Yabancı Satışları Risk Yaratıyor!

Seçim sonuçlarını temkinli karşılayan yabancı fonlar, yeni kabinenin açıklanmasından sonra özellikle ellerinde en çok bulunan banka hisseleri başta olmak üzere çok sert satış yaptılar. Öyle ki, bazı banka hisselerinde seçim öncesindeki düşüş dönemleri de dahil en düşük seviyeler görüldü. En düşük seviyelerin görülmesine rağmen, kapanışların işlem hacmi rekoru da kıracak şekilde en düşüklerde olması sıkıntılı bir durum!

Ayrıca dünkü satışlar sonrasında yabancı takasındaki azalmanın da aynı şekilde sürdüğüne dikkat çekmek istiyorum. Ocak'da % 66 civarındaki yabancı takası dünkü satışlar öncesinde % 62 düzeyinde bulunuyordu. Dünkü satışlar sonrasında bu seviyenin daha da düşmüş olacağını düşünüyorum. Yabancı takasında % 61.61 seviyeleri çok kritik bir oran. Teknik olarak bu oran civarında yabancıların tepki alımları görülebilir. Ama eğer bu oranın altına inilecek olursa, bu takdirde yabancılardan çok daha sert ve hacimli satışların geldiğine şahit olabiliriz.

Reklam
Reklam

Peki Banka Hisseleri Ucuz Değil Mi?
Uzun zamandır banka hisseleri çok iskontolu diye yazıyoruz. Fiyat kazanç oranları dünya örneklerine göre de çok düşük yani alıma çok uygun diyoruz. Ama buna rağmen uzun zamandır bankalardan uzak durmak gerektiğini söyleyip, yeni banka öngörüsü vermekten kaçınıyoruz. Peki bu çelişki neden?

Evet bankalar bir çok kişiye göre büyük iskontolar içeriyorlar ama, bu iskontolar geçmiş bilnaçolarına göre böyle. Fakat artan kurlar ve tahvil faizleri nedeniyle, bankalar önceden almış oldukları kamu kağıtları ve yabancı sendikasyon kredilerinde ciddi bir maliyet artışı yaşıyorlar. Ayrıca uzun zamandır en çok kredi dağıttıkları inşaat sektöründe ciddi tıkanmalar yaşıyorlar. Hoş %0.98 devlet destekli son konut kredileri bir nemze can suyu vermiş olabilir ama, bunun genel konut kredisi toplamına göre yeterli olmayabileceğini düşünüyorum. Zaten konut sektöründe bu sıkıntılar yaşanırken, bir de yapılandırma taleplerinin de devamlı artıyor olması ayrı bir risk yaratıyor.

Reklam
Reklam

Artan ve tedbir alınmazsa artmaya devam eden enflasyon nedeniyle doğal olarak faiz ve kur seviyeleri de artmayı sürdürüyor. Bu durum da, uzun zamandır uyarısını yapıyorum, finansal kriz riskini arttırır. Finansal bir kriz ekonomik kriz nedenidir. Türkiye şu an finansal bir krize henüz girmemiştir. Dolayısı ile ekonomik kriz içinde de değildir. Bu riskler çok kolay bertaraf edilebilir. Ama bunun için en temel destek piyasa güveninin sağlanmasıdır. İşte maalesef biz en büyük sıkıntıyı burada çekiyoruz. Çünkü bu konulara duyarlı değiliz. Bildiğimizi yapmaya devam ediyoruz. Açıklanan kabine sonrasında eğer piyasa bu tepkiyi veriyorsa, piyasa güveni konusunda sıkıntı olduğunu söyleyen ben değilim. Bunu piyasalar söylüyor demektir.

Lakin yine de bu kadar yeni bir kabine için gereğinden fazla negatif bir tepki verildiği görüşündeyim. Nihayetinde kabinenin en önemli bakanı olan Sayın Albayrak, döneminde enerji alanında çok ciddi atılımlar yapılmış bir bakan. Belki de ekonomi-finans alanında hiç tanınmadığı ve sayın başkanın damadı olduğu için bu tepki veriliyor olabilir. Belki çok başarılı bir bakanlık yapacaktır. Ama bunu inatlaşarak göstermeye çalışmak çok ciddi riskler yaratabilir. Nihayetinde ekonomik veriler olarak eliniz zayıf ise, kontrol kaçtığı zaman ağzınızla kuş tutsanız fayda etmez. Keşke uluslar arası piyasaların da çok heyecan duyacağı birilerini kabineye almış olsaydık.

Reklam
Reklam

Neyse, teknik olarak bakınca BİST destek seviyelerinde. Buradan normalde alım tepkilerinin gelmesini beklerdim. Sadece yabancıların dünkü banka satışları rahatsız ettiği için kafam karışmış durumda. Umarım yabancının bu satışları sürmez. Yoksa yabancı özellikle bankalarda satışlarına devam ederse, ...Devamı İçin

Not: Yazı, 11 Temmuz 09:41'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır!

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı

Twitter: @_Stratejist_