogram, Afalina için 7,5 kilogram anlamına gelen bu durum yere ve zamana göre değişir. Yunus, balık bulamadığı zaman ihtiyacını kendi yağ dokusundan karşılar."

Açıklamada, hamsi ve diğer balık stoklarında görülen azalmanın nedenlerinin başında, bu türlerin balık unu üretimi için sanayide kullanımı, yurt dışına ihraç edilmesi ve aşırı avlanma, deniz suyu sıcaklığındaki değişimler ve kirlilik gibi etkenlerin olduğu vurgulandı.

Reklam
Reklam

Bugün bilimsel veriye dayanmadan verilecek kararların ileride geri dönülemeyecek yanlışlara yol açabileceği belirtilen açıklamada, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Akdeniz Eylem Planı (MAP) kapsamında hazırlanan "Akdeniz'de Yunus ve Balinaların Korunması Eylem Planı"na dikkat çekildi.

Türkiye'de yunuslar hakkında yapılan çalışmaların son yıllarda artmasına karşın eldeki verilerin hala sınırlı olduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Yunusların da dahil olduğu deniz memelileri ile ilgili veri eksikliği, ekosistemin bir bütün olarak değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır. Besin piramidinin en üst basamağında yer alan yunus, balina gibi türlerin popülasyonlarındaki artış, o ekosistemin sağlıklı ve bereketli olduğunu gösterir. Deniz ortamında, fitoplanktondan deniz memelilerine uzanan zincirin güncel durumunun bilinmesi bütünsel ve sağlıklı bir değerlendirmenin yapılmasına olanak sağlar. Bir popülasyonun veya belli bir türün, doğa koruma açısından hassasiyetini belirlemenin ilk adımı, popülasyondaki birey sayısının ve mümkünse bu sayının geçmiş, bugün ve geleceğe dair tarihsel eğiliminin belirlenmesidir. Bu nedenle, lojistik imkanların elverdiği ölçüde, mümkün olduğu kadar uzun vadeli ve düzenli veri toplanması, tür koruma planlarının geliştirilmesinde çok önemlidir."

Reklam
Reklam

Açıklamada ayrıca Türkiye'de 1983 yılından bu yana tüm deniz memelilerinin avlanmasının yasak olduğu ve bu türlerin, 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ile koruma altında bulunduğu ifade edildi.