İnsan biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir varlıktır. Dolayısıyla tüm bu boyutlar birbirlerini yakın anlamda etkiler. Vücudumuzda psikolojik bir problem yaşıyorsak; mutlaka bu durumun biyolojik etkilerinin de hissederiz. Örneğin; panik atakta yaşadığımız sıkıntı, boğulma, kötü haber alacağım, öleceğim, rezil olacağım gibi korkular böbreküstü bezlerimizin yoğun şekilde adrenalin ve kortizol salgılamasından kaynaklanmaktadır. Bu durumun bize hissettirdiği bedensel belirtiler ise; bulanık görme, çarpıntı, nefes almada güçlük, ellerde ve bacaklarda titreme, denge kaybı, ateş basması ve terleme şeklindedir.
Yediklerimiz ve içtiklerimizin yaşadığımız panik ataklar üzerinde ciddi etkisi mevcuttur. Uzun süre bir şey yememek, aç kalmak ya da susuz kalmak kan şekerimizin düşmesine sebep olacaktır. Bu durum sonucunda vücudumuz strese girer. Oluşan strese karşı ise böbreküstü bezleri yine adrenalin ve kortizol salgılalar. Böylece panik atak için zemin hazırlanmış olur.
Fazla yemek yemek de aç kalmak kadar vücudumuzun tepki vermesine sebep olan bir durumdur. Yemek yedikten sonra mide sindirim işlemine başlar. Sindirim işlemi için enerji gerekmektedir ve midenin ihtiyaç duyduğu bu gücü kalp, yoğun kan pompalayarak sağlayacaktır. Kalp normalden fazla enerji için normalden fazla kan pompalarken daha hızlı atacaktır. Ve biz bu durumu çarpıntı olarak hissedeceğiz demektir.
Aslında aç kaldığımız zaman da fazla yediğimiz zaman da vücudumuzun verdiği tepkiler normal ve tehlikesizdir. Fakat panik atak yaşayan kişiler bu durumlara aşırı duyarlı oldukları ve bir hastalık (kalp krizi, beyin kanaması, tansiyon yüksekliği vb.) olarak yorumlamaya yatkın oldukları için daha çok etkileneceklerdir. Bu durumda da panik atak yaşama olasılığı artacaktır. Görüldüğü gibi yediklerimiz içtiklerimiz panik atak açısından önemlidir. Peki ne yemeli, ne içmeliyiz???
• Yoğun çay – kahve tüketmeyin.
• Asitli içeceklerden (kola, gazoz vs.) uzak durun.
• Alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerden uzak durun.
• Fazla yemekten midenizi tıka basa doldurmaktan kaçının.
• Tatlı tüketiminizi sınırlandırın.( Şeker içeren yiyecekler kan şekerini birden yükseltir ve insulin hormonu denge kurmak için fazla salgılanır. Bu durum da şekerinizin aniden düşmesine sebep olur).
• Uzun süre aç kalmayın.
• Ağır diyetlerden ani kilo kayıplarından kaçının.
• Bol sıvı tüketin. Özellikle su! Günde 8 – 10 bardak su için.
• Mevsim meyvelerini tüketin.
• Az miktarlarda sık sık beslenin.
• Omega 3 ve omega 6 yönünden zengin besinleri ( somon ve ton balığı vb.) tüketin.
• Çayı açık içmeye özen gösterin.
• B vitamini içeren yiyecekler ( süt ve süt ürünleri, hububatlar, yumurta, havuç, mısır, buğday, baklagiller, tavuk, kırmızı et vb.) yemeye özen gösterin!
• Sütlü ve meyveli tatlıları tercih edin.
• Mutlaka kahvaltı yapın.
• Sebze tüketimine önem verin.
Uzm. Psk. Gamze KARTAL TELLİHAN
Instagram:@biorezonansbahcesehir
Facebook:@biorezonans