ANKARA (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yabancı doktorların Türkiye'de çalışmasına izin verilmesinin sağlık hizmetlerinde rahatlamaya yol açacağını belirterek, "Biz 'Yabancı doktorlar Türkiye'de çalışabilir' derken, bunların doktor açığını kapacağından veya binlerce yabancı doktorun bir anda geleceğinden bahsetmiyoruz" dedi.
Akdağ, yabancı ülkelerden Türkiye'ye gelecek hekimlerin Türkçe'yi iyi konuşması ve denklik şartlarını yerine getirmesi şartının konulacağını bildirdi. Yabancı doktorların Türk doktorları gibi "mecburi hizmete" tabi tutulmayacağının ifade vurgulayan Akdağ, tüm bu çalışmalarının Türkiye'deki hekim sayısını artırmaya yönelik olduğunu kaydetti. Akdağ, yabancı hekim istihdamına karşı çıkan CHP ve Türk Tabipleri Birliği'ni (TTB) "halkı yanlış bilgilendirmek" ve "sağlık hizmetlerini engellemekle" suçladı. Bakan Akdağ, Ankara 112 Komuta Kontrol Merkezi açılış töreni ve 1. Acil Sağlık Hizmetleri Sempozyumu'na katıldı.
Program sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Akdağ, Sağlık Bakanlığı'nın yeni mezun doktorların diplomalarını onaylamadığı yönündeki iddiaları cevapladı. Hazırladıkları kanun gereğince Temmuz ayından itibaren mezun olan hekimlerin devlet hizmeti yükümlülüğüne tabi olduğunu belirten Akdağ, Danıştay'ın TTB'nin başvurusu üzerine kanuna ilişkin Başbakanlık Genelgesini iptal ederek, kanunu Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğini hatırlattı. Ortada hukuku bir sıkıntı bulunduğunun altını çizen Akdağ, "Bir taraftan kanunun yürürlüğü devam ediyor, ama öte taraftan Danıştay uygulamayı durdurucu bir karar aldı.
Bu süreç bizim dışımızda gelişiyor. Ben de meslektaşlarımın bir an önce göreve başlamasını istiyorum. Umarım bu durum Anayasa Mahkemesi'nin olumlu kararıyla devam etmez. Ben de Anayasa Mahkemesi 8 Mart tarihinde sözlü bilgilendirme yapacağım. Bundan sonra meselenin çözüleceğine inanıyorum. Kanuna göre mezun olan hekimlerimiz devlet hizmeti yükümlülüğünü yaptıktan sonra mesleklerini icra edebilir. Özel sektörde çalışmasınlar diye bir tavrımız yok. Bu süreci TTB ve Danıştay'a sormak lazım" diye konuştu.
Gazetecilerin yabancı hekim istihdam edilmesi projesine ilişkin sorularını da cevaplayan Akdağ, zaman zaman sinirlenerek ses tonunu yükseltti. Hekim sayısının artmasına muhalefet eden CHP ve TTB'ye yüklenen Akdağ, "Bunlar Türkiye'deki bir gerçeği bilmiyor. Hekim yetersizliği sadece halkı değil, hekimlerin çalışmasını zorlaştırıyor. Yıllardır hekimlerin iş gücünden rahatsızlık duyduğunuzu söyleyen siz değil miydiniz?" diye sordu.
"Biz yurt dışından gelecek hekimlerle hekim açığını kapatılacağı düşüncesinde değiliz" diyen Akdağ, ancak yabancı doktorların doktor eksikliğinin giderilmesine katkı sunabileceğini vurguladı. Tıp fakültelerinde yetişen öğrencilerin sayılarının artırılması gerektiğini savunan Akdağ, bunun için YÖK yetkilileriyle yaptığı görüşmede bunun ne kadar önemli olduğunu ifade ettiğini aktardı. Akdağ, "Biz 'Yabancı doktorlar Türkiye'de çalışabilir' derken, bunların doktor açığını kapacağından veya binlerce yabancı doktorun bir anda geleceğinden bahsetmiyoruz" şeklinde konuştu.
Akdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubuyla hekimleri incittiği yönündeki eleştirileri değerlendiren Akdağ, "Başbakanımız hiç bir zaman değerli Türk hekimlerimizi rencide edecek bir ifadede bulunmamıştır. Erdoğan'ın ifadeleri Türkiye gerçeğini görmeyen, körü körüne muhalefet eden ve geçmişte toplumu yanlış bilgilendirdikleri için bugünde bu yanlıştan dönemeyen kişilere karşıdır" diye konuştu. Sağlık Bakanı Akdağ, yabancı ülkelerden Türkiye'ye gelecek hekimlerin Türkçe'yi iyi konuşması ve denklik şartlarını yerine getirmesi şartının konulacağını bildirdi. Akdağ, "Yapılacak düzenlemeler verilecek sağlık hizmetinin kalitesini kesinlikle azaltmayacaktır" dedi. Yabancı doktorların 'mecburi hizmete' tabii tutulmasının hukuken çok zor olduğunu ifade eden Akdağ, yabancı hekimlerin Türkiye'de görev yapmasının bütün ülke için bir rahatlama anlamına geldiğini kaydetti. Akdağ, özellikle 3 büyük kentte veremli hasta sayısının arttığı yönündeki iddialara ise şu cevabı verdi:
"Bu tür açıklamaları tamamen sorumsuzca açıklamalar olarak değerlendiriyorum. Kimin elinde ne veri varsa Sağlık Bakanlığı'na sunmak onların görevi olmalıdır. Spekülatif haberlerle Türkiye'de yapılan sağlık hizmetlerinin karalanmasına yönelik çabaları yakışıksız buluyorum. Veremle ilgili çalışmalarımız diğer çalışmalarımızda olduğu gibi başarıyla sürüyor. Türkiye'de verem aşısında ve diğer aşılarda rekor sayılara ulaşıyoruz. Bu tür haberler bilgisizlikten ya da kasıtlı yapılıyor."