Yakışmayanlar!

Türk futbolunun hali ortada.İki büyük takımımız Avrupa'dan aforoz edildi.3'üncüsü de zaten hocasını milli takıma kaptırmamak için kendisiyle yarışıyor.Devler Ligi'nde bizi temsil edecek olması tek tesellimiz.Olimpiyat konusuna girmeye bile gerek yok.Neden alamadığımız da, hiçbir zaman alamayacağımız da ortada.

*
Yukarılarda biraz gezdikten sonra biz ait olduğumuz yere PTT 1. Ligimiz'e geri dönelim.
3 güzel hafta geride kaldı. Milli maç arasıyla biraz olsun nefes aldık.
Allah'tan girdi bu milli ara ki, yoksa daha ligin başında boğulacaktık.
'Yaz boyunca başlamasını sabırsızlıkla beklediğimiz lig bu muydu?' sorusunu sordutan sebepler ise ortada.
Buyrun beraber bakalım ilk 3 haftaya... 3 haftadaki eksiklerimize ya da bir başka deyişle fazlalıklarımıza!
*
Sezonu Balıkesirspor açtı. 16 yıl beklediğimize değmiş Balkes'in bu ihtişamlı dönüşü.
Onların verdiği renkle başlayan ilk hafta Adanaspor'un şokuyla noktalandı.
Ordu'ya 4-0 yenilen Toros Kaplanı'nda Ekrem hocayla yollar anında ayrıldı.
Senelerdir yapılan yanlış planlamanın son kurbanı da tecrübeli hoca oldu, hatta kimse kusura bakmasın ama ayıp oldu.
Bir de 35 sarı kart çıktı, kırmızısız.
*
İyi başladık galiba dedik, sanırım nazar değdirdik.
İkinci hafta sarı sayısı 40'a çıktı, 3 tane de kırmızı vardı.
Ligin iki yeni takımı Kahramanmaraş'la Ankara kapıştı. Süper mücadelede kazanan olmadı. İşin cılkı ise ertesi gün çıktı.
Geçen sezon ikinci yarıda kurulan kadroyla Play-Off oynaması gereken Samsun'u zor bela kümede tutan Besim Durmuş, takımıyla uğraşmak yerine Ankaraspor'un hocası Osman Özköylü'ye uzaktan salladı.
Cevabı ise Leoparlar'ın korkusuz (!) menaceri Ender Yurtgüven'den geldi. Okuyana, görene, duyana, "Şimdiden ne gerek var bunlara" dedirtti, yakışmadı iki tarafa da.
*
İlk hafta göze hoş gelen Balıkesir bu kez Fethiye deplasmanındaydı. Misafirperverliğiyle nam salmış, her gelen takımı aslanlar gibi karşılamış, güleryüzle uğurlamış güzide ilçe yani. Bundan sonrasını herkes biliyor zaten! Malesef bu da hoş olmadı.
*
Taraftarın kralına sahip olan Adana Demir, sahasında Gaziantep'i yerle bir etti. Ama tribünde 'Bayan Şimşekler' vardı. Bu takımın 5 Ocak'ta seyircisiz oynamaması lazım. Neyse her şey iyi, güzeldi de geçen gün gelen haberle elinde pankart olan ablam futbol müsabakalarından men edilmeseydi. Hele bu hiç olmadı.
*
Kenan Şahin'in Mersin formasıyla Ordu ağlarına atmadığı golü de unutmuyorum, unutturmuyorum. Ha bir de yıldızlar topluluğu Urfa'nın Manisa'daki kabul edilemez isteksiz futbolunu.
*
Hadi bunlara da eyvallah dedik. Dedik de, dedik diye de 1461 Trabzon-Adana Demir maçındaki olaylara ne gerek vardı.
Ferhan Kestanlıoğlu, hem maçı hem de yeniden doğmaya çalışan Barış Memiş'i katletti son dakikada buz gibi penaltıyı görmezlikten gelerek. Neyse dedik ama demeseydik keşke.
*
Bu ligde şampiyonluk yaşayan, tecrübesini her geçen gün yeni nesillere aktaran Kadir Özcan hocamıza eski öğrencisi Bayram Oral'ın yaptığı saygısızlık değil miydi? Hadi o saygısızlık yaptı da sevgili Kadir hocamızın karşılığı kendi deyişiyle, 'Dozajı artan şamar' mı olmalıydı? Bu da bizim güzel ligimize uymadı.
*
Neyse dedik bir kez daha. Çevirdik kafamızı Buca'ya. Hadi Henrique ve Nsaliwa'yı anladık da Zafer kaptanım senin gibi beyfendi bir oyuncu yapmasın bari. Yapmasın ki 23.1 yaş ortalamasındaki Kemal Kılıç'ın genç neferleri kızarmayı olağan bilmesin, yani kırmızı kartla oyun dışı kalmayı.
*
Bu arada yazının başında planlamadan bahsetmiştik. "Bayram başkan gol gol gol, takım küme düşüyor" diye bağırmaya başladı 3. haftada Manisa'ya da boyun eğen Adanaspor...
*
Sarı kart sayısı 45'e, kızaranlar 4'e çıktı.
*
Malesef baştan beri yazmamız gereken kısma anca gelebildik. En başta Balıkesir; sonra Samsun, Ankaraspor ve Mersin İdmanyurdu daha daha sonra ise Belediye olumlu sinyaller verdi rakiplerine oranla ilk periyotta.
*
Evet işte böyle bir 3 hafta geride kaldı. Umudumuz o ki, bundan sonra bunları değil, futbolun güzelliklerini yazalım. Adı Süper olan lig gibi olmayalım! Lütfen...

Reklam
Reklam