İran gezime Van'dan başlayacağım için ilk durağım Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan İshakpaşa Sarayı oldu. Topkapı Sarayından sonra ülkemizin son devirde yapılmış en ünlü ve değerli saraylarından İshakpaşa sarayını görmeyi çok istiyordum. Sarayın yapımının yaklaşık 100 yıl sürmesi ise ayrı bir heyecan verici bilgiydi benim için. Saraya Ağrı şehir merkezinden araba kiralama yaparak ulaşabilirsiniz.
Van'da öğretmenlik yapan Halil Bayar ve Pınar Ceylan hocam ile yöreyi biraz daha yakından tanıma fırsatı yakaladım. İlçeye geldikten sonra Hasan hocam ile birlikte şehrin 5 kilometre uzağındaki sarp tepe üzerine kurulu İshakpaşa sarayına giriş ücretli, müze kartınız yok ise ücret 5 TL ye sarayı gezebilirsiniz.
18.Yüzyıl Osmanlı mimarisinin yaşatılan en güzel örneklerinden olan saray aslında saraydan çok külliye özelliğinde. Sanatsal işlemeleri taş işçiliği ve oymacılığı ile gerçekleştirildiği için gerçekten büyüleyici. İshakpaşa sarayı tam bir sanat eseri. Saray kızıl toprak rengine yakın olduğu için gün batımına denk gelen şansım yüzünde çok güzel fotoğraflar yakalayabilme imkanım oldu.
Saray içinde; divan salonun duvarlarında Türk hat sanatının ayet ve beyitleri gerçekten ilgi çekici. Sarayın avlusundaki kesme taştan yapılmış sekizgen türbe ise Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden. Saray 14 bölümden oluşmaktadır.
Dış cephe
Birinci ve ikinci avlu
Selamlık Dairesi
Aşevi
Cami binası
Hamam
Harem dairesi ve odaları
Merasim ve eğlence salonu
Tak kapılar
Cephanelik
Zindan
Fırın
Türbe binası
Ve iç mimari bölümleri ( kapılar –pencereler – dolaplar )
Saraya yakın zamanda yapılan restorasyon berbat etmiş. Yan avludaki plaka ile kapatılan yerler ise güzelim tarihi eserin içine etmişler resmen. Bir mimari ancak bu kadar bozulabilir. İnşallah kısa zamanda bu hatalar düzeltilir, sarayın altından yapılmış kapısı ise 1917 Rus ihtilalında Ruslar tarafından kaçırılmış ve şu an Moskova müzesinde sergileniyormuş. Dünyanın ilk kalorifer döşenen sarayı olarak da bilinen bu sarayın aslında tarihimiz için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor.
2000 yılında Unesco Geçici Miras Listesine giren ülkemizin en doğusundaki bu muhteşem yapı mutlaka ziyaret edilmeli. Gerçekten görkemli bir saray. Bir saatlik ziyaretten sonra şimdi 20 km uzaklıktaki Bazargan Sınır kapısına. Gece uzun bir yolculukla sınırdan Tebriz'e hareket edeceğim.
Keşfetmeniz dileğiyle...