Son bir haftada açılan Hazine, Akbank ve İş Bankası tahvil ihraçlarına 20 Milyar Dolar'ı aşan talep geldi. Bu gösteriyor ki, ECB ve FED'in gelişmiş batı ekonomilerinde bollaştırdığı likidite kendisine gidebilecek yer ama güvenli yer arıyor. Bunun Türkiye'ye yönelmesinin önemli bir kaç nedeni var;
1-Gelişmekte olan Rusya, Brezilya, Güney Afrika dahil Türkiye dışındaki ülkelerde bizdeki getiri yok. Avrupa'da ise hala ekonomilere ve bankalara güven sağlanabilmiş değil. Bu nedenle Türk tahvilleri şu an için en iyi getiriye sahipler. Türkiye'yi güvenli ülke olarak Almanya ve Fransa ile kıyaslıyorlar. Böyle olunca getirileri arasında Türkiye çok cazip oluyor. Getirisi nispeten yüksek olan İtalya ve İspanya'ya ise güven duyulmuyor.
2-Türkiye'ye olan güven yükselmiş durumda. Türkiye ekonomisinin büyümeyi artırmayı değil, olası cari açık riski nedeniyle büyümeyi frenlemeyi kendi isteğiyle yaptığını görüyorlar. Bu otokontrol nedeniyle de, olası ekonomik riskleri en düşük düzeyde olan ülkelerin başında görülüyor. Yıl başında Türkiye için yapılan risk uyarılarının gerçekleşmediği, bilakis risk olarak görülen cari açık ve ihracat gibi alanlarda gelişmelerin pozitif gerçekleştiği görülünce, ekonomik tahminlerde olumlu yönde revizeler yapıldı.
Bankacılık sektörünün sermaye rasyoları gelişmiş ülke bankalarının şu an içinde bulundukları oranların çok üzerinde ve neredeyse hiç bir riskleri yok. Avrupa'nın bankalar için düşünüp de hala uzlaşamadıkları denetim mekanizmaları 2000 - 2001'de Türkiye'de yaşanmış olan finansal kriz esnasında uygulamaya alınmış durumda. Bankalar BDDK tarafından sıkı kontrol altında tutuluyorlar.
3-Olası Not Beklentisi;
Sahip olduğu ekonomik veriler ve istikrarlı görünümü nedeniyle Türkiye'nin notunun artması beklentisi yabancılar genelinde de iyice artmış durumda. İşte tahvillerimize olan ilginin bence en önemli nedeni bu beklenti diye düşünüyorum. Olası bir not artırımı sonrasında faizlerde ciddi düşüşler bekleniyor. Bu beklenti tahvillerimizin cazibesini iyice artırmış durumda.
TCMB Politika Faizine Dokunmadı
İşte tahvillerimize ilginin ciddi boyuta ulaşmış olduğu bu dönemde, çok uygun faizlerle kaynak temini yapabilme imkanımız varken, MB'nın faizdeki katı tutumu halen sürüyor. Aslına bakarsanız çok da anlamsız bir tavır sergileniyor. Uzun zamandır % 5.80 ile bankaların fonlanıyor olmasına rağmen, hala üst faiz bandını yüksek tutmanın manasını anlayamıyorum. Neyse bu konuyu zaten yeterince işlediğim için fazla uzatmak istemiyorum.
Dün eğer politika faizlerine dokunulmazsa kısmi realizelerin gelebileceği uyarısını yapmıştım. Yaşanan da o oldu. Politika faizleri değişmediği gibi, üst band faizinde sadece 50 baz puan indirimle yetinildiği görülünce realizeleri yaşadık. Bugün için bu durum sürebilir de, yeterli denip yeniden alım da yaşanabilir. Çünkü asıl beklenti faiz indiriminden ziyade not artması beklentisi olduğu için, başta bankalar olmak üzere yabancı ilgisinin sürmeye devam etmesini bekliyorum. Bu nedenle realizenin sürmesinden çok fazla huzursuz olmamak lazım.
İstanbul Menkul Değerler Borsası Tarih Oldu!
İlk yıllarında işlem tahtalarında, sonrasında da şu an gördüğünüz seans salonlarında broker olarak yıllarca çalıştığım İMKB kapatıldı. Arazi gibi malları TOKİ'ye devrediliyor. Yerine İstanbul Borsa'sı kuruluyor. Böylece İMKB gibi kapatılan altın borsası da olmak üzere hepsini tek çatı altında toplayıp anonim şirket yapıyorlar. İstanbul'un finans merkezi yapılması düşüncesinin bir parçası olarak alınan bu kararları şimdilik yorumlamak istemiyorum. Ama yazım kolaylığı olarak sembol olmuş İMKB yerine şimdi kısaltma olarak ne yazacağımızı merak ediyorum.
AB Liderleri Toplantı Halinde
Bakalım bankalar, İspanya ve İtalya için bir takım kararlar alınabilecek mi göreceğiz. Ancak İspanya ve İtalya'nın faizlerinde düşüşlerin görüldüğünü söyleyebilirim. Olası mutabakatlar sağlanıp uygulamaya geçilmesi halinde Avrupa için yansımaları daha iyi olacaktır. Ama ilk anda mutabakat görülebilir mi yoksa bunu bir başka zirveye mi bırakırlar bilemiyorum.
Yazı 09:18'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır.
Aydın Eroğlu