ANKARA (ANKA) – Danıştay 5. Daire Başkanı Mustafa Behiç Kılıçhan, “Kimi cezalandıracağını sanıyordu bilinmez ya da verdiği bir karar nedeniyle 2. Dairemizi cezalandırdığını düşünüyordu ama böyle bir ilkel cezalandırmayla hukukçuların sindirilebileceğini, Danıştay’ın, Türk insanının, Türk kamuoyunun korkutulacağını sanmışsa yanılmıştı” dedi.
Danıştay’a yönelik silahlı saldırının 5’inci yılında “Danıştay’a Yapılan Saldırının Yıldönümü ve Yargı Şehidi Mustafa Yücel Özbilgin’i Anma Günü” nedeniyle tören düzenlendi. Törene, saldırıda hayatını kaybeden Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in eşi Sema Özbilgin, oğulları Gökhan ve Serkan Özbilgin ile Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri Ali Suat Ertosun, Yargıtay’ın bazı üyeleri ve Danıştay mensuplarıyla, YARSAV üyeleri katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören de Özbilgin’in hayatını anlatan ve fotoğraflarından oluşan sinevizyon gösterisi sunuldu. Sinevizyon gösterisini oğlu Gökhan Özbilgin ile el ele tutuşarak izleyen Sema Özbilgin ile bazı Danıştay mensuplarının gözyaşlarını tutamadığı gözlendi. Sinevizyon gösterisinin ardından konuşma yapan Danıştay 5. Daire Başkanı Kılıçhan, 2006 yılının 17 Mayıs’ının Danıştay için, Türk hukuku için, Türkiye için kara bir gün olduğunu söyledi.
-"KURŞUNLARI TÜRK HALKININ ÜZERİNE BOŞALTTI"-
17 Mayıs 2006 sabahı Danıştay 2. Daire heyetinin müzakeredeyken silahlı bir kişinin saldırısına uğradığını bu saldırıyı gerçekleştirenin de bir hukukçu olduğunu belirten Kılıçhan, böyle bir saldırıyı hiç kimsenin hak etmeyeceğini ifade etti. Görevini yapmaktan başka bir eylemi bulunmayan kamu görevlilerinin ve hâkimlerin bu saldırıyı hiç ama hiç hak etmeyeceğini kaydeden Kılıçhan, “Bir hukukçu bir hukuk kurumunu silahıyla bastı ve silahındaki kurşunları oradakilerin üzerine, Danıştay’a, Türk hukuk camiasına, Türk halkının üzerine boşalttı” dedi. Kılıçhan sözlerine şöyle devam etti:
“Kimi cezalandıracağını sanıyordu bilinmez ya da verdiği bir karar nedeniyle 2. Dairemizi cezalandırdığını düşünüyordu ama böyle bir ilkel cezalandırmayla hukukçuların sindirilebileceğini, Danıştay’ın, Türk insanının Türk kamuoyunun korkutulacağını sanmışsa yanılmıştı.”
-ÖZBİLGİN’İN İSMİ ÖLÜMSÜZLER LİSTESİNE EKLENDİ-
Mustafa Yücel Özbilgin’in sadece Danıştay’ın değil, Türk hukukunun ve Türk halkının şehidi olduğunu, isminin Türkiye’nin ölümsüzler listesine eklendiğini ifade eden Kılıçhan, “Hukuka bağlı bir yüksek yargıç olarak Türk milleti adına karar veren ve üstün sorumluluk duygusu içerisinde yüce Türk adaletine hizmet eden şehidimizi yüce Türk ulusunun unutmayacağından eminim” değerlendirmesinde bulundu. Aile büyüklerinin ölmüşler için “Gerçek âlemdeler, her şeyi biliyor ve görüyor” dediklerini anımsatan Kılıçhan, sözlerine şöyle devam etti:
“Eğer gerçekten öyleyse Mustafa Yücel Özbilgin de şimdi gerçek âlemde ve her şeyi görüp biliyorsa, kendisine sıkılan kurşunların sebebini, varsa arkasındaki azmettiricileri ya da iddia edildiği gibiyse çeteyi biliyordur. Silahı doğrultanın kendiliğinden mi birileri tarafından mı yönlendirildiğini veya bazı yayınlardan ya da konuşmalardan vazife mi çıkardığını öğrenmiştir çoktan. Bizler ise tam gerçeği hiç öğrenemeyeceğiz, bilemeyeceğiz ama Özbilgin’i kaybettiğimiz kara günü hiç unutmayacağız, tabii onu da. Hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.”
Kılıçhan’ın konuşurken zaman zaman gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
-BİRDEN AMELİYAT OLDU, GERÇEKER YURTDIŞINDA-
Danıştay Başkanı Mustafa Birden ameliyat olduğu için raporlu olması nedeniyle törene katılamadı. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ise yurtdışında olduğu için törene katılamadığını belirten bir mesaj gönderdi. Yargıtay Başkanı Gerçeker, mesajında, yargı mensuplarının kamu görevi yaptıkları sırada canlarına kastedilmesinin hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceğini belirtti. Saldırının Türk tarihinde kara bir leke olarak kalacağına dikkat çeken Gerçeker’in mesajında şu değerlendirmeye yer verildi:
“Terörün hukuk ve insanlık dışı bir eylem olmanın ötesinde hiçbir amaç ve anlamı yoktur. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı kaynağını hukuktan ve yüce milletin vicdanından alır. Adil ve yansız yargının karşısında hiçbir yasa dışı eylem etkili olamayacak, aksine yargının, hukukun üstünlüğünü, hak ve adaleti sağlama yönündeki kararlılığını ve iradesini güçlendirecektir. Merhum Özbilgin, onurlu hukukçu kimliği, müstesna kişiliği ve görevi başında katledilerek ulaştığı yargı şehidi mertebesiyle daima hatırlanacaktır.”