CNN Türk'te dün Kıbrıs'la ilgili düzenlenen programda canlı yayına katılarak, 1974 senesinde Kıbrıs harekatı yapıldığı sırada Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğunu belirten 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, çıkarma kuvvetlerinin önceden belirlenen sınırdan daha ileri gittiğini öne sürdü. Evren'in, "Hatta bizim planımızda Maraş yoktu ama Maraş da boşalmış bir vaziyetteydi. 'Ne yapalım Maraş'ı' dediler. 'Girin' dendi. Hatta yanlışlıkla İngilizler'in üssüne de girdiler, sonra geri çekildiler" sözlerini İHA'ya değerlendiren Yakan Cumalıoğlu, "Sözleri bazı gerçekleri ifade ediyor olabilir. Ancak talihsiz bir beyandır. Pazarlık şansını sıfırlayan bir beyandır" dedi.
16 Ocak 2002'de başlayan taraflar arası ikili görüşmelerde, şu ana kadar açıklanmamakla beraber, değişik konular konuşulduğunu ifade eden Yakanoğlu, "Bunlar arasında, bir takım sınır düzenlemeleri de vardı. Yalnız bunlar BM Genel Sekreteri'nin dayatma niteliğinde olan Kıbrıs Planı'nda öngörülen geniş kapsamlı toprak tavizine de dayandırılmıyordu. Türkiye'de bazı gerçekler halktan saklanmakta. Yunanistan karşı atakla propaganda yapmakta. Hatta planı vaktinden önce sızdırarak bir kamuoyu oluşturdu. Türkiye'nin içinde de Yunan tezini savunan lobi faaliyetleri var. Bu grup 12 Aralık'a kadar bir plan çerçevesinde AB'nin dayatmalarını ve BM'nin planını olumlu göstermeye çalışıyor" diye konuştu.
Kenan Evren'in sözlerinin bazı gerçekleri ifade edebileceğini kaydeden Cumalıoğlu, "Ancak talihsiz bir beyandır. Pazarlık şansını sıfırlayan bir beyandır. Bazı gerçekleri dile getirmek gerekirse, bir dönem NATO'nun dışında kalan Yunanistan'ı hiçbir taviz almaksızın tekrar NATO'ya dönüşünü sağlayan da bu tarzda bir talihsiz bir çıkış olmuştur" dedi.
Yapılan son değerlendirmelere bakarak "Acaba milli devlet politikamızda bir ray değişikliğine mi gidiliyor?" sorusunun akla geldiğini söyleyen Cumalıoğlu, "Kıbrıs'la ilgili politikamız bir milli politika olmaktan çıkartılıyor mu? Bir sarmala mı sokuluyoruz? Müzakerelerden söz ediliyor. Halbuki müzakere etmek bazı şartları kabul etmekle başlar. 'Ver kurtulcular'ın yaptıkları lobi faaliyetlerini destekleyici açıklamaların yapılmaması gerekiyor" diye konuştu.
Devletin yetkili kurumlarından ciddi açıklamaların yapılmasını beklediklerini ifade eden Cumalıoğlu, "Cumhurbaşkanımızın sağlığının aynı dönemde bozulması ve takvim konusundaki sıkışıklık bizleri 'ver kurtul' çizgisine getirmemeli. Elmalarla armutları bir arada toplamanın gayreti var. Toprak tavizleri yüzde 18'e kadar iniyor. 82 yerleşim merkezinin boşaltılması gibi önemli konular yanında Türklere bırakılan yüzde 26 toprağa Rum göçmenlerin dönmesi halinde, Kıbrıs Türkünün toprak oranı 18'lere düşer. Bunlar göz önünde bulundurulmalıdır" diye konuştu.