‘Yandaş medyadan sonra yandaş yargı’

CHP’nin 33. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde coşkulu ve kalabalık topluluğa hitap eden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, adeta iktidar provası yaptı.

CHP İstanbul Kongresi’nde hükümete sert eleştiriler yönelten Deniz Baykal, ‘hükümetin savcı ayarlamaya alışkın olduğunu’ ileri sürerek Başbakan ve İçişleri Bakanı hakkında gensoru vereceklerini açıkladı. Baykal “Hevesleri kursaklarında kalacak” dedi

CHP’nin 33. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde coşkulu ve kalabalık topluluğa hitap eden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, adeta iktidar provası yaptı. Baykal’ın hedefinde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan vardı. Beşiktaş Akatlar Spor Salonu’nu dolduran partililer, Baykal’ın “AKP manevi olarak iflas etmiş bir partidir” sözlerini dakikalarca ayakta alkışladı. Baykal sözlerine, “CHP her yönüyle iktidara hazırdır” diye başladı. Ve konuşmasının ilk bölümünü, İstanbul’daki yerel yönetimlere ve CHP’li belediyelere ayırdı. Baykal, şöyle dedi: “Yerel seçime 4 belediye ile giren İstanbul teşkilatımız 12 belediyeyi alarak çıkmıştır. Yarın yerel seçimler olsa Büyükşehir başta olmak üzere çoğu belediyeyi alırız. Çünkü halk görmüştür ki AKP’li belediyelerde yandaşı koruma vardır, rant vardır, sadece benden olana hizmet vardır. Oysa CHP’li belediyelerde başarı, dürüstlük, eşit hizmet zihniyeti vardır.”

Reklam
Reklam

’İşsizlik yüzde 20’

Baykal, AK Parti’nın iktidarda bulunduğu 2002-2010 dönemini masaya yatırdı: “AKP iktidarı döneminde ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bugün karşımıza çıkan olumsuz tablo AKP’nin 8 yıllık icraatının eseridir. AKP iktidara geldiğinde işsizlik yüzde 10’du. Bugün resmi rakamlar yüzde 14 diyorsa da bu doğru değil, yüzde 20 işsizlik vardır. Genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 25’lere ulaşmıştır.”

’Tarım çöktü’

Baykal’ın ısrarla üzerinde durduğu konuların başında, tarım sektörünün geldiği acıklı nokta oldu. Baykal’a göre, tarım sektörü bilinçli olarak ihmal ediliyor. Tarıma verilen destek azaltılmış, dışarıdan ithal edilen ürünlerle tarımımız baskı altına alınmaya çalışılıyor. Baykal, şöyle devam etti: “2.5 milyon insanımız tarımdan kopmuş ve işsizler ordusuna katılmıştır. Tarım işgücünü emen bir sünger gibidir. Tarım sektörü ihmal edilirse işsizlik patlar. Desteklerin azaltılması, girdi fiyatlarının artması, ürün fiyatlarının düşürülmesi ve ithalatın artması tarım ve hayvancılıkla uğraşanların belini bükmüştür. Oysa Türkiye’nın kurtuluş reçetesi tarım sektöründe yaşanması gereken gelişmelere bağlıdır. CHP iktidarında tarım ve hayvancılığa destek verilecek, tarımda istihdam arttırılacak. Şu anda tarım sektörüne verilen destek GSMH’nin yüzde 0.5’i kadar. CHP iktidarında bu oran yüzde 1’in üzerine çıkarılacak. İç ve dış borçlar katlanarak artıyor. Bu da ülkenin geleceğini tehdit eder duruma geldi. Çalışanlar kaderine terk edildi. Taklitçi, iyi düşünülmemiş bir zihniyet anlayışı ile özelleştirme yapmaya kalkıştılar. Özelleştirmeyi sihirli bir değnek sandılar. 40 milyar dolar özelleştirme yaptık diye böbürleniyorlar. Peki bu doğru mu? Verimliliği mi arttırdılar, yoksa bu işletmeleri yandaşlara peşkeş çekip, Tekel işçileri gibi insanları evinden, çoluk çocuğundan mı ettiler?”

Reklam
Reklam

’Bakkal esnafı öldü’

Baykal’ın Erdoğan’a yüklendiği bir başka konu ise “alışveriş merkezleri” üzerinden oldu. Baykal, “Alışveriş merkezleri, bakkal ve esnafı yok ediyor. Bir tarafı kalkındırırken diğer tarafı öldürmek yanlıştır” dedi. Baykal, bu zihniyetin gerçekçi olmadığını ve yanlış olduğunu ısrarla vurgulayar, “Bir tarafı kalkındırırken diğer tarafı öldürmek yanlıştır” diye konuştu.

’Dokunacağız’
Baykal, konuşmasında milletvekili dokunulmazlığına da değinerek, şöyle konuştu: “AKP seçim öncesi, ’Milletvekili dokunulmazlığını yeniden düzenleyeceğiz’dedi. Milletvekili olunca dünya kadar yolsuzluk dosyaları Meclis’e gelince dokunulmazlığı sığınıp dokunulmazlığı kaldırmayı unuttular. Meclis’te 550 milletvekili var, 608 savcı fezlekesi var. AKP’nin bu halini Hz. Peygamber ve o dönemki Müslümanlar görmesiydi ne derdi acaba? Gerçek Müslümanlar ise bu manzarayı şaşkınlıkla izliyorlar.”

Gensoru vereceğiz

Eski DEP Milletvekili Hatip Dicle’nin İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Ahmet Türk arasında geçtiğini iddia ettiği diyaloğa da değinen Baykal, şöyle dedi: “BDP eski milletvekili diyor ki; İçişleri Bakanı Ahmet Türk’e şu sözü verdi. Biz hakim ve savcıları ayarladık. Söyleyin arkadaşlara gelsinler. Habur’dan içeri girdiklerinden itibaren müsteşar, vali, hakim ve savcı eşliğinde ellerini kollarını sallayarak kahraman gibi içeri girecekler. Hakimleri İçişleri Bakanı mı ayarlıyor? Bu nasıl bir iş? Bunun hukuka uygun bir yanı var mı? Eğer ayarlama yok ise Habur’a giriş şekli hukuka uygun mu? Belli ki ayarlama var. İtiraf ettiler. Böyle hukuk, böyle devlet olur mu? Ankara’ya dönünce ilk işimiz hem Başbakan hem de İçişleri Bakanı hakknıda gensoru vermek olacak. Bunun hesabını halk olarak soracağım. Bunlar savcı ayarlamaya alışkındırlar. Geçmiş dönem Adalet Bakanları şimdiki Başbakan Yardımcısı zat Erzincan Savcısı’nı aramadı mı? Yandaş medyadan sonra da yandaş yargı arzuları var. Bu arzuları kursaklarında kalacak.”

Reklam
Reklam

Anayasa değişikliği

Baykal, Anayasa değişikliği konusunda da şunları söyledi: “AKP’nin gündeminde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısında değişiklik var. Ne yapacaklar? Hakim ve savcıları milletvekiline bağımlı yapacaklar. HSYK ve Anayasa Mahkemesi üyelerini Meclis seçecekmiş. Bu ne demek Hakim ve Savcılar milletvekillerine muhtaç bırakılacak ki, sonra onlara bağımlı olsun. Olmaz böyle şey. Yargı bağımsızlığı kalacak. Hiç kimse bu düşünceyi gerçekleştiremeyecek. Başbakan bu konuda ’güçsüzlüğümüz’var diyor. 330’u mu bulamayacak? Yok onların var. Peki ne olacak referandumdan korkuyorlar. Halktan korkuyorlar. Halka gidince halk diyecek ki bana seçim sandığını getirmedin al sana kocaman bir ’hayır’diyecekler.”
Kurumlarla kavga
Türkiye’de uzun zamandır, kurumların yıpratıldığını dile getiren Baykal, “Başta TSK olmak üzere birçok anayasal kurum bilerek ve planlı olarak milletin gözünden düşürülmek için çeşitli senaryolar hazırlanıyor. Bunun arkasında tertip vardır, bu tertipte çalıştırılan elemanlar vardır. Başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere gözbebeğimiz kurumlar gözden düşürülmeye gayret ediliyor. Kurumlar birbirine kırdırılıyor” dedi
Gül’ün süresi

Reklam
Reklam

Baykal, son dönemde yaşanan Cumhurbaşkanlığı süresi tartışmalarına da değinerek şöyle dedi: “Cumhurbaşkanlığı süresi hiç kuşkusuz 5 yıl olduğu kesindir.. ’7 yıl’diye ağzında geveleyip duruyorlar, bu yanlıştır. Seçildiği dönemdeki anayasaya göre 7 yıldı ama şimdiki anayasa 5 yıl diyor. Anayasa ’5 yıl’diyor. Kanun ne derse o geçerli. Buna dokundukları takdirde, kıyameti koparırız.”

Kongreye Edip Akbayram, Cahit Berkay gibi sanatçıların yanı sıra sosyalist kimliğiyle tanınan Eşber Yağmurdereli de katıldı.