Olay, 24 Ocak 2023 günü saat 19.00 sıralarında Yalova'nın Altınova ilçesine bağlı Soğuksu köyü Ballıkaya mevkinde meydana geldi. Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde yaşayan Semiha Sözer, eşi Erdal Sözer ile gittiği kayalıklarda fotoğraf çekilirken, 20 metre yükseklikten düştü. İhbar üzerine olay yerine AFAD ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kayalıklardan inen ekipler, Sözer’in hayatını kaybettiğini belirledi. Sözer’in cansız bedeni, ekiplerin yaklaşık 2 saatlik çalışmasıyla çıkarıldı. 1,5 yıl önce Erdal Sözer ile evlenip, Kocaeli'de yaşamaya başlayan Semiha Sözer'in cenazesi, anne ve babasının yaşadığı Bursa'nın Orhangazi ilçesinde toprağa verildi. Cenazede Erdal Sözer, taziyeleri kabul etti.
Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında jandarma ekipleri, Erdal Sözer'in çelişkili ifadeler verdiğini belirledi. Bunun üzerine Jandarma Asayiş, Olay Yeri İnceleme, Jandarma Suç Araştırma (JASAT) ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele timlerinden oluşan ekip kuruldu. Ekip, olayın oluş şekline ilişkin Erdal Sözer'in çelişkili ifadeleri sonrası olay yerinde inceleme yaptı. Jandarma, Cumhuriyet Savcılığı'ndan alınan izinle Erdal Sözer'i teknik ve fiziki takibe aldı. Sözer, olaydan 3 ay sonra gözaltına alındı. İşlemleri sonrası Sözer'e ev hapis cezası verildi. Kısa süre sonra ise cezası kaldırıldı.
Yaklaşık 15 ay süren çok yönlü çalışmaların ardından, ülke genelinde alanında uzman akademisyenlerden oluşan bir heyet, bilirkişi olarak görevlendirildi. Hem jandarmanın özel ekibi hem de akademisyenlerden oluşan heyetin çalışmaları sonucu Semiha Sözer'in itilmek suretiyle düştüğü belirlendi. Kayıtları inceleyen jandarma, benzer yerden düşen bir kişinin düz alanda kaldığını tespit etti. Ekipler ayrıca Semiha Sözer'in vücudundaki kırık ve eziklerin, benzer yerden düşen kişiye göre çok daha fazla olduğunu doktor raporları ile ortaya koydu. Ekipler, Cumhuriyet savcısının talimatıyla Erdal Sözer'i 15 Mayıs günü bir kez daha gözaltına aldı.
Sözer’in evindeki bilgisayarda yapılan incelemede ise 'Bir kişi nasıl itilir?' 'Bir kişi nasıl atılır?' şeklinde arama yapıldığı saptandı. Ayrıca Siirt’te, kayalıklardan düşerek ölen kadınla ilgili bir haberi de defalarca okuduğu tespit edildi. Erdal Sözer'in olaydan sonra eşinin ailesi ile hiç görüşmediğini de belirleyen jandarma, şüphelinin Semiha Sözer ile anlaşmazlık yaşadığını, olay günü araç kiraladığını, lokantada birlikte yemek yediklerini de tespit etti.
Altınova İlçe Jandarma Komutanlığı'na getirilen ve ifade vermeyi reddeden Erdal Sözer, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde yaşayan çiftin, olay günü Yalova- Kocaeli sınırında yer alan bir restorana kiralık araçla gittikleri, burada çay içtikleri, sonrasında da olayın yaşandığı kayalıklara geçtikleri belirtildi. Şüphelinin, olay günü verdiği ifadesinde çelişkiler bulunduğuna dikkat çekilen iddianamede, Erdal Sözer'in karakolda, eşinin başı döndüğü için kayalıklardan ayrılmak istediğini, savcılıkta yaptığı savunmada ise üşüdüğünü söyleyerek bölgeden ayrılmak istediğini söylediği belirtildi.
İddianamede, maktulün bir kız arkadaşının verdiği ifadede, "Semiha, evlendiği günden, hatta balayına gittiği o günden itibaren mutsuzdu. Zaman geçtikçe kocasından uzaklaştığını, dizüstü bilgisayarında, kocasının çıplak fotoğraflarını gördüğünü söylüyordu. Semiha, kendisiyle hiç ilgilenmeyen kocasına zorunlu olarak katlanıyordu" dediği kaydedildi.
Şüphelinin yapılan telefon dinlemelerinde, bir trans bireyle görüşüp, kendisini farklı bir isimle tanıtarak, "Güzelim ben Erol Almanya’dan. Sana gelmiştim eskiden, bayağı oldu, gelmek istiyorum İzmit’teyim, özledim seni. Ben aktifim, sen pasifsin. Sen de benim için bir bayansın" şeklinde konuşarak, kendisine cinsel içerikli fotoğraflar gönderdiği bilgisine de iddianamede yer verildi.
Tutuklu sanığın, incelenen telefon ve bilgisayarında, olaydan bir gün önce bir haber sitesinde, Siirt'te 350 metre yükseklikteki kayalıklardan düşme haberini okuduğu belirtilirken, sanığın düşme anına ilişkin verdiği ifade ile bilirkişinin yaptığı incelemenin farklı olduğuna da dikkat çekilen iddianamede "Soruşturma aşamasında sürekli çelişkili ifadeler verdiği, bu nedenle beyanına itibar edilmediği, şüphelinin maktulü olay günü, 6 derece soğuk hava ve akşam saatine yakın bir vakitte, olay yeri olan uçurumun kenarında, kendilerinden başka kimsenin olmadığı yerde 1 saat 40 dakika bekletmesinin izahtan uzak olması sebebiyle, maktulü öldürme kastının mevcut olduğu, şüphelinin olaydan bir gün önce de internet sitesinde yüksekten düşme ile ilgili haberler okumasının bu iddiayı güçlendirdiği, olay günü kiraladığı araç ile maktul eşini, olay yerine saat 16.25 sıralarında götürerek yaklaşık 1 saat 40 dakika bekledikten sonra, eşini uçurum kenarından aşağı iterek öldürdüğü, taraf ifadeleri, bilgi sahibi ifadeleri, bilirkişi raporu, otopsi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır" denildi.
İddianamede suçu sabit görülen ve hakkında Yalova 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Erdal Sözer, ilk kez hakim karşısına çıktığı duruşmada yaptığı savunmada, “Eşimle güzel bir düğün yaptık. Düğünden sonra bir adaptasyon sürecimiz oldu. Eşim sağlık açısından biraz zayıftı. Git-gelleri oluyordu. Aramızda kötü hiçbir şey olmadı. Eşimin sağlık durumunun iyi olmasından sonra yani ilerleyen süreçlerde de çocuk düşünüyorduk. Boş vakitlerimizde dağ bayır gezerdik. AVM’lerde de geziyorduk. Benim bir sicilim yok. Kavgaya bile karışmamışımdır. Aramızda kavga, ayrılık, aldatma hiç olmadı. Olay günü bizim evimize yakın bir tesis var. Eşim orayı hiç görmemiş, 'Oraya gidelim' dedi. Gidip çay kahve içtik. Dönüşte de bir çiftlik var, orada fotoğraf çekinmek istedi. Gittik çekindi. Oturmadan evvel manzarayı çok yakın çektiğimi söyledi. 'Başım döndü gibi oldu' dedi, oturduk. Dinlendi. Bir süre sonra 'İyiysen kalkalım' dedim. Kalktığımızda eşimin düştüğünü gördüm. Sevdiğim eşimi kaybettim. Yol aradım eşimin yanına, düştüğü yere doğru inmek için. Buldum ve yanına indim. Eşime seslendim ve tepki alamadım. Biz bazen konuşur, dertleşirdik. Aramızda geçen kötü bir durum olmadı. Boşanma durumumuz olsa, okumuş insanım ben, avukat tutar, masrafları karşılar, boşanırdım. Böyle bir şeye neden başvurayım. Hava aydınlıktı. Ambulans müdahale edene kadar karardı. Eşimin nasıl düştüğünü görmedim. Son düşme anını gördüm sadece. Nasıl oldu bilmiyorum. Olay akşamı ben kimseye yer göstermedim. Ambulansta oturdum. Ekipler yer belirlemişler. Bölge olarak yer gösterdim ben” dedi.
Mahkemede, olay günü çekilen fotoğrafların maktulün telefonundan aile grubuna atıldığı ve bir mesaj yazıldığı, bu mesajı kendisinin yazıp yazmadığının sorulması üzerine Erdal Sözer, “Çekilen fotoğraflar gayet güzel fotoğraflar. Eşim güzel fotoğrafları gruba gönderirdi. Mesajları da eşim yazdı. Hava soğuktu, parmakları üşüdü. Yazım yanlışı olabilir. Eşim benden rica etti. Mesajın son kısımlarını ben yazıp, attım. Fotoğrafları beraber seçtik. Ne yazdığımı hatırlamıyorum” diye yanıt verdi.
Mahkeme heyetinin Semiha Sözer'in arkadaşına, sağlıklı bir ilişki yaşamadığını söylemesini sorması üzerine ise Erdal Sözer, “Belki eşime yetemiyordum. Bu kadar uzun süre mutsuz olduğunu bilmiyordum. Öyle olsa neden hep aile ziyaretleri yapalım. Mutluyduk. Aramızda bir sıkıntı yoktu” dedi. Hakimin çıplak fotoğraflarını sorması üzerine de “Gençlik zamanlarından kalma bir şey. 2017-2018 tarihli. Bu durumu eşimle konuştuk. Herhangi bir kavgamız olmadı. Bu durumu normal karşıladı” diye yanıt verdi.
Eşcinsel olmadığını söyleyen Erdal Sözer, “Böyle bir eğilimim yok. Böyle bir ilişkim de olmadı. Eşimin vefatından sonra 5-6 ay kadar evden çıkmadım. Bir süre sonra internetten biriyle tanıştım. Kendini başka türlü tanıttı. Evlilikten önce böyle bir görüşmem oldu. İlişki yaşamadım. Böyle bir eğilimim yok” diye kendini savundu. Sözer, travesti olduğu öğrenilen kişiyle mesajlarının mahkeme salonunda okunması üzerine ise “İnternette kendini o şekilde tanıtmadı. Ben sohbet olsun arkadaş edinmek için buluştum. Başka bir durumum yok” ifadelerini kullandı.
Tanık Selami G. ise ifadesinde, “Olay günü yoldan geçerken bir ambulans gördüm. Gittim merak edip, ne olduğunu sordum. Sağlıkçı arkadaşlar bir kadının düştüğünü söyledi. Erdal, defalarca eşinin ölüp, ölmediğini sordu. Telaşlıydı. Kadının teni sıcaktı, ama nabız yoktu. Sanık bizzat o gün 2 kız arkadaşının da olay yerinde olduğunu söyledi. O kızlar daha sonra gitmişler. Bunlar da fotoğraf çekinmiş. Sonra olay gerçekleşmiş. Ben 'Kadını atmıştır' diyemem, görmedim. Sadece panik ve telaşlıydı” dedi.
Son sözleri sorulan Erdal Sözer, “Bazı iftiralar, abartılı söylemler var. Ben 4 aydır tutukluyum. Cezaevinde insan kesmiş, öldürmüşlerle aynı koğuşta kalıyorum. Üstesinden gelmeye çalışıyorum. Annemden, işimden uzak kaldım. Koğuş düzenini bozmuyorum. Cezaevinde gençlere Almanca öğretiyorum. Ben katillerle yemek yiyorum, bu kadarını da hak etmedim. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
Mahkeme hakimi, Erdal Sözer’in tutukluluk halinin devamına karar verirken, olay yerinde keşif yapılması için duruşmayı 11 Ekim’e erteledi.
Semiha Sözer'in annesi Selma Dursun duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Bu kişi hep farklı ifadeler veriyor. Bir anne olarak adaletin yerini bulmasını talep ediyorum. Kışın ortasında o kadar soğuk havada, ‘Başı dönüyordu, yükseklik korkusu vardı’ diyor. Bunların hepsinin yalan olduğu, raporlarla beraber çıktı. 1 saat 40 dakika o soğukta durmuşlar. Sonra, ‘Kertenkele gördü’ gibi söylemlerde bulunup, ‘Düştü’ diyor. Çelişkili ifadeleri var. Doğru bir tane olabilir. Eğer değer veriyorsanız bir insana, zaten öyle bir yere götürmeniz mümkün bile değil. Başı dönüyor, kalp hastası diyorsun yanındaki kişi böyle bir yere gitmeyi talep etse dahi, o tür bir yere siz onu çıkartamazsınız. Bunun pislikleri sonradan çıktı. Ben adalete güveniyorum. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın” diye konuştu.
Semiha Sözer’in ailesinin avukatı Eyüp Kaplan ise şüphelinin ifadelerinin çelişkili olduğunu belirterek, “Söylediği şeyler doğruyu yansıtmamakta. Çok mutlu bir evliliği olduğunu göstermeye çalışmış, ama tanık ve ailenin anlatımları, mesaj kayıtları bu durumu yalanlıyor. Şüpheli sonradan teknik takibe alınıyor. Farklı cinsel eğilimleri olduğu ortaya çıkıyor. Muhtemelen bunu rahmetli ya öğrendi ya da öğrenme riski vardı. Sebebini tam olarak bilemiyoruz. Böyle bir şeyi planlayıp, cinayeti işledi. Bilirkişi raporu var dosyada. Fizik uzmanı raporu hazırlamış, adli tıp uzmanı, olay yeri inceleme uzmanı rapor hazırlamış. Bunun kaza ya da intihar olmadığı yazılmış. Sebepleriyle beraber. Birden fazla yer göstermiş. En son kesin burası dediği yerde de bilirkişi rapor hazırlıyor ve düşmesi gereken yere düşmüyor. 13 metrelik bir mesafe var arada. Biz adaletin tecelli edeceğini düşünüyoruz” dedi.
(DHA-İHA)