Gelecekte yapay et pazarının büyümesi ile alışkanlıkların tamamen değişeceği, üretimin ve tüketimin yeni bir boyut kazanacağı sıkça konuşuluyor. Daha verimli üretim sürecinin doğası gereği yapay etin geleneksel hayvancılığa göre çok daha fazla artılarının olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Murat Doğan, daha az toprak ve su kullanılarak ekosistemin korunacağını belirtti.
Yapay et doğrudan ilgili hayvandan alınmış doku hücrelerinin çoğaltılması ile elde edilen gerçek hayvan etidir. Bu yeni üretim yöntemi ile etleri için hayvanları yetiştirme zorunluluğu ortadan kalkıyor. Örneğin, dana etinin dokularıyla aynı veya benzer yapıdaki hücreler kullanıldığı için damak tadı olarak alışık olunan geleneksel lezzet ve besin öğeleri kopyalanmış oluyor. Günümüzde, gelişmiş ülkelerin gıda şirketleri yapay et üretmek için 450 milyon dolardan fazla para harcamış durumdalar. Gelecekte tüm alışkanlıkları değiştireceği söylenen yapay et piyasası için daha çok bütçeler ayrılacak gibi görünüyor.
Yapay etin üretimi ilk olarak ilgili hayvanın kök hücrelerinin alınması ve uygun koşullarda saklanması ile başlıyor. Bu hücreler daha sonra yüksek miktar ve hacimlerde biyoreaktörlerle çoğaltılıyor. Yapay etin hücresel anlamda gerçek etten farkı olmadığı için veganlar tarafından tüketilemeyeceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Murat Doğan, “Sağlık açısından bakıldığında da gerçek etten farklı olmadığından dolayı sorun oluşturmayacağını düşünmüyorum” dedi. Yapay etin, aşırı tarımsal faaliyetler sonucu oluşan ormansızlaşma ve hayvansal kaynaklı salgın hastalıkların azalmasına katkı sağlayacağını da sözlerine ekledi.
Yapay et üretimi için büyük tesislerin planlanması, üretim ve maliyet gibi bir dizi karmaşık zorluğun çözülmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerin bazılarında, örneğin Singapur’da yapay et için düzenlemeler yapıldı. Bazı gıda firmalarının pilot ölçekli tesislerde üretime geçtiğini belirten Dr. Doğan, “Yapay et faaliyetlerinin gelişmesi 10-15 yılımızı alacak diye tahmin ediyorum. Asıl olan uygun fiyata üretmek ise bir 15 yıl daha alır. Kısaca benim tahminim yapay etin market raflarına girmesi 30 yılı alır gibi. Tabii bunu tüketici kabul kısmını göz ardı ederek söylüyorum” şeklinde konuştu. Tüm bu zorlukları çözmek adına devletlerin ve özel sektörün bu işe para yatırması, bu konuyla ilgili bilim insanlarını teşvik etmesi ve yeni araştırma merkezleri açması gerektiğini de vurguladı.