‘Yanlış yaptığımda insanlar benimle dalga geçer’
‘Konuşurken benim hakkımda ne düşünürler?’
‘Kesin beni yanlış anladılar’
‘Toplantıda konuşurken kesin söyleyeceklerimi unutacağım, rezil olacağım’
Psikomola Bireysel ve Kurumsal Danışmanlık Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Psikoloğu Uzm. Psk. Reyhan Uzun, tüm bunların sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerin akıllarından geçen genel düşünceler olduğunu belirtti:
“Kişinin sosyal ve kalabalık ortamlarda aşırı bir biçimde duyduğu korku, endişe halini barındıran bir kaygı bozukluğudur. Sürekli insanlar tarafından eleştirilme, seyredildiğine inanma, onların ne düşündüğüyle ilgilenme, çevre odaklı yaşama gibi düşüncelere takılıp kalmanın var olduğu korku halidir. Kişi yaşadıklarının anlamsız ve saçma olduğunu bildiği halde bunu engelleyemez.”
Uzm. Psk. Reyhan Uzun , bu tutumun günlük yaşantıya da etki ettiğini ifade ediyor:
“Zaman içinde bu kaygılı tutum kişinin günlük rutinlerinin aksamasına ve işlevselliğinin bozulmasına sebep olur. Ve bu kaygı durumuyla baş edebilmek için ortamlardan kaçınmaya başlarlar. Kaçınmanın dışında kişide beliren yüzde kızarma, ellerde titreme, sıcak basma, terleme, kasılma, çarpıntı gibi fiziksel belirtilerde görünmektedir.”
SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU TEDAVİ EDİLEBİLİR
Çocuk ve Ergen Psikoloğu Uzm. Psk. Reyhan Uzun, sosyal anksiyete bozukluğunun tedavi edilebilir olduğunu vurguladı:
“Psikoterapi ve ilaç tedavisi eş zamanlı götürüldüğünde hızlı sonuçlar almak mümkündür. Bilişsel- Davranışçı Terapi kullanılarak kişinin duygu, düşünce ve davranış biçimleri değerlendirilir, çarpıtılmış, hatalı olan düşünceler daha gerçekçi duruma getirilerek farkındalık kazandırılır. Bunun yanı sıra sistematik duyarsızlaştırma ve maruz bırakma yoluyla kişiyi aşama aşama kaygılarıyla yüzleştirmek ve başa çıkabilme becerisini güçlendirmek amaçlanmaktadır. EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) yöntemiyle de bu kaygıya sebep olan geçmiş dönem olumsuz anılarını belirlemek, travmatik etki yaratan olumsuz anıların kişide bıraktığı ve kişinin bu olumsuz anı sonrası geliştirmiş olabileceği kaygıyla baş etmede oldukça etkilidir.”