Ya bugün hayatınızın son günüyse?

İnsan ne zaman neyi sonlandıracağını bilemiyor!

Karar veriyor, kararlar veriyor, uygulamada full sıkıntı çekiyor. Birini terk etmek için doğru zaman bekliyor, birinden kurtulmak için kendine işkence çektiriyor, bir sürü şey için saçma sapan zaman atamaları yapıyor ve her zaman karşısındakiler daha iyi yaşıyormuş gibi zannediyor.

Daha zayıf olanlar daha mutlu, daha birlikte olanlar daha paylaşımcı, evli olanlar kurdelalarıyla mutlu, bekar olanlar her gece başka yerde mutlu,işi olanlar maaşıyla, işsiz olanlar boş vakitleriyle gibi...

Ama asıl mesele neyi ne zaman sonlandırmak istediğindir demiş çok ünlü bir düşünür!
Biz herkesi mutlu, çok mutlu zannederken kendi içimizdeki sonlandırma isteği bizi bambaşka yerlere sürüklüyor, bir sabah uyandığımızda hayatımızın son günü olduğunu zannedip deli gibi yaşam sevinci verirken, bir sonraki gün 'Ulan bu sabaha da uyandım!' dedirtiyor. Bunun illa ki bir kitabı kuralı, bir düzeni olacak değil ama yine de insan kendini neyi ne zaman sonlandırmak istediğini bilerek kurabilir, bir günü son günü, bir günü ilk günü yapmadan hayatından delicesine tad almaya bakabilir.

Reklam
Reklam

Nasıl mı?
Kabullenmek!
Kabullenmek şu hayatta insanı mükemmel seviyede rahatlatan tek şey.
Karşınızdaki şerefsizse kabullenin!
Kilo alıyorsanız kabul edin! Yiyorsunuz da kilo alıyorsunuzdur, sizin için mutluluk budur!
Zaman sıkıntısı yaşamayın!

İnsanların hayattaki en büyük sıkıntılarından biri zamanlarının onlara yetmemesi, bu bazen genel, bazen de özel zamanlar için geçerli olabilir.

Yani şu, 'Düğünüm var hazırlık yapamadım, hoppp 1 ay yas!

'Çalışma saatlerim çok ne zaman neye yetişeceğim?! Hoppp işte verimsizlik..

Bütün bunlara, yani kendi hayatınıza dışardan bir göz gibi çıkıp bakmanız, bu noktada size tahmininizden çok daha büyük sonuçlar getirecek. Çünkü siz aslında zamansızlığın zamansızlıktan değil, sizin kendinizi doğru programlamadığınızdan kaynaklandığını fark edeceksiniz. Bu da hayatınızda sizi tıkayan bir adımı daha halletmek demek!
İçinde tutmamak!
Kim neyden, nasıl hasta oldu asla bilemedik, bilemeyeceğiz. Hayatı boyunca hiç sigara, içki kullanmamış adamla, hayatını bardan, pavyondan, düzensiz yaşamdan başka bir şeyle geçirmemiş adam aynı hastalıktan ölebiliyorsa bunun başka bir ortak noktası olmalı!

Reklam
Reklam

İçinde tutmak, içine atmak!
Dünyadaki en büyük zehir, evet bence kesinlikle uyuşturucudan, kokainden, kötülüklerinin anasından bile kötü!

İçinize atmayın, en kötü ne olur? O insanı, o yeri, o işi, o parayı kaybedersiniz. İçiniz yanıp tutuşurken zaten onların sizin olmadığını anlamanız gerekir, bu sebeple yapmayın, içinizi bırakın dışarda istediği gibi dolaşsın!

lifejournal.ist