Yargıtay Başkanı Cirit: İdamın geri gelmesi tartışılması gereken bir olay

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Özgecan Türkiye'nin Avrupa'ya uyum süreci içinde 4771 sayılı yasa ile idamı kaldırdığını hatırlattı.

Cirit, "İdamı kaldıracağımıza söz verdik ve kaldırdık. Özgecan olayından sonra toplumda basit bir anket yapılsa yüzde 80 idamın geri gelmesini tekrar ister diye düşünüyorum. Diğer taraftan kıta Avrupa'sında idam cezası yok ama dünyanın birçok ülkesinde değişik şekilleriyle var. Bu tartışılması gereken bir olay. Sadece yargı olarak bizi ilgilendiren olay değil. Toplumu, üniversiteleri, yasamayı, yürütmeyi ilgilendiren bir olay tartışılması gerekir" diye konuştu.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, yüksek yargı muhabirleriyle Yargıtayevi'nde bir araya geldi. Cirit, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Özgecan Aslan cinayetinden sonra idam tartışmalarının başladığının anımsatılması üzerine Cirit, Özgecan cinayetinin trajik ve toplumu derinden sarsan bir olay olduğunu belirtti. Toplumun genlerinin düzeltilmesi, sevginin, saygının, hoşgörünün ve empatinin geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Cirit, "Özgecan olayı trajik bir olay. Her olayın değişik boyutları vardır, sosyal ve ekonomik boyutları vardır. Her şeyden önce eğitim boyutu vardır. Eğitimin topluma yararlı bireyler yetiştirmesi gerekir. Karşılıklı sevgiyi, saygıyı, empatiyi geliştirmesi gerekir. Ama en ufak trafik uyuşmazlığında bile silahların çekildiğini, insanların öldürüldüğünü görüyoruz. Toplum açısından çok sağlıklı bir olay değil. Bunu sağlıklı hale getirmek lazım. Okul eğitimi var sokağın getirdiği eğitim var. Her şeyden önce görsel medyanın toplumu derinden etkilediğini görmekteyiz. Herkesin otokontrol sistemini kurması lazım" dedi.

Reklam
Reklam

TARTIŞILMASI GEREKİR

Başkan Cirit, Amerikalı yargıçlarla yaptıkları bir görüşmede, yargıçların kendilerine "Basına bu kadar yaptırım olur mu" diye sorduklarını belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Otokontrol sistemi yok dedik. Mesela, ikiz kuleler saldırısında orada ölen bir tane insan görmedik görüntülerde. Ama bizde dizilerde her akşam 500'er kişi ölüyor. Kiminin başı kesiliyor, kimine başka şey. Bu da ister istemez toplumun şiddete eğilimini artırıyor. Hep birlikte, toplum olarak çoğulcu bir yapıyla herkesin, başımızı ellerimizin arasına alıp, samimiyeti, sevgiyi, saygıyı, empatiyi nerede, nasıl geliştirebiliriz, bunun çalışması içinde olmamız gerekir."

Türkiye'nin Avrupa'ya uyum süreci içinde 4771 sayılı yasa ile idamı kaldırdığını anımsatan Cirit, "Avrupa Komisyonunda imzamız var. Bu konuda imzamız olduğu için idamı kaldıracağımıza söz verdik ve kaldırdık ama Özgecan olayından sonra toplumda basit bir anket yapılsa yüzde 80 idamın geri gelmesini tekrar ister diye düşünüyorum. Diğer taraftan kıta Avrupa'sında idam cezası yok ama dünyanın birçok ülkesinde değişik şekilleriyle var. Ama biz Avrupa uyum süreci içinde buna imza attık. Bu tartışılması gereken bir olay. Sadece yargı olarak bizi ilgilendiren olay değil, toplumu, üniversiteleri, yasamayı, yürütmeyi ilgilendiren bir olay. Tartışılması gerekir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

DEVLET AKLINDA MANTIK VARDIR, DUYGU VE HİS OLMAZ

Cirit, Mardin'de 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç. davasında olduğu gibi cinsel taciz ve istismar davalarında hakimlerin sanıklara uyguladığı iyi hal indiriminin tartışmalara yol açtığının anımsatılması üzerine "N.Ç. olayı da teknik bir takım durumlar var. Yeni TCK öncesi bir durum. 2005'den sonraki kanun farklı. Önceki kanun farklı yaptırım öngörüyor. Biz yasaları uygulamakla yükümlü insanlarız. Yasaları uygularken bizim hislerimiz, duygularımız olmaz yasa neyse odur. Devlet aklında mantık vardır, duygu ve his olmaz. Bizim arkadaşlarımız da o şekilde davranmışlardır" dedi.

KEYFİLİĞİN OLMAMASI LAZIM

Sanıkların duruşmada sadece kravat taktıkları için iyi hal indiriminden yararlandığının anımsatılması üzerine Cirit, iyi hal indiriminin TCK'nın 62. maddesinde yer aldığını belirterek, söz konusu maddede uygulamaya değişik kıstaslar getirildiğini kaydetti. Bu kıstaslardan bir tanesinin sanığın yargılama sürecinde göstermiş olduğu davranış olduğunu ifade eden Cirit, "Bu davranış olumlu bir davranışsa, mahkemeye gelirken gereken özeni ve saygıyı göstermişse, soruları doğru cevaplamışsa bunlar hakimin takdirinde olduğu için hakim bunu olumlu veya olumsuz olarak değerlendirebiliyor. Burada bir keyfiliğin olmaması lazım. Yargıtay dairelerimiz keyfiliğin ortadan kaldırılması, zaman zaman içtihat birliği sağlaması için bunlara çok özenle bakıyor, takip ediyor ve farklı durum olmuşsa bunu düzeltiyor. Yani bir kıstası olması lazım. Bu keyfilik değildir. Takdir hakkı kullanırken de keyfi bir hak değildir. Yargıtay ilgili daireleri ciddi şekilde bunu takip ediyor" dedi.

Reklam
Reklam

(ANKA)