Hakkari'deki çatışmada yaralanan Jandarma Komando Er Erhan Yakut, memleketine otobüsle gönderilmesiyle ilgili tartışmaları değerlendirdi.
[
](https://www.mynet.com/otobus-krizine-bakan-yorumu-hic-hos-degil-110100645246)
[
](https://www.mynet.com/turkiyeyi-uzen-habere-jandarmadan-aciklama-110100645182)
İnegöl Orhaniye Mahallesi’ndeki baba evinde açıklamalarda bulunan Erhan Yakut, Hakkari'deki hastanede bulunan arkadaşlarıyla raporları çıktıktan evlerine gitmek istediklerini söyledi.
Yakut, bu konuda komutanlarının yardımcı olduğunu, 200'er lira para verdiklerini belirterek, ''Sonra helikoptere bindik, Van'a gittik. Van'da durdu. Askeri hasta uçağı vardı. O uçağa bindik. Oradan Ankara'ya geldik. Ankara'da da 2 tane rütbeli komutanım vardı yanımda. Arkadaşlarla beraberdik. Sonra bizimle ilgilendiler. Daha sonra otobüs biletlerimizi ayarladılar. Otobüse binene kadar yanımızdan ayrılmadılar. Çok ilgi gösterdiler, Allah razı olsun hepsinden. Sonra otobüse bindim. Babamı aradım 'Baba ben geliyorum, gelince konuşuruz' dedim. Otobüse binip İnegöl'e geldim. Bir baktım, böyle karışık olaylar olmuş. Yalan yanlış bilgiler var ortada'' diye konuştu.
‘KENDİ İSTEĞİMLE GELDİM’
Yola çıkmadan önce babasından para istediğini, babasının da parayı gönderdiğini anlatan Yakut, şöyle devam etti:
''Biz parayı çekmeye giderken, bankamatik kartımı yuttu. Ondan sonra kartı alamadık. Sonra parayı çekmeye fırsatımız olmadı. Sonra olayı komutanlara anlattık. Komutanlar bize para verdiler. Daha sonra buraya geldik. Gazetecilerin yapmış olduğu haberler yalan oluyor. Ankara'dan İnegöl'e kendi isteğimle geldim. Bana 'Seni ailen alsın' dediler. Ben de 'Babamlar zahmet etmesin diye buraya kadar gelmişiz, 4 saatlik yolu giderim' dedim. Allah'a şükür durumum iyiydi. 'Ayakta durabiliyorum, yürüyebiliyorum' dedim. Kendi isteğimle geldim. Bilseydim böyle olayların olacağını, beklerdim. Benimle birlikte arkadaşlarım vardı. Tezkereci arkadaşlarım vardı. Ankara'da 2-3 komutanım bana yardım etti. Biz gidene kadar başımızdan hiç ayrılmadılar.''
‘MÜHİMMATIMIZ YETTİ’
Yakut, mühimmat sıkıntısı yaşandığına ilişkin haberlere de değinerek, ''Ben 1 nolu mevzideydim. Bizim mevzilerde hiç mühimmat sıkıntısı olmadı. Herkesin mühimmatı yetti'' dedi.
Hakkında çıkan haberleri ''abartı'' olarak nitelendiren Yakut, ''Doğru değil o haberler. Benim ağzımdan duydular mı ki bunları yazıyorlar? nereden duyduysalar yazmışlar'' diye konuştu.
‘BİRLİĞİME DÖNMEK İSTİYORUM’
Yakut, kendisini ziyarete gelenlere teşekkür ederken, şunları kaydetti:
''Allah razı olsun hepsi geldi. Güzelce konuştuk. Yardımcı olacaklarını tahmin ediyorduk. Milletvekilleri geldi, vali geldi, komutanlarım geldi. Sonra herkes geldi. Hepsinden Allah razı olsun. Arkadaşlarıma Allah sabır versin. Şehit olan arkadaşlarımın ailelerine sabır versin. Kendimi toparladıktan sonra, iyice kendime geldikten sonra birliğime geri dönmek istiyorum.''
‘MECBUREN TERLİK GİYDİM’
İnegöl'e gelirken ayağında terlik olduğunun haberlerde yer aldığına da değinen Yakut, ''Ayaklarım şiş. Ayakkabıyı nasıl giyeyim ki ben? Mecbur terlik giymem lazım. Ayaklarımda zaten koruyucu ilaçlar vardı. Ondan terlikle geldim. Ayakkabılarla yürüyemem zaten. Ben gelmeyi çok istedim. 'Oradan uzaklaşayım' dedim. Zaten iyice yıkılmıştım. Buraya geldim. Burada daha çok yıkıldım, olaylar yüzünden. Bu yanlış anlaşılmaların yüzünden'' görüşünü dile getirdi.
‘BABAM OLAYLARI BİLMİYORDU’
Babasının tepkisini de değerlendiren Yakut, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Babam hiçbir şeyden habersizdi. Babam beni aradı 'Gönderdiğim parayı çektin mi?' dedi. Ben o ara kafam karıştı 'Çektim' dedim. Halbuki çekmeye fırsatım olmadı. Ondan sonra babamı aramaya vaktim olmadı. Ellerim ağrıdığı için telefon ile konuşamıyordum. 'Eve giderim, babamı çekerim, her şeyi güzelce anlatırım' dedim, ama fırsat kalmadı. Eve geldiğimde ortalık karışmıştı. Eve geldiğimde babama 'Ben böyle geldim, senin bildiğin gibi olaylar yok' dedim. Babam da ben bilgi veremediğim için öyle konuşmuş. Şimdi babam şaşırmış 'Ben nasıl öyle şeyler söyledim?' diye. Babam olayları bilseydi böyle bir tepkisi olmazdı. Hala babama olayları tam olarak anlatamadım. Eve gelenler yüzünden yüz yüze gelerek hala anlatamadım. Eve geleli 3 gün oldu. Hala babamla yan yana oturarak konuşamadık. Arada birkaç şey anlattığım için yatıştı.''
‘BIÇAKLA SAVAŞMADIK’
Yakut, ''mühimmat bittiği için bıçaklarla savaşıldı'' şeklindeki iddiaları ise ''Yalan, doğru değil. Çatışma çıktı. Biz istirahatli olduğumuz için eşofman ile direkt mevzilerimize koştuk. Sonra çatışma çıktı. Devamlı çatıştık. Sağdan soldan geldiler” diyerek yalanladı.
‘TAKVİYE OLMASA ÇATIŞMA ÇOK SÜRERDİ’
''Birliğe takviye gelmediği'' yönündeki iddialara da değinen Yakut, şöyle dedi:
''Birlik geldi. Havadan kobralar geldi. Sonra bize gelecek olan takviye kuvvetlere, yolları, köprüleri patlatmışlar. Hakkari tarafını... Sonra köprüden gelen 2 kobra, mayına basıyor. Ters dönüyor. Onlara saldırıyorlar. Takviye sonradan geldi. Takviyenin gelmesi iyi oldu. Takviye gelmeseydi, çatışma daha çok sürerdi. Biz sızma ekibini bozduk, ama yine havadan mermiler geliyordu. 250-300 kişilik grup tahmini olarak vardı. Her yerden üzerimize ateş geliyordu.''